Yakut, yaptığı açıklamada, CHP ve BDP'nin, 2011 seçimlerinden sonra Meclis'i boykot etmesiyle, Meclis'in açılışının sıkıntılı olduğunu ifade etti.Yakut,sözlerini şöyle sürdürdü:
"Anamuhalefet partisi, keşke bunu yapmasaydı. Dolayısıyla bu sendromu hala üzerinden atabilmiş değil. Meclis'in açıldığı günden bu tarafa milletvekillerinin tutuklu olması çerçevesinde politika, söylem geliştiriyor. Bundan dolayı da Genel Kurul'daki tartışmalar çok hararetli, ateşli oluyor. Anamuhalefet partisi, böyle bir başlangıç yapmasaydı 2011'den bu yana geçen sürede, Genel Kurul'daki tartışmalarda, bu kadar tansiyonu yüksek, bu kadar kavgalı, gürültülü, çatışmalı bir ortam meydana gelmezdi. CHP, bir çıkış yolu bulmak istedi. Meclis'in açıldığında tutuklu milletvekilleri üzerinden politika geliştirmek ve Gezi Parkı olaylarından politika geliştirmek istedi. Bu aslında doğru değil. Bana göre buradan birşey gelişmez. İktidar partisinin getirdiği yasal düzenlemelere karşı, halkın gündemini belirleyecek konuları getirseydi, Genel Kurul'daki tartışmaların ateşinin daha düşük olacağı, çatışmanın olmayacağı kanatindeyim."
Tartışmaların, geçmiş dönemlere kıyasla artıp artmadığı sorusu üzerine Yakut, çok arttığını, tansiyonun çok yükseldiğini ifade etti. Yakut, bunun en önemli nedenlerinden birinin AK Parti'nin, 2002'den bu yana iktidarda bulunması olduğunu söyledi.
Yakut,üç dönem muhalefette kalmalarının, partileri hırçınlaştırdığını ifade ederek, muhalefetin politika üretememesi ve iktidar alternatifi olamamasından dolayı muhalefet yapma zemininin başka yerlere taşındığını belirtti. Yakut, şunları kaydetti:
"Meclis'in ilk açılışında, tutuklu milletvekillerini gerekçe göstererek protesto etme. Belki BDP açısından kabullenebilir bir hadise. BDP, KCK'yı meşrulaştırmak istedi. Çünkü milletvekilleri KCK'dan tutukluydu.Bu oyuna CHP'nin gelmemesi lazımdı.KCK tutuklamaları devam ettiği sürece oradan daha büyük çoğunluğunu milletvekili adayı gösterecek. Keşke, başlangıçta CHP bu protestoyu yapmasaydı. Zaman zaman dışarda meydana gelen olayları da sahiplenerek, Meclis Genel Kurulu'na taşıyıp muhalefet yapma anlayışı, iktidarın icraatlarından ve getirilen yasalardan değil de başka zemine taşımasıydı. Asıl sorun, tartışma buradan kaynaklanıyor. Muhalefet yapma anlayışları değişmediği takdirde devam edeceği kanaatindeyim. Çünkü muhalefette bir umutsuzluk görüyorum. İktidar partisi, 3 dönem iktidarda. Yapılan araştırmalarda muhalefet, yine iktidar alternatifi olarak görünmüyor. Tabii bu görüntü de muhalefeti Genel Kurul'da hırçınlaştırıyor. BDP, konuşmalarında, örgütün temsilcisi olduğunu beyan ediyorlar. İmralı, KCK, Kandil arasında gidip geliyorlar. Nereden gelen talimatı uygulayacaklarına da zaman zaman şaşırıyorlar. Bu da Genel Kurul'da gerginliklere neden oluyor. Zaman zaman çok üzücü olaylar oluyor, bu olaylar içinde sıkıldığımız, çok yorulduğumuz ama bazen de eğlenceli tartışmalar da oluyor. Meclis'i idare ediyorsunuz, bir grup başkanvekili gülmenize, 'niye sırıtıyorsunuz' diyebiliyor."
Meclis'in önünde bir anayasa çalışması bulunduğunu, 48 madde üzerinde anlaşıldığını belirten Yakut, milletin, TBMM'den yeni, sivil bir anayasa beklediğini ifade etti.
Yakut,beklentinin psikolojik olabileceğini belirterek, "Mevcut anayasadan çok farklı bir anayasa olmasa bile milletin temsilcileri, milletvekillerinin yaptığı anayasaya, 'benim anayasam, benim iradem buna yansıdı' diye düşündüğü için böyle bir beklenti içinde.48 maddede anlaşılmışken, Meclis olağanüstü toplanmasa bile 1 Ekim'den sonraki çalışmalarda bu tekrar gündeme gelebilir. İnşallah milletin bu isteğine cevap verebiliriz" dedi.
