|

Albüm korona günlüğüm oldu

Korona günlerinde üretime devam eden müzisyen Cenk Erdoğan, “Arıyorum Hâlâ” adlı albümünde dokuz yeni solo gitar bestesini bir araya getirdi. Evde ve aileyle olmanın önemini kavradığına değinen Erdoğan, “Arıyorum Hâlâ, benim korona günlüğüm oldu. Yaşanan duyguların, doğanın güzelleşmesinin aktarımı gibi... İstanbul’un en sessiz halini hiç görmemiştim. Bu süreçte bir kez da sevdim istanbul’u” diyor.

İlker Nuri Öztürk
04:00 - 13/09/2020 Pazar
Güncelleme: 13:19 - 12/09/2020 Cumartesi
Yeni Şafak
Cenk Erdoğan
Cenk Erdoğan

Perdesiz gitarın başarılı ismi müzisyen Cenk Erdoğan Kovid-19 nedeniyle karantinada geçirdiğimiz günlerden albümle çıktı. Gözlem ve içe dönüş yolculuğunun hissedildiği enstrümantal albüm “Arıyorum Hâlâ” CK Music Production tarafından müzikseverlere sunuldu. Son iki yılda International Guitar Night projesi kapsamında Avrupa, Amerika ve Kanada’da 88 solo konser veren Cenk Erdoğan korona günlerinde de üretime devam etti ve Yıldız, Gölge, Revan, Ova, Kelebek Nefesi gibi sekiz solo gitar bestesini ve bir Neşet Ertaş düzenlemesini dinleyiciyle buluşturdu. Albüm, sanatçının kendi stüdyosunda kaydedildi ve mixlendi. Film müziklerine imza atan, besteci ve prodüktör yönü de olan sanatçı ile yeni albümünü, sosyal medyayı, perdesiz gitarı ve gelecek projelerini konuştuk.

Ülkemizde enstrümantal müziğe bakışı ve ilgiyi nasıl görüyorsunuz?

Enstrümantal müzik bir tecrübe gerektirir. Dinlerken düşünmeye alışmak gerekir. Bu da her güzel şey gibi zaman ister. Bence Türkiye’de bu tarz müziğe ilgi giderek artıyor. Kaplumbağa adımları da olsa güzel gidiyoruz diye düşünüyorum ve umutluyum.

Dünyanın farklı ülkelerinde sahne aldınız. Gittiğiniz şehirlerde müzik ve insan ilişkisi adına neler gözlemlediniz?

Son bir buçuk sene içerisinde 88 konser çaldım Amerika, Alaska, Kanada, Avrupa’da. Tabii ki bizden biraz farklı bir dinleyici var. Daha evvel önemli gitaristleri canlı dinlemişler. Geleneklerinde blues ve caz var. Solo enstrüman dinlemeye alışıklar. Bence en büyük fark, dinleyicinin tepkilerini anında göstermesi. Yani sevdiği bir anı yakaladığında hemen bağırıyor, bir tepki veriyor. Bu da sahnedeki müzisyene büyük motivasyon sağlıyor. Konser aralarında yanına gelip yüksek bir enerji ile teşekkür ediyor vs. Biz hala biraz çekiniyoruz galiba sahnedeki sanatçıdan. Montana’da bir konser salonunda çaldım, 1919’da yapılmış. İçimden geçti tabii, biz milli mücadeleye başlamışız ülke yangın yeri. Amerika’da müzikal sergilenen salonlar çoktan aktif olmuş. Haliyle biraz tecrübe farkı olacaktır.

BARİTON PERDESİZ GİTAR DÜNYADA İLK

Salgın dönemini evlerimizde geçirdik. Kültür sanat faaliyetleri durdu ancak üretim açısından dolu günler geçirmişsiniz. Karantina günlerinizden bahseder misiniz? Üretiminizi nasıl etkiledi?

Karantina süreci bende çok farklı geçti. Uzun zamandır kendimi bu kadar geliştirmeye adadığım bir zaman olamamıştı. Bir sürü video izledim, programlar öğrendim. Videolar yaptım ve bir de albüm kaydettim. Arıyorum Hala, benim korona günlüğüm oldu. Yaşanan duyguların, doğanın güzelleşmesinin aktarımı gibi oldu benim için. İstanbul’un en sessiz halini hiç görmemiştim. Bu süreçte bir kez da sevdim istanbul’u.

