|

Asıl yolculuk şimdi başlıyor

İlk öyküm, Yedi İklim dergisinde yayınlandığında henüz yolun başında olan birinin heyecanının yanı sıra yola dair bilinmezliğin verdiği tatlı bir endişe de vardı. Parmaklarımla, öykümün basılı olduğu sayfaya dokundum, yol beni çekti ve yazmaya devam ettim.

Merve Akbaş
04:00 - 15/04/2021 Perşembe
Güncelleme: 11:12 - 15/04/2021 Perşembe
Yeni Şafak
​Özlem Karapınar
​Özlem Karapınar

Özlem Karapınar’ın ilk öykü kitabı Aynadaki Kadınlar Pruva Yayınları’ndan çıktı. Karapınar’ın öyküleri Yedi İklim, İtibar, Hece Öykü, Şiar, Mahalle Mektebi, Bir Nokta dergilerinde yayımlanmıştı. İtibar, Mahalle Mektebi, Türk Edebiyatı dergileri için de zaman zaman kitap incelemeleri kaleme aldı. Karapınar kitabını ilk eline aldığında içinden bir sesin “asıl yolculuk şimdi başlıyor” dediğini aktarıyor.

İlk eseriniz yayınlandığında neler hissettiniz?

İlk öyküm, Yedi İklim dergisinde yayınlandığında henüz yolun başında olan birinin heyecanının yanı sıra yola dair bilinmezliğin verdiği tatlı bir endişe de vardı. Parmaklarımla, öykümün basılı olduğu sayfaya dokundum, yol beni çekti ve yazmaya devam ettim. Yolculuğum esnasında birçok edebiyat dergisinde misafir oldum, soluklandım, beslendim, dinlendim. Yaşadığım, gördüğüm, muhayyilemde taşıdığım ne varsa bu öğrendiklerimin ışığından süzerek bir renk elde etmeye çalıştım. Aynadaki Kadınlar bu şekilde ortaya çıkan bir kitap. Pruva Yayınları’ndan çıkıp da elime ulaştığında; uzun süredir beklenen o sevgiliye kavuşmuş gibi hissettim.

Kitabınızı elinize alınca ilk olarak ne yaptınız?

İlk kızım doğduğunda, hastaneden eve geldik, onu beşiğe koyduk ve başına oturup hiçbir şey yapmadan onu öylece izlemiştik. Belki Allah’ın hediyesine karşı bir hayranlık, belki ona iyi bakıp bakamayacağıyla ilgili taşınan bir ebeveyn endişesi. Yayınevinden gelen paketi açıp da Aynadaki Kadınlar kitabımı görünce de buna benzer şeyler hissettim. Bir yandan emeklerinin sonucuna ulaşmış olmanın sevincini, kıvancını taşırken bir yandan da yazınsal yolcuğumla ilgili kaygılar kendini ufaktan hissettirmişti. İçimden bir ses; işte asıl yolculuk şimdi başlıyor diyordu, yola hazır mısın?

Kitabınızı ilk kime imzaladınız?

Kitabı ilk olarak aile efradına imzaladım. Yazma sürecinde bana verdikleri destekten ötürü ilk imzalı kitap onların hakkıydı. Biri altı, biri on yaşında olan kızlarımdan başlamak üzere o an yanımda olan diğer yakınlarıma da imzaladım.

Okur önce hangi öykünüzü okumalı?

Kitap çıktıktan sonra çok ilginç dönüşler aldım. Ben, “Bıçak Sırtı” öykünüzdeki gibi yetiştirme yurdunda büyüdüm, diyen oldu. “Tuz Buz” öyküsünde beni anlatmışsınız diyen, “İçimdeki Şeytan” öykünüzde ağladım diyerek duygularını ifade eden ya da “Ben Balina” öykünüzü yeğenime de okuttum gibi mesajlarla bana dönüş yapanlar oldu. Herkesin “favori öyküsü” farklıydı. Okurun hangi öyküde yansımasını bulacağı biraz kendisi ile ilgili. Aynadaki Kadınlar, okurlar için de bir ayna oldu. O yüzden istedikleri öyküden başlayabilirler.

GECENİN SESSİZLİĞİNDE ÇALIŞMAK

Gece mi yazarsınız, gündüz mü?

Geceleri yazıp, seher vakti sabahın serinliğinde temiz bir zihinle yazdıklarımı gözden geçirmeyi tercih ediyorum genelde. Uyku ile aram iyi değildir, bu da bana gecenin sessizliğinde çalışma imkânı veriyor. Fakat kitapta geçen İçimdeki Şeytan ve Savaktaki Suret öykülerim istisna. Onları yazarken malum içerikten ötürü çok ürperdiğim ve korktuğum için gündüzlere sığındığımı itiraf edebilirim. O öykülerimi gündüz tamamlayabildim. Onun dışında gündüz yürüyüşlerimde de zihnimden öyküler tasarladığım olur, o yüzden yalnız yürümeyi severim fakat yazma eylemi her zaman geceleri gerçekleşir.

Defter mi, bilgisayar mı?

Romancıların taslaklarına hep imrenmişimdir. Zor okunan bir el yazısı, sağa sola çekilmiş oklar, okların ucuna çiziktirilmiş notlar, sayfa yanlarında dikey olarak alınmış bağımsız notlar... Fakat ben bilgisayarda yazıyorum. Bana daha pratik geliyor, daha rahat düzenleme yapıyorum. Öykünün farklı versiyonlarını yazıp kaydedebilme imkânım oluyor. Gelecekte okurlarımıza el yazısı ile yazılmış eskizler bırakamayacak olsak da öykülerin birkaç versiyonunu bırakabiliriz.

#Özlem Karapınar
#Aynadaki Kadınlar
#Pruva Yayınları
3 yıl önce