Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, Yüksek Öğretim Kurulu'nun yapısından duyduğu rahatsızlığı bir kez daha dile getirdi. Sezer, YÖK'ün yetkilerinin yeniden gözden geçirilmesini isteyerek, yüksek öğretim kurumlarının bilimsel özerkliğin yanında yönetsel özerkliğe de kavuşturulmalarında yarar olduğunu kaydetti.
Hacettepe Üniversetisi'nin 2000-2001 Akademik Öğretim Yılı, Kültür Merkezi M Salonu'nda dün yapılan resmi törenle başladı.
Demokratik üniversite
Törendeki konuşmasına, Hacettepe Üniversitesi'nin dünyanın en saygın üniversitelerinden biri haline gelmesinden ve yetiştirdiği öğrencilerin dünyanın değişik yerlerinde önemli görevlerde bulunmasından duyduğu memnuniyeti dile getirerek başlayan Cumhurbaşkanı Sezer, ideoljik çatışmalar, kutuplaşmalar ve dünyada yaşanan olumsuz gelişmelerin etkisi nedeniyle dönemsel olarak belli güçlüklüklerden geçen üniversitelerin, günümüzde artık gerçek işlevine kavuştuğunu vurguladı. Sezer, üniversitelerin şu an içinde bulundukları sorunlara değinirken, YÖK'e ağır eleştirilerde bulundu.
Sezer, üniversitelerin demokrasi kültürünün egemen olduğu kurumlar durumuna gelmesi gerektiğini belirtirken, katılımcılığa, çok sesliliğe ve demokratikleşmeye her kurumdan çok bilim yuvaları olan üniversitelerde daha çok ihtiyaç olduğunu söyledi. Bu bağlamda yüksek öğretim kurumlarında yönetim sisteminin yeniden ele alınması, bilimsel özerklik yanında yönetsel özerkliğe de kavuşturulmaları gerektiğini vurgulayan Sezer, şunları söyledi:
Yöneticiler seçimle gelmeli
"Yöneticilerin atamayla belirlenmesinin, tüm uygulamalarıyla toplumun her kesimine örnek olması gereken yüksek öğretim kurumlarımıza uygun düştüğü söylenemez. Öğretim üyeleri gibi toplumun iyi yetişmiş, birikimli, seçkin kişilerden oluşan kadroların yöneticilerini seçebilmeleri, demokrasi kültürünün yerleşmesine önemli katkı sağlayacaktır. Özerk demokratik üniversite geleneğinde yüksek öğretim üst kurullarının görevi eşgüdüm ve planmaladır. Yüksek Öğretim Kurulu'nun bu amaç dışındaki yetkilerinin yeniden gözden geçirilmesi yararlı olacaktır.
Gençlerimizin yaşamlarnı etkileyen üniversiteye giriş sınavı sorun olmayı sürdürmektedir. Bir yandan böylesine önemli bir konunun 2-3 saatlik bir sınav sistemine bağlanması, öte yandan da bölüm seçiminde öğrencinin ilgi ve yeteneğini gözeten bir sistemin geçerli olmaması sorunun kaynağını oluşturmaktadır.." --------------- imza ve tarih ---------------- --------------- imza ve tarih ---------------- Geri OKU
