|

Ağabeyler, yükleri çok ağır adamlardır

Uzun yıllar boyunca reklâm sektöründe metin yazarı ve yönetmen olarak çalıştıktan sonra “Kızkardeşim: Mommo” ile beyazperdeye başarılı bir geçiş yapan Atalay Taşdiken, iki küçük yetimin hayata tutunma mücadelesini anlattığı bu ilk filminde, her karesi içtenlik ve hüzünle bezenmiş bir bağımsız sinema başyapıtına imza atıyor

Ali Murat Güven
00:00 - 18/04/2009 Cumartesi
Güncelleme: 23:20 - 17/04/2009 Cuma
Yeni Şafak
Ağabeyler, yükleri çok ağır adamlardır
Ağabeyler, yükleri çok ağır adamlardır

9 yaşındaki Ali ve kızkardeşi Ayşe, annelerinin ölümünden sonra ikinci kez evlenen babalarının yeni eşi onları istemediği için, zorunlu olarak dedelerinin yanına gönderilirler. Yarı felçli olup kendi dertleriyle boğuşan Hasan Dede'nin ise onlara sunabileceği, altına sığınılacak yarım yamalak bir çatı ve günlük bir tas yemekten daha öte serveti yoktur.

Derin bir sevgisizlik ve ilgisizlik içinde meçhul bir geleceğe doğru savrulan iki küçük çocuk, sık sık babalarını, onun müşfik kucağını özlerler. Özellikle de yufka yürekli Ayşe… Ancak, yapacak fazla bir şey yoktur; aile ocağının yeni patronu “üvey anne” onların yüzünü bile görmek istememektedir. Öte yandan, Hasan Dede'nin iki çocuğa ne denli zor koşullar altında bakmaya çalıştığını gören konu komşuları da bu duruma isyan hâlindedir. Kendilerine göre iyi niyetli bir tavır içinde, yaşlı adama sık sık torunlarını zengin ailelere besleme olarak vermesini telkin ederler. Bu iç burucu çözüm önerisi ise iki kardeşin birbirinden kopması sonucunu doğuracaktır.

Özetle, Ali ve Ayşe, bırakın daha iyi bir hayatın hayâlini kurmayı, içinde bulundukları o derme çatma mevcudu bile koruyamaz durumdadırlar. Şu dünyadaki varlıkları, çevrelerindeki herkesin keyfini kaçıran kocaman bir soruna dönüşmüştür âdeta…

Hâl böyle olunca da iş başa düşer; adına “akıl” denilen o narin kuşun küçücük kafataslarının içinden kutulup uzaklara uçup gitmesini engelleyecek olan kişi yine Ali olacaktır. Henüz kendisi sevgiye ve ilgiye muhtaç bir çocuk olan bu minik adam, yaşını çok aşan bir olgunluk içinde, çaresiz kız kardeşi için bazen bir anne, bazen baba, bazen de ona hayatın çetin ceviz yollarında ilk kılavuzluğu yapan bir bilgeye dönüşür. O artık, kime tutunacağını bilemeyen kardeşinin hayattaki yegâne kahramanıdır; kendi hayatına ve geleceğine zerre kadar değer vermeyen korkusuz bir kahraman…

“Kız kardeşim: Mommo”, 1964 Beyşehir-Konya doğumlu yönetmen Atalay Taşdiken'in ilk uzun metrajlı sinema filmi… 1985 yılında Selçuk Üniversitesi Eğitim Fakültesi Fizik Bölümü'den mezun olan Taşdiken, eğitimiyle ilişkili bir alanda kariyer yapmak yerine, çalışma hayatına doğrudan doğruya reklâmcılık sektöründe başlamış.

