İzmir'de dur ihtarına uymadığı gerekçesiyle açılan ikaz ateşi sonucunda hayatını kaybeden Baran Tursun'un babası Mehmet Tursun, Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin'den özür diledi. Tursun, ailesiyle aralarında İnsan Hakları Derneği (İHD) İzmir Şubesi üyelerinin de bulunduğu, kendilerine destek veren altı kişi hakkında, TCK'nin 301. maddesinden dava açılması için Adalet Bakanlığı'nın izin verdiğini açıklamıştı. Daha sonra aileye destek veren CHP Genel Sekreter Yardımcısı Mehmet Sevigen, Bakan Şahin'i hedef alan sert açıklamalar yapmıştı. Sevigen, "Sayın Bakan, aileye bu acılı gününde 301'den dava açıyor. Ailenin haberi yok. Bu çok ayıp bir şey. Ben, bırakın milletvekilliğini, bırakın bakanlığını, yüreği yanmış, acı içinde bir insan böyle bir günde hak aradığı için böyle bir izni veren, samimi olarak söylüyorum ve çok iyi tanıyorum Mehmet Ali Şahin'i, onun adına utanıyorum." demişti.
Sevigen'in açıklamalarından sonra Adalet Bakanlığı Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliği, yazılı bir açıklamayla Tursun ailesinin 301. maddeden yargılanmasına izin verilmediğini bildirmiş, söz konusu haberleri de "tümüyle gerçeğe aykırı" diye yalanlamıştı. Baran Tursun'un yakınlarının da aralarında bulunduğu toplam 10 kişi hakkında, 14 Ocak 2008 ve 18 Ocak 2008 tarihlerindeki söz ve eylemlerinden dolayı Karşıyaka 3. Asliye Ceza ve Karşıyaka 5. Asliye Ceza mahkemelerinde iki ayrı kamu davasının açıldığı belirtilen açıklamada, şunlar kaydedildi: "Haberlerde iddia edildiğinin aksine, söz konusu kişilerin TCK'nin 301. maddesinden yargılanması talebiyle Adalet Bakanlığı'na iki ayrı başvuru yapılmış, her iki talep de soruşturma izni verilmeyerek geri çevrilmiştir. TCK'nin 301. maddesinden soruşturma yapılmasını Adalet Bakanı'nın iznine bağlayan kanun değişikliğinin 8 Mayıs 2008 tarihinde yürürlüğe girmesinin ardından, söz konusu davalarda durma kararı verilerek, Bakanlığımız'dan izin talebinde bulunulmuştur. Taleplerle ilgili incelemeler 28 Ağustos 2008 ve 10 Ekim 2008 tarihlerinde tamamlanmış, her iki dosyaya da soruşturma izni verilmemiştir. Aksi yöndeki iddia ve haberler kesinlikle doğru değildir."Ailenin avukatlarına, Karşıyaka 3. Asliye Ceza Mahkemesi'nde 30 Ekim 2008 tarihinde açılan davanın duruşmasının 26 Aralık 2008 tarihinde yapılacağını dair bir tebligat geldiğini belirten Mehmet Tursun, aynı dosyada Bakan Şahin'in, 28 Ağustos 2008 tarihinde mahkemenin istediği izni reddettiği imzalı yazının da yer aldığını açıkladı. Tebligata göre açıklama yaptığını ifade eden Tursun, şunları söyledi:
"Duruşma günü belli olan bir tebligatı alınca, izin verildiğini sandık. İşin aslı yargılamayla değilmiş, kâtip hata yapmış. Bakan Şahin'e ailecek çok teşekkür ediyoruz. Kendisine yakışanı yapmış. Bir yanlış anlaşılma oldu. Bir bakan ile bir genel sekreteri, hoş olmayan bir şekilde karşı karşıya getirdik. Bakanımız üzüldü. Bakanlığı ve kendisi hakkında, insanlığını yapmasına rağmen sanki yapmamış gibi bir imaj oluşturuldu. Ailemizin derin teşekkürlerini sunuyoruz ve çok özür diliyoruz. Bir partili değiliz. Dosyamıza gidip baksaydık, Bakanımız'ın olurunu görebilirdik. Benim hatam oldu.
karşıyaka ilçesi Bayraklı semtinde 25 Kasım 2007'de polis ekiplerinin, dur ihtarına uymadığı için kovaladıkları Baran Tursun yönetimindeki 35 AL 9207 plakalı otomobil, ağaçlara ve bir elektrik direğine çarpmıştı. Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'ne kaldırılan ve başının arka kısmında kurşun yarası tespit edilen Tursun, bir süre yaşam destek ünitesine bağlı tutulduktan sonra hayatını kaybetmişti.Kovalamaca sırasında ikaz ateşi açtığı iddiasıyla gözaltına alınan ve mahkemece tutuklanan polis memuru Oral Emre Atar ise tutuksuz yargılanmak üzere ilk duruşmada serbest bırakılmıştı. Duruşmaya katılan Baran Tursun'un kardeşi Şelale Tursun, yanında getirdiği yumurtaları sanık Atar'a fırlatmıştı. Baba Mehmet Tursun ise duruşma sırasında salondan ayrılarak, Karşıyaka Adalet Sarayı önünde basın mensuplarına açıklamalar yapmıştı. Cebinden çıkardığı kalemi kıran Tursun, "Mahkemede figüran olmak istemiyoruz. Adalete güvenmiyoruz." demişti. Cumhuriyet Savcısı Erol Bingöl de açıklamaları sebebiyle toplam dokuz kişi hakkında TCK'nin 301 ve 277. maddelerinden dava açmış fakat yargılama, kanundaki değişiklik sebebiyle Adalet Bakanlığı'ndan izin çıkıncaya kadar durdurulmuştu.