Arıyorum Hâlâ’nın nasıl bir konsepti var. Bu albüm dinleyicisine neler anlatıyor?

“Arıyorum Hala” daha önce de dediğim gibi benim korona günlüğüm aslında. Bu dönemde insan olarak kendimi çok sorguladım. Doğaya yaptıklarımızı ve biz dışarda olmayınca çimlerin ne kadar hızla büyüdüklerini gördüm. Evde olmanın, aile ile birlikte olmanın önemini bir kez daha kavradım. Ben turlayan bir gitaristim, hayatım sürekli yollarda, sahnelerde geçiyor. Tüm bu hissiyatlar ile stüdyoya girdim ve içimden geçenleri çaldım. Bu albümde tüm gitarları çaldım. Perdeli, perdesiz gitarlar… Bariton perdesiz gitar ki özellikle bu gitar perdesiz gitar dünyasında bir ilk! Bunu belirtmek isterim. Genç luthier Can Oral ile ortak çalışmamız. Benim fikrim onun ise harika ustalığı sayesinde doğan bu sazın ilk kayıtları bu albümde var. Revan ve Olan Oldu isimli besteler de duyulacak ilk defa. Bir de diğer ustam Neşet Ertaş var tabii ki. Kısacası Arıyorum Hala’da gerçekten arayanlar için bulacak çok şey var.

KULAKLIKTA DETAY VAR

  • Bu albümü diğer albümlerinizden ayıran en büyük özellikler neler?
  • Bu albümde bir sürü gitarı üst üste kaydettim. Dokular yarattım. Daha evvelki albümlerimde tek seferde ve tek gitarla besteler çalmıştım. Bu albümü şiddetle kulaklıkla dinlemelerini öneririm. Gerilerde bir sürü detay duyacaklar. Duyulan tüm sesler gitardan üretildi ekstra bir ses kullanılmadı. Tabii ki yaylı tanbur çaldığım parçalar da mevcut.
  • Yazın bitimiyle yeni sezon geliyor. Siz bu sezonda neler yapacaksınız?
  • Bu sezonda durumlar karışık maalesef. Şu an yakın gelecekte Bahçeşehir Üniversitesi’nde vereceğim eğitimler var. İmkan olursa bol bol konser çalmak istiyorum. Arıyorum Hala’yı sonuna kadar paylaşmak istiyorum.

Ciddi tercihler yapılmalı


Sosyal medya ve YouTube gibi video paylaşım sitelerinin müziğe etkisini nasıl görüyorsunuz?

Müzisyenlere bir alan sağladığını düşünüyorum. Yaptıkları ürünleri sergileme imkanı buldu herkes. Ancak şu da var: YouTube’da her şey güzel değil. Bir sürü çöp eğitim ve içerik var. Burda izleyicilerin ciddi tercihler yapması gerekiyor. Bir diğer konu da tabii ki telif hakları. O konuda da bazı ayarsızlıklar olduğunu düşünüyorum.

Perdesiz gitar renk yarattı

  • Perdesiz gitarın Türk müziğine açtığı alan hakkında ne söylemek istersiniz?
  • Perdesiz gitar bence öncelikle gitar dünyasında büyük bir renk yarattı. Üstat Erkan Oğur’un büyük bir hediyesi dünyaya. Türk müziğinde ise şöyle bir yere geldiğini düşünüyorum. Dünyanın en çok çalınan enstrümanlarından birisi gitar biliyorsunuz. Her yere taşıyabildiğin bir sazdır gitar. Böyle geniş kapsamlı bir enstrümanla makam müziği çalabilmek bence paha biçilmez bir durum. Türk müzik camiasında aranjmandan sahneye müzisyenliğine kadar büyük bir imkan sağladığını düşünüyorum. Kendi adıma ise avantajları sonsuz.
#Cenk Erdoğan
#Müzik
#Albüm
4 yıl önce