|

40 yıllık diyabet mücadelesi

Kırklarelili Bestegül Çelik, beş yaşında başladığı diyabetle mücadelesini, iradesi ve yaşam tarzına gösterdiği özen ile 40 yıldır başarıyla sürdürüyor. İnsanların bilinçlenmesi ile diyabetin daha az sorun haline geldiğini söyleyen Çelik, diyabetin hastalık değil, bir parçası olduğunu ifade etti.

Yeni Şafak
07:01 - 22/01/2018 Pazartesi
Güncelleme: 10:45 - 22/01/2018 Pazartesi
AA
Çelik, toplumda diyabet hastalarının çocuk sahibi olamayacağına yönelik yanlış bir görüş olduğunu belirterek, diyabet hastalarının da anne baba olabildiklerine kendisinin iyi bir örnek olduğunu belirtti.
Çelik, toplumda diyabet hastalarının çocuk sahibi olamayacağına yönelik yanlış bir görüş olduğunu belirterek, diyabet hastalarının da anne baba olabildiklerine kendisinin iyi bir örnek olduğunu belirtti.

Kırklarelili Bestegül Çelik, küçük yaşta başladığı diyabetle mücadelesini 40 yıldır başarıyla sürdürüyor.

Diyabet teşhisi 5 yaşında konulan Çelik (45), yaptığı açıklamada diyabet nedeniyle çocuk yaşta akranlarının yediklerine hasret büyüdüğünü ve 40 yıldır da yediğine ve içtiğine hep dikkat etmek zorunda olduğunu söyledi.

Diyabetle yaşamayı küçük yaşlardan itibaren öğrenen biri olarak şeker ölçüm cihazı ile insülini yanından ayırmadığını anlatan Çelik, annesinin hastalığa alışmasında ve mücadelesinde büyük katkıları olduğunu aktardı.


"En büyük hayalim doyasıya çikolata ve şeker yemekti"

Hayatı boyunca arkadaşları gibi hiçbir zaman doyasıya bir çikolata veya bir şekeri bitiremediğini dile getiren Çelik, "Şekerli hiçbir yiyecek yiyemiyordum, çünkü şeker ve çikolata yemek yasaktı. Bu çok farklı bir duyguydu, çocuk yaşta şeker ve hamur işi belki dünyanın en güzel yiyecekleriydi ama ben bunlardan mahrum kaldım. O dönemlerde teneffüs zili çaldığında herkes bahçeye koşar, okulun karşısındaki bakkaldan kızamık şekerleri alırdı. Hatta düdük şekeri olarak ifade edilirdi. Kimi arkadaşlarım ondan kimi arkadaşlarım da kuş lokumu alırdı. Hayretle onları izlerdim. Bu sıralarda kaçamak yaptığım da olmuştur. Eve gittiğimde kaçamakların cevabı ortaya çıkıyordu ve annem gerekli müdahaleyi yapıyordu" diye konuştu.


İnsanlar bilinçlendikçe kolay oluyor

Yaşadığı zorluklara alıştığını, bir anlamda diyabetle yaşamayı öğrendiğini ifade eden Çelik, şunları kaydetti:

"Hastalığa ilk yakalandığım dönemlerde insülin vardı. Fakat demir enjektörler ile yapılıyordu. 8 yaşına kadar demir enjektörler ile insülin yaptık. Sevgili anneciğim bu konuda bana yardım ediyordu. Daha sonra plastik enjektörler çıktı ve kendi insülinimi kendim yapmaya başladım. Zorluklarım yok muydu, evet çok zorluklar yaşadım ama bugünlere geldim.

Günde 9 kere ölçüm yapıyorum. İnsülin ve şeker ölçüm cihazı arkadaşım oldu. Benim vücudumun bir organı diyebilirim. 40 yıldır diyabetle iyisiyle kötüsüyle çok mücadele ettim. Yeme konusunda çok zorluklar çektiğim zamanlar oldu ama irademe bu konuda sahibim. Önceden insülin vurmak insanlara çok tuhaf geliyordu. Bir restorana gittiğiniz zaman yemek yiyeceksiniz ve insülin almak zorundasınız. O zaman insülini çıkartıp vurmak çok zordu. Zor değildi aslında ama etrafta insanların bakışları sizi çok rahatsız ediyordu. Bu zamanla insanlar bilgilendikçe daha az sorun haline gelmeye başladı"


Diyabet hastalığı değil parçası oldu

Çelik, diyabetin korkulacak bir hastalık olmadığını diyabetle mücadelede beslenmeye özen göstermenin ve fiziksel hareketlerin önemli olduğunu anlattı.

"Diyabet hastalığının 'vah vah' dedirtecek bir hastalık olmadığını" belirten Çelik, bu hastalıkla mücadele eden kişilerin doktor kontrolünde olması ve ilaçlarını düzenli kullanması gerektiğini söyledi.

Çelik, toplumda diyabet hastalarının çocuk sahibi olamayacağına yönelik yanlış bir görüş olduğunu belirterek, diyabet hastalarının da anne baba olabildiklerine kendisinin iyi bir örnek olduğunu belirtti.

Çelik, "Diyabeti artık ben hastalık olarak görmüyorum, benim bir parçam oldu artık" diye konuştu.

#Diyabet
#Sağlık
6 yıl önce