Reklâm dünyasında uzun yıllar boyunca kreatif pozisyonlarda çalışmış kişiler gün gelip de sinema alanına el attıklarında, onlara “çiçeği burnunda yönetmen” ya da “sinema çaylağı” demek bence pek isabetli bir yaklaşım olmuyor. Çünkü, daha önce de başka bazı örneklerde gözlendiği üzere, “reklâm” ve “kısa film”in mutfağında esaslı bir biçimde pişip zengin deneyimler kazanan öykü anlatıcılarının, beyazperde için çalışmaya başladıklarında bu yeni alanı da öyle aman aman yadırgamadıklarına tanık oluyoruz. Belki içerik kalitesi itibarıyla hedefi her zaman 12'den vuramasalar da reklâm kökenli çoğu yönetmenin önceki bilgi ve gözlemlerinin ışığında sinema estetiğine son derece yapıcı katkılarda bulundukları yadsınmaz bir gerçek. En azından görüntü yönetimi, kurgusu ve ses kaydıyla sapır sapır dökülmeyen, biçimsel açıdan iç açıcı filmler çıkıyor bu kuşağın elinden…

“Kız kardeşim Mommo”, kendine özgü sinema dili, perdedeki etkilerini doğallıklarına borçlu olan deneyimsiz oyuncu kadrosu, paranın gücünden ziyade gönülden bir inanmışlık ve karşılıklı dostluk ilişkileri içinde yürütüldüğü hissedilen prodüksiyon süreci, gerçekten yaşanmış ve her an ülkenin her yerinde başka başka insanlar tarafından yaşanmakta olan trajik öyküsüyle, “bağımsız sinema” tanımını dibine kadar hak eden bir çalışma…

Bir “ilk film” için yeterince doygun olan bu yapıtı, doğrusu ya çok sevdim. Kimbilir, belki bunda filmin sinemasal yetkinliği kadar, bilinçaltımda bir yerlerde yırtıcı bir kuş gibi duran ve her fırsatta yüreğime attığı perçelerle kendini hissettiren travmatik bir ruh hâli, “babasına doyamamışlık” duygusu da etkili olmuştur. Çünkü, filmin iki küçük kahramanının babalarını içten içe özleyip bir türlü kavuşamamaları gibi, benim hayatımda da -bambaşka gerekçelerle de olsa- benzer bir özlemle yanıp kavrulduğum uzunca bir dönem var.

Türk sineması, “trajedi”yi büyük bir ustalıkla anlatmaya aday yeni bir yönetmen daha kazandı.

İki çocuğun umuda bir türlü geçit vermeyen trajik hayatı üzerinden, çözülmeye yüz tutmuş aile bağları, yanısıra da kardeşlikte dayanışma, sevgi ve fedakârlığın değeri gibi insanî hâllere ilişkin son derece güçlü sözler söyleyen “Kız kardeşim: Mommo”yu özellikle çocuklarınızla birlikte izleyin.


KIZ KARDEŞİM MOMMO

Yapım Yılı ve Ülkesi:

2009, Türkiye yapımı

Türü ve Süresi:

Duygusal Drama / 100 dakika

Yönetmen: Atalay Taşdiken

Oyuncular: Elif Bülbül (Ayşe), Mehmet Bülbül (Ahmet), Mete Dönmezer (Hasan Dede), Mustafa Uzunyılmaz (Kâzım), Mehmet Usta (İstanbullu Bakkal), Ali Bakır (İbrahim), Mehmet Çiğdem (Hüseyin)

Yıldız Puanı:* * *


Bu hafta sonu gösterime giren diğer filmler

PEMBE PANTER-2 / Pink Panther 2

Yapım Yılı ve Ülkesi: 2009, ABD yapımı

Türü ve Süresi: Komedi-Serüven / 92 Dakika

Yönetmen: Harald Zwart

Oyuncular: Steve Martin, Jean Reno, Emily Mortimer, Andy Garcia, Alfred Molina, Yuki Matsuzaki, Aishwarya Rai, John Cleese, Lily Tomlin, Jeremy Irons, Johnny Hallyday

Yıldız Puanı: * *

Fransız Emniyet Müdürlüğü başmüfettişi Dreyfus (John Cleese), dünyanın dört bir köşesinde, aralarında paha biçilmez “Pembe Panter Elması”nın da bulunduğu bazı ünlü mücevherler ardarda çalınmaya başlayınca, gönlü hiç arzu etmemesine rağmen, teşkilattaki üstlerinin de ağır baskısıyla, olayı soruşturma görevini yeryüzünün en sakar adamı olarak nam salan Müfettiş Jacques Clouseau'ya (Steve Martin) vermek zorunda kalır. Hırsızı ya da hırsızları yakalayıp çalınan mücevherleri geri getirmekle görevli bir uluslararası dedektif ekibinin başına geçen Clouseau, çalışma arkadaşlarının aklını başından alan sarsaklığına rağmen, talihinin her seferinde önüne serdiği üzere, başarı merdivenlerini bir kez daha emin adımlarla çıkmaya başlayacaktır.


AY PRENSESİ / The Secret of Moonacre

Yapım Yılı ve Ülkesi: 2008, Macaristan-Fransa-İngiltere ortak yapımı

Türü ve Süresi: Fantastik Serüven-Romans / 103 Dakika

Yönetmen: Gabor Csupo

Oyuncular: Dakota Blue Richards, Tim Curry, Ioan Gruffudd, Natascha McElhone, Juliet Stevenson. Augustus Prew , Andy Linden

Yıldız Puanı: * * 1/2

13 yaşında bir yetim olan Maria Merryweather (Dakota Blue Richards), amcası Sir Benjamin'in (Ioan Gruffudd) himayesinde yaşamak üzere, gizemli bir mekân olan “Ayışığı Malikanesi”ne gönderilir. Genç kız, bu sihirli malikânede kaldığı süre içinde pek çok sıradışı olaya tanık olacak ve gerçekte “Ay Prensesi” soyundan geldiğini keşfedecektir. Maria'nın, yüzyıllardır “Ayışığı Vadisi”nin peşini bırakmayan büyük laneti geri çevirmek ve vadiyi yok olmaktan kurtarmak için bir sonraki dolunaya kadar vakti vardır. Ciddi bir tehdit altındaki bölgeye barış getirmeye kararlı olan kahramanımız, edindiği yeni dostlarının da yardımıyla kötülere ve kötülüğe karşı amansız bir mücadeleye girişir.


DEVLET OYUNLARI / State of Play

Yapım Yılı ve Ülkesi: 2009, ABD-İngiltere ortak yapımı

Türü ve Süresi: Politik Drama / 127 Dakika

Yönetmen: Kevin Macdonald

Oyuncular: Russell Crowe, Ben Affleck, Helen Mirren, Robin Wright Penn, Jason bateman, Jeff Daniels, Rachel MacAdams

Yıldız Puanı: * * 1/2

Amerikan Kongresi'nin yakışıklı, soğukkanlı ve de temkinli üyesi Stephen Collins (Ben Affleck), aynı zamanda bağlı olduğu siyasî partinin de Beyaz Saray'daki geleceğini temsil etmektedir. Collins'in, savunma harcamalarını denetleyen komitenin başkanlığı gibi stratejik bir görevi vardır. Yaklaşan başkanlık seçimleri için partisinde bütün gözler onun üzerine çevrilmiştir. Fakat, bu parlak başkan adayının asistanı ve metresinin vahşice öldürülmesi üzerine, o güne kadar derinlerde bir yerde gömülü duran bazı sırlar birer birer ortaya çıkmaya başlar.


DELİ DELİ OLMA (Türk Filmi)

Yapım Yılı ve Ülkesi: 2009, Türkiye yapımı

Türü ve Süresi: Duygusal Drama / 94 dakika

Yönetmen: Murat Saraçoğlu

Oyuncular: Tarık Akan, Şerif Sezer, Barış Üregül, Deniz Arna, Levent Tülek, Zuhal Topal, Korel Cezayirli, Murat Aydın, Havin Funda Saç, Halil Kumova, Muhammed Cangören

Yıldız Puanı: * * *

Kars'ın gözlerden de gönüllerden de ırak kalmış yoksul bir köyü… Burada, konuştukları dil ve alışkanlıklarıyla ilk anda ülkenin hâkim kültüründen kopuk görünen, fakat bir o kadar da bizim olan sımsıcak mizaçlı insanlar yaşıyor. Kahramanlarımızdan ikisinin adı “Alma” ve “Tavşan” Bu iki sevimli köy çocuğunun yanısıra, çocukken ailesiyle Rusya'dan göç etmiş yaşlı bir Malakan, “Mişka” ile tanışıyoruz. Köyün önde gelen figürlerinden biri de Mişka'nın hiç kavuşamadığı gençlik aşkı olan “Popuç”…Çetin kış koşullarıyla mücadele eden köy insanları, durgun kış gecelerini ise saz âşıklarının nâmeleriyle şenlendiriyorlar.



15 yıl önce