AB Komisyonu Başkan Yardımcısı Günter Verheugen'ın, AB ülkelerinin başına sardığı kimyasalların kaydının değerlendirilmesi, izni ve kısıtlanmasını öngören Reach Tüzüğü, bu ülkelerin madencilik sektörünü çökertti. Şimdi arayış içine giren AB madencilik sektörü, birlik ülkelerinin ihtiyacı olan madenlerin AB dışındaki ülkelerden temin edilmesinde yeni bir strateji peşine düştü.
Öğleden sonra gerçekleştirilen toplantı öncesi sabah yapılan bilgilendirmede Euromines Direktörü Dr. Corina Hebestreit, AB'nin yeni stratejisinde ilk olarak AB dışı ülkelerden gelecek materyallere erişimin, malzeme alımının, ticareti sekteye uğratıp uğratmadığının önemli olduğunu söyledi. Hebestreit, ikinci olarak da AB'de hammaddelere erişimin nasıl geliştirilebileceği, maden arama ve jeolojik potansiyelin nasıl geliştirilebileceğinin öncelikli konular olduğunu kaydetti. Hebestreit, AB'nin sanayide kullanılan mineraller ve agregalar açısından kendi kendine yetebildiğini, ancak bir takım metaller açısından ithalata bağımlı olduğunu ve bu konuda da bir takım endişeleri söz konusu olduğunu bildirdi. Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Hebestreit, “AB'de en çok hangi madenlere ihtiyaç var? şeklindeki bir soruya, “ Toplam 39 adet farklı hammadde ihtiyacı olduğu belirlendi. AB'nin 2030'a kadar bakır ihtiyacı çok olacak. Bu konuda hazırlanan rapor, 15 Haziran 2010 tarihinde Madrid'de yapılacak Euromines Genel Kurulu'nda açıklanacak” dedi. Hebestreit, “Türkiye'nin bor madeni konusunda AB'nin düşüncesi nedir” yönündeki bir diğer soruya ise; “Öncelikle AB'de kullanılan borun büyük kısmı Türkiye'den geliyor. Bu maden Türkiye'den gelmese AB yapamaz” dedi.
Türkiye Madenciler Derneği Yönetim Kurulu Başkanı İsmet Kasapoğlu'nun “AB'de aranmış, bulunmuş ve pazarı olan bir maden için canım burası orman civarında bulunuyor, iki tane zeytin ağacı var diye üretimi yasaklanmış bir maden var mı?' şeklindeki sorusuna, Euromines çevre sorumlusu Johannes Drielsma yanıt verdi. Drielsma, bazen ulusal düzeyde, bazen de bölgelerde yasaklamalar olabildiğini söyledi. AB'de her ülkenin kendi hassas bölgelerini tespit ettiğini belirten Drielsma, şunları söyledi: “Madencilik gibi içinde bulunduğu topluluğa getireceği sosyal değerler açısından önemli faaliyetler söz konusu olduğunda da bu konuda orta yol bulunuyor.”
