1894 yılı devlet kayıtlarına göre Sakız Adası'nda 9 cami, 2 medrese, 3 tekke, 98 kilise, 1 manastır, 2 havra, 2 hamam ve 18 çeşme bulunduğu bilgisini paylaşan Sannav, adada, bugüne bütünlük içinde ulaşabilmiş neredeyse tek Osmanlı yapısının Mecidiye Camisi olduğunu söyledi.
Türkiye'nin AB üyesi olmadığı halde din ve vicdan hürriyetiyle ilgili kaidelere uyduğuna dikkati çeken Sannav, "Gayrimüslimler, bugün ülkemizin pek çok yerinde özgürce ibadetlerini kendi dini müesseslerinde yapabiliyor. Hristiyanlar Çeşme'ye gelip kiliselerde özgürce ibadetlerini yapabiliyorken, Müslümanlar neden kendi ecdat yadigarları olan Sakız Adası'ndaki Mecidiye Camisi'nde veya diğer camilerde namazlarını kılamıyor? Bu sorunun cevabının mutlaka verilmesi gerekiyor." ifadesini kullandı.
Sannav, Yunanistan'ın sınırları içindeki Osmanlı eserleri ve ibadethaneler konusunda mütekabiliyet esasına uygun politika izlemediğinin altını çizerek, şunları dile getirdi:
- "Biz son 20 yılda Edirne'de, Çeşme'de, Alaçatı'da, Ordu'da, Gemlik'te ve farklı yerlerde cemaati bile bulunmayan yaklaşık 84 Rum-Ortodoks kilisesini belirli günlerde ibadete açtık ki bunların hepsi 19. yüzyıl eserleri. Esasında dini yapıların cemaatleri olmasa bile asli görevlerini icra etmelerini sağlamak, büyük devlet olmanın da en belirgin özelliklerinden ve Türkiye buna uygun davranmakta. Rodos'ta Süleymani Camisi de ibadete kapalı. Bu ülkelerin dikkat etmesi gereken mütekabiliyet dediğimiz karşılıklı anlayış ilkesine tamamen zıt. Yunanistan bugün de geçmişte olduğu gibi mütekabiliyet ilkelerine uygun siyaset yürütmüyor."
"Sakız Adası'ndaki selatin camiler depo olarak kullanılıyor"
Neval Konuk da Sakız Adası'nda ayakta kalmayı başaran Osmanlı eserlerinin amaçları dışında kullanıldığına dikkati çekerek, "Adada ayakta kalan 4 selatin camimiz var. Bu camilerden Bayraklı Camisi bugün beyaz eşyaların tamir edildiği bir depo olarak kullanılıyor. Mecidiye Camisi işgal sonrasında hemen müzeye dönüştürülmüş bugün hala müze olarak kullanılıyor. Osmaniye Camisi ve Orhaniye Camisi ise arkeolojik alanlardan elde edilen kazı malzemelerinin deposu." değerlendirmesini yaptı.
Konuk, 1821 Yunan isyanı sonrası dönemde inşa edilen Osmanlı eserlerinin yok sayılmasına karşın Yunan kayıtlarında 8 bin 500 Osmanlı eseri olduğunu söyledi.
Restorasyonlar ve bakımsızlıkla eserler tahrip ediliyor
Konuk, sistematik yok sayma politikalarıyla bağlantılı olarak Osmanlı eserlerinin doğasına uygun olmayan restorasyonlarla bilinçli şekilde kimliksizleştirildiğini belirterek, bu eserlerin, mimarilerine yapılan müdahalelerle Bizans eserine benzetilerek aslında yok edildiğini anlattı.
Sakız Adası'nda 1566'dan 1912'ye kadar süren Osmanlı hakimiyetine karşın sadece Karaali Mezarlığı adında bir Osmanlı mezarlığının bulunduğunu kaydeden Konuk, "Diğer yerlerden de toplanan Osmanlı dönemine ait Müslüman mezar taşları kıble evini gözetmeksizin farklı yönlere rastgele konumlandırılmış vaziyette bir açık hava sergi müzesi gibi burada sergileniyor." dedi.
Konuk, Yunanistan'da özellikle meydan ve merkezi noktalarda yer alan eserlerin kimlik kaybından ya da mimari üsluplarının kasıtlı olarak değiştirildiğini aktararak, sözlerini şöyle tamamladı: