Hatay'da çadır kentlerde hayatını sürdüren depremzedelerin daha konforlu bir yaşama geçmesi için şehrin 10 noktasında konteyner kentler kuruluyor. AFAD koordinasyonundaki ekipler gece gündüz çalışıyor. 214 vatandaşın hayatını kaybettiği Belen ilçesinde bulunan Millet Bahçesi, şehrin ilk konteyner kentine ev sahipliği yapıyor. İlk etapta engelliler, kronik rahatsızlığı olan kişiler ile evleri ağır hasar gören vatandaşların kalmaya başladığı kente, 46 konteyner kuruldu. Elektrik ve sıcak yemek hizmetinin verildiği konteynerler, tek oda tipinde. Tuvalet ve duş alanlarının ortak olduğu kentte, Türk Telekom alt yapısı oluşturuldu, kısa süre içinde ücretsiz internet imkanı sağlanacak.
BURAYI TERK ETMEYECEĞİZ
Belen'deki konteyner kentte yaşamını sürdüren Ahmet Dağlar, ne olursa olsun şehrini terk etmeyeceğini söyledi. Samazlı Mahallesi’nde annesi Necla ve kızı Elif ile birlikte yaşayan Dağlar, 12 sene önce geçirdiği trafik kazası sonrası kısmi felç nedeniyle yürüyemediğini anlattı. Dağlar, 3 katlı ve yaklaşık 50 yıllık binasının yıkılmasıyla 9 saat enkaz altında kaldığını ifade ederek “12 yıldır yerimden kalkamıyorum oradan çıkmam çok zordu. Akşamdan kızım yanıma meyve tabağı bırakmıştı, biraz onlardan yedim, sürekli dua ettim, 9 saat sonunda beni oradan çıkardılar.” dedi. Dağlar, konteyner kentteki günleri şöyle anlattı: “Konteyner kentte sabah kahvaltısıyla gün başlıyor, yemek sıkıntısı yaşamıyoruz. Sadece insanlar çok kalabalık, tuvalet ve duş için daha fazla alana ihtiyaç var. Binlerce insan Hatay’ı terk etti. Ne olursa olsun vatanımı terk etmeyeceğim. Burada hiçbir eksiğin kalmayacağından şüphem yok” Dağlar'ın kızı 16 yaşındaki Elif de “Ben hiçbir zaman ümidimi kaybetmedim, bir şekilde düzeliriz. Depremden önce hep 'Allah’ım her şey güzel olsun' diye dua ederdim. Belki de bu şekilde hayata yeniden başlayıp, yeniden bir sayfa açacağız.”
Bu çadır sırtımızdaki evimiz
Evleri ağır hasar gören insanlar da yaşamını çadır kentlerde sürdürüyor. Hatay’ın Kırıkhan ilçesine bağlı Tuba Seyirtepe Evleri’nde apartman görevlisi olarak çalışan Hanifi Kaplan (40) ve ailesinin yolu da depremin ardından çadır kente düştü. Kaplan ailesinin çadırına misafir olduk, o geceyi ve sonrasında yaşananları dinledik. Hanifi Kaplan, görevli olduğu sitedeki tüm sakinlerin bölgeden ayrıldığını anlatarak “Kimse eşyasını almadı, bu durumda binayı terk etmek olmazdı. Ben de yağmacılara karşı gidip her gün siteyi bekliyorum. Bizim yaşadığımız binanın zemininde kayma var, kolonlar patlamış. Burada çok şükür bize çadır, battaniye, yemek verdiler. Allah yardım edenlerden bin kere razı olsun” diye konuştu.
BU ÇATI ALTINDA BİRLİKTEYİZ
38 yaşındaki Nesrin Kaplan, “Şu an bu çadır bizim sırtımızda evimiz. Biz 4 kişilik bir aileyiz, bugün zor durumdayız ama elbet yeniden başlayacağız” şeklinde konuştu. Sabah kalktığında aynı evindeki gibi çadırı temizlediğini anlatan Kaplan, “Sabah kalkınca ilk işim sobayı yakıyorum, sonra kahvaltı yapıyoruz. Burada yaşıyoruz, karnımızı doyuruyoruz, bu çatı altında birlikteyiz. Canımız sağ, diğer çadırdaki insanlarla komşu da olduk. Yardımlar hala gelmeye devam ediyor” ifadelerini kullandı. Gökhan Kaplan (17) “Daha güzel günlerin gelmesi için mücadele veriyoruz” dedi.
