Kraemer, Dolar/TL kurunda güçlü hareketlerin görüldüğünü, bunun da ihracat faaliyetlerine katkı sağlayacağını söyledi.
Bu sebeple cari açığın düşüş göstermesini beklediğini ifade eden Kraemer, "Cari açığın GSYH'ya oranı yüzde 5-6'ya inebilir. Ancak cari açığın ne kadar olabileceği konusunda tahminde bulunmak için çok erken" diye konuştu.
Kraemer, cari açık konusunda Türkiye'nin dışarıdan gelecek sermayeye ihtiyacı olduğunun altını çizerek, Türkiye'de sert düşüş riskinin sermaye çıkışlarından kaynaklandığını dile getirdi.
Türkiye'nin gelişmekte olan ülkeler içinde en fazla sermaye çıkışına maruz kalan ülkelerden biri olduğunu ifade eden Kraemer, bu sermaye çıkışlarının bir kısmının geçen yıl mayıs-haziran aylarında ABD Merkez Bankası'nın (Fed) tahvil alımlarını azaltacağına dair tartışmalarla olduğunu, diğer kısmının da ocak ayında gerçekleştiğini aktardı.
Kraemer, sermaye çıkışlarının, dışarıdan gelecek sermaye akışına ihtiyaç duyan ülkeler için problem olduğuna ve cari açık olarak ülke ekonomisine yansıdığına işaret etti.
Türkiye'de sert düşüş riskine karşı hükümet ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası tarafından belirlenen politikaların izleneceğini belirten Moritz Kraemer, "Şubat ayında S&P, Türkiye'nin görünümünü negatife çevirdi. S&P, Brezilya ve Rusya'nın da kredi notunu düşürdü ancak her ülkenin kendine özel bir nedeni var. Ülkelerin not ve görünümlerinin düşürülmesinde her ülke için ayrı değerlendirmeler söz konusu" açıklamasını yaptı.
Kraemer, bunlara örnek olarak Brezilya'da yapısal reformların eksikliğinden kaynaklanan mali performans düşüklüğü bulunduğunu, Rusya'nın da sermaye çıkışı ve yaptırımlardan kaynaklanan farklı bir hikayesi olduğunu sözlerine ekledi.
