|

Aşktan geriye ne kaldı?

Başlık size klişe bir cümle gibi gelmesin. Sevgililer Günü'ne özel İstanbul'a gelen Aşktan Geriye Kalanlar sergisinin küratörleri aşk acısı yaşayan herkese bu soruyu soruyor ve müzeye aşktan geriye kalanları bağışlamalarını talep ediyor

Aysel Yaşa
00:00 - 6/02/2010 Cumartesi
Güncelleme: 23:04 - 5/02/2010 Cuma
Yeni Şafak
Aşktan geriye ne kaldı?
Aşktan geriye ne kaldı?

İstinye Park sevgililer gününe yaklaştığımız bu haftalarda ilginç bir sergiye ev sahipliği yapıyor. İstinyePark ana aktivite alanında sergilenen Aşktan Geriye Kalanlar müzesi, İstanbullulara dünyayı dolaşan büyük aşk hikâyelerine ortak olma imkânı sunuyor. Bugüne dek dünyanın çeşitli yerlerini dolaşan sergide biten aşklardan geriye kalan ve müzeye bağışlanan parçalar yer alıyor. Yolu bu sergi vesilesiyle İstanbul'a düşen serginin küratörleri Hırvat sanatçılar Olinka Vistica ve Drazen Grubisic bu sergiyi ruhsal bir seremoni gibi görüyor.

Sonu hüsranla biten aşklardan geriye kalan ve ilişkiyi hatırlatan tüm eşyalar hemen ortadan kaldırılır, hatta imha edilir. Fakat bazıları bu eşyaları ortadan kaldırmak yerine saklamayı tercih ediyor. Orhan Pamuk'un Masumiyet Müzesi'nde olduğu gibi Kemal'in Füsun'a ait tüm eşyaları toplaması gibi. Aşktan Geriye Kalanlar sergisinin yaratıcıları Olinka Vistica ve Drazen Grubisic de biten ilişki ardından eşyaları imha etmeyen grupta yer alıyor. İstinye Park'taki sergiyi görünce iyi ki bu eşyalar atılmamış diyorsunuz. Sergide ne yok ki. Protez bacaklar, baltalar, süslü kelepçeler, düğün günü giyilemeyen gelinlikler. Hepsinin bir öyküsü, hepsinin bir acısı var aslında. Müzede romantik ve dokunaklı mektuplardan, fotoğraf çerçevesi ve oyuncak ayı gibi hediyelere kadar her türlü objenin yanı sıra safra taşı ya da fizyoterapistine aşık olan bir savaş gazisinin bağışladığı bir bacak protezi gibi alışılmadık örnekler de bulunuyor. Tüm objeler, açıklaması ya da arkasındaki ilişkinin hikâyesiyle birlikte anonim olarak sergileniyor. Bu alışılmadık müzenin benzersiz koleksiyonuna ilk bağışlar Zagreb, Split, Ljubljana, Maribor, Sarajevo, Üsküp, Pula ve Belgrad gibi, 90'larda acı verici bir şekilde dağılan aynı ülkenin şehirlerinden geldi.


SAFRA TAŞI BİLE VAR

Böylesine ilginç serginin ortaya çıkış sebebi de yine bir aşk acısı. Olinka Vistica ve Drazen Grubisic, biten ilişkilerinin ardından bir müze kurmaya karar verirler. Museum of Broken Relationships adını verdikleri müzede, biten aşkların maddi ve manevi mirasını belki biraz melankolik ama oldukça yaratıcı bir yolla korumayı amaçlarlar. Müzeye bağışlanan her parça, biten bir aşkın ardında bıraktığı anıları saklıyor ve müzeyