Kültür eski bakanı ve Ahmet Yesevi Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Namık Kemal Zeybek, Türk cumhuriyetlerine yönelik misyonerlik faaliyetlerinin milli birliği tehdit eder hale geldiğini savundu. Zeybek, "Yetiştirilmiş, arkasında global sermaye olan bir düşman ordusuyla karşı karşıyayız. İmanlarımıza yönelik bir saldırı ile karşı karşıyayız, milli birliğimiz tehdit altındadır" dedi. Ahmet Yesevi Üniversitesi sebebiyle sürekli Orta Asya'ya gidip gelen Zeybek, buradaki misyonerlik faaliyetlerinin tehlikeli bir boyutta olduğunu kaydetti.
Misyonerleri "yetiştirilmiş profesyonel din yayıcılar" olarak tanımlayan Zeybek, misyonerlerin bir merkeze bağlı olarak strateji ve insan psikolojisi eğitimi almış kişiler olduğuna dikkat çekti. Emperyalist güçlerin amaçlarına ulaşmak için misyonerleri kullandığını kaydeden Zeybek, şöyle konuştu: "Bugün geçmişle kıyaslanmayacak bir misyonerlik dalgası ve tehlikesiyle karşı karşıyayız. Dünyadaki büyük dönüşüm nedeniyle misyonerler çok çabuk sonuç alma imkanına sahip oldular. 1992'den itibaren hızla Avrasya'daki İslam ülkelerine yayıldılar. Çok ince taktiklerle, ve paralarla propagandalarını yapıyorlar ve başarılı oluyorlar. Kazaklar bin yıldan bu yana Müslümandır ve binde 999'u Müslümandır. Buradaki çalışmalarla 6 milyon nüfuslu Kazakistan'da, yetkililerin açıklamasına göre 500 bin genç Hıristiyan oldu."
Kazakistan'daki vaftiz törenleri için artık salonların yetmediğini stadyumlarla tören yapıldığını belirten Zeybek, İngilizce hocalarının ve barış gönüllülerinin tamamına yakınının misyoner olduğunu ifade etti. Sadece Kazakistan'da değil bütün Orta Asya ülkelerinde misyonerlerin yoğun propaganda yaptığını dile getiren Zeybek, 2 yıl öncesi verilerine göre Kırgızistan'daki Hristiyan sayısının yüzde 3'leri geçtiğini bildirdi. "Sadece buralar için değil Türk dünyası, hatta Türkiye için de büyük bir tehlike haline gelmiştir misyonerlik" diyen Zeybek, geçen günlerde Merzifon'a gittiğini, vatandaşların burada 38 gencin Hıristiyan olduğunu söylediklerini belirterek, "Çocuklarımıza sahip çıkamıyoruz. Misyonerlik hafife alınmayacak ciddi bir tehlikedir. Kimse bunu din özgürlüğü ile ilişkilendirmesin" ifadesini kullandı.
Namık Kemal Zeybek, Ruhban Okulu açılmasıyla ilgili farklı bir yaklaşım ortaya koydu ve "Devlet sistemin içinde ortodoks vatandaşlarımız için okul açsa bunun ne zararı var? Ancak bugünkü gibi Patrikhane değil, denetimi tamemen devlete ve Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı olmak şartıyla bu okullar açılmalıdır. Eğer mesele Ortodoks din adamı yetiştirmekse, devletimiz isterse Heybeliada'da böyle bir okul açabilir. Türkiye laik değil mi? Nasıl sünni vatandaşlarımız için din adamı yetiştirmek için imam hatip açtıysak, bunu yeterli sayıda, kaliteyi yükselterek sürdürmeliyiz. Diğer liselerde din ağırlıklı bilgi almak isteyenlere tercihli olarak din dersi verilebilir. Ayrıca eğer bir Ortodoks ben papazdan ders almak istiyorum derse, ona da izin verilsin. Bu okullarda verilecek din dersleri için patrikhane de papaz tayin etsin" dedi.
----------------- imza------------------
