|

Adalet kavramı mercek altında

Reginald Rose’un 1950 yılında yazdığı, sinemaya da uyarlanan On İki Öfkeli Adam, Şehir Tiyatroları tarafından 34 yıl aradan sonra yeniden sahneleniyor. Dün gece galası yapılan oyun, adalet kavramını farklı bir bakış açısı ile ele alıyor. 12 jüri, 19 yaşındaki bir gencin davasında suçlu-suçsuz kavramını tartışıyor.

Yeni Şafak ve
04:00 - 3/12/2014 Çarşamba
Güncelleme: 01:15 - 3/12/2014 Çarşamba
Yeni Şafak
Reginald Rose’un yazdığı, Şehir Tiyatroları’nda ilk olarak 1958-1959 yıllarında, ardından 1982-1983 sezonunda sahnelenen On İki Öfkeli Adam, Arif Akkaya’nın yönetmenliğinde 34 yıl aradan sonra yeniden tiyatro izleyicisiyle buluşuyor. Ahmet Özarslan, Ali Gökmen Altuğ, Burteçin Zoga, Enes Mazak, Erkan Akkoyunlu, Gün Koper, Kutay Kırşehirlioğlu, Mehmet Avdan, Metin Çoban, Nihat Alpteki, Rahmi Elhan, Serdar Orçin ve Yalçın Avşar’ın rol aldığı oyun “Şüphelinin suçlu olduğunun genel kabul görüldüğü jüride, bir üye bu karara karşı çıkarsa ne olur?” sorusu üzerinden adalet kavramını sorguluyor. On İki Öfkeli Adam, 24-27 Aralık tarihleri arasında Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi’nde.

BİRE KARŞI ONBİR  KİŞİ

Mahkeme, 19 yaşındaki çocuğun babasını öldürdüğüne kanaat getirir ve idamına karar verir. Mahkemeden sonra çocuğun suçlu olup olmadığını tayin etmek için bir araya gelen 12 jüri üyesinden 11’i çocuğun suçlu olduğunu düşünür. Ancak jüri üyelerinden birinin dava ile ilgili ve tanıklarla ilgili şüpheleri vardır ve çocuğun suçsuz olduğunu söyler. 11 jüri üyesini karşısına alan adam, onlarla konuşmaya çalışır. 19 yaşında bir gencin hayatı söz konusudur ve onu sağlam olmayan delillerle idam sandalyesine göndermek ne kadar adildir? Adamın tek isteği çocuğu temize çıkarmak değil. Sadece ‘ya çocuk öldürmediyse’ şüphesine dikkat çekmek istiyor.

DETAYLAR GERÇEĞİ GİZLEYEBİLİR

Büyük şehirlerin kenar mahallerinde yaşayan biri ötekilerin gözünde her zaman suça bir adım daha yakındır. On İki Öfkeli Adam’da da bunu açıkça görürüz. Kendimizi bir başkasının yerine koymak bir kenarda dursun onu anlamaya bile çalışmayız çoğu zaman. Zor şartlar altında hayatını devam ettirmeye çalışan biri bizim için her zaman kolay bir katil, yan kesici veya hırsız olabilir. Peki, ya öyle değilse. İşte, On İki Öfkeli Adam, bizleri buradan bakmaya davet ediyor. Yaşarken atladığımız çoğu detay gerçeklerin üzerini kolayca örtebilir. Hayatta, hiçbir şeyden kesin emin olamayız.

Hem sinemada hem tiyatroda klasik

Reginald Rose, On İki Öfkeli Adam’ı 1950 yılında yazıyor. Oyun 1957 yılında beyaz perdeye aktarıldı. Hem sinemada hem de tiyatroda klasikleşen oyun, Rose’un diğer eserleri gibi tartışmalı toplumsal ve politik meseleleri ele alış biçimiyle dikkat çekiyor. Oyunun televizyon uyarlamasıyla Emmy Ödülü kazanan ve 1957’deki film uyarlamasıyla Oscar’a aday olan Rose, bu oyunuyla adalete, suça, suçluya, tanıklara bakış açımızı değiştiriyor.

#Reginald Rose
#Öfkeli Adam
#Arif Akkaya
9 yıl önce