TBMM Başkanı Cemil Çiçek, Barack Obama'nın yeniden ABD Başkanlığı'na seçilmesi konusunda, ''Barışa katkıda bulunması beklentimiz ve temennimizdir'' dedi.
Çiçek, Slovakya'daki temasları kapsamında, Ulusal Meclis Başkanı Pavol Paska ile bir araya geldi.
Çiçek ve Paska, basına kapalı gerçekleşen heyetler arası görüşmeden sonra ortak basın toplantısı yaptı.
Paska, Türkiye'nin kendileri için sadece NATO içinde iyi bir müttefik değil, aynı zamanda çok büyük ekonomik potansiyel taşıyan bir ülke konumunda olduğunu söyledi.
Pavol Paska, Çiçek ile görüşmesinde, parlamentoların birlikte çalışması neticesinde ''parlamenter ekonomik diplomasi'' sonucuna nasıl ulaşabileceklerini, bunun için iki ülke arasında ticaret ve ekonomik ilişkilerin daha iyi noktalara nasıl getirilebileceğini, iş birliğinin artırılmasına nasıl katkı sağlayabileceklerini ele aldıklarını kaydetti.
Çiçek de ziyaretten duyduğu memnuniyeti dile getirerek, ''Bu ziyaret bizim için anlamlı ve önemlidir. Türkiye ve Slovakya dost iki ülke. Hem NATO içinde çok önemli görevler üstlenmekte hem de bir çok konuda görüşleri paraleldir. Her alandaki ilişkilerimiz iyi düzeyde seyretmektedir'' dedi.
İlişkileri geliştirme noktasında iki tarafta da kuvvetli irade olduğuna işaret eden Çiçek, şöyle konuştu:
''Türkiye olarak ekonomi, ticari ve siyasi ilişkilerin yanında, başta enerji olmak üzere işbirliğini geliştirmeyi arzu ediyoruz. Ayrıca güvenlik ve kültürel alanda ilişkilerimizi çeşitlendirmek istiyoruz. İki ülkenin potansiyeli dikkate alındığında gelinen bugünkü nokta önemlidir. Ama bunu daha ileriye götürecek imkan ve fırsatlar vardır.
Parlamentolar olarak bu ilişkilerin gelişmesi konusunda üzerimize düşen sorumluluğu yerine getirmeliyiz. Biz Türkiye olarak ciddi çaba içinde olacağız.''
-Obama'nın yeniden seçilmesi-
Çiçek, bir gazetecinin sorusu üzerine, Obama'nın ABD Başkanlığı'na yeniden seçilmesini değerlendirerek, şunları kaydetti:
''Obama, yeniden ABD Başkanlığı'na seçilmiş oldu. Hem Amerika halkı hem de Amerika'dan beklentileri olanlar için hayırlı olmasını diliyorum. Amerika, NATO içinde önemli müttefik. NATO'nun sorumluluğu var. O sorumluluğun kendisine yüklediği sorumlulukları var. Özellikle bizim bölgemiz bakımından, Türkiye'nin çevresinde olup bitenler bakımından şu an sıkıntı içinde olan, baskı ve zulüm altında olan halkların seçim sonrası ile ilgili beklentisi var. En evvel, barışa en üst düzeyde katkı sağlamasıdır. Bunu bekliyoruz, bunu temenni ediyoruz.
Türkiye olarak ikili ilişkilerimiz açısından bunun ötesinde beklentilerimiz var. İkili mesele olduğu için bu soruyu burada cevaplandırmak pek uygun olmayabilir.''
-''AB'den imtiyaz değil, verdiği sözü tutmasını istiyoruz''-
Paska, bir soru üzerine, AB'ye katılım müzakereleri ile ilgili Türkiye ile deneyimlerini paylaşmaya, yardım mekanizmalarını devreye sokmaya hazır olduklarını söyledi. Slovakya olarak Türkiye'ye destek verdiklerini anlatan Paska, ''Tam üyelik konusunda tüm koşulların bir araya gelmesinden sonra Türkiye'nin üye olmasına desteğimiz tamdır'' dedi.
Çiçek de aynı soruyu yanıtlarken, Slovakya'nın desteğini takdirle karşıladıklarını, bu desteğin ilgili platformlarda artarak devam etmesini dilediklerini belirterek şöyle konuştu:
''Ancak şu an Türkiye ile AB ilişkileri buzdolabındadır. Bunun birinci derece sorumlusu Fransa'dır. Beş başlığın müzakeresini engellemektedir. Ayrıca Güney Kıbrıs Rum Kesimi'nin dönem başkanlığı sebebiyle ki Rum kesiminin adanın tamamını temsil etmediği kanaatindeyim, 8 başlık Kıbrıs konusundan dolayı müzakere edilememektedir. Şu an ilişkiler maalesef bir nevi dondurulmuş vaziyettedir. Doğrusu Türk tarafı ve Türkiye, 2004 yılında Kıbrıs sorunun çözülmesi için Annan Planı'nı desteklemiştir. AB, bu desteği Türk tarafına vermesi gerekirken, 2004'de çözümü istemeyen taraf lehine ağırlığını koymakta, hala Rum kesiminin arkasında durmaktadır.
Sorunun çözülememesinin birinci derecede sorumlusu, Rum kesimi ve ona destek verenlerdir. Dolayısıyla bu ilişkiler bugün istenen şekilde yürütülemiyor. Onun için Slovakya'nın desteği bizim bakımımızdan önemli ama işler bu şekilde sürdürülecekse ilişkilerin nasıl sonlanacağını tahmin etmek de zor değildir. Biz AB'den imtiyaz istemiyoruz. Adil, hakkaniyete uygun davranmasını, verdiği sözlerde durmasını istiyoruz. Eğer AB coğrafi birlik değil de değerler bütünüyse sözünde durmak da bunun bir parçasıdır. Biz AB'den verdiği sözlerin arkasında durmasını istiyoruz.''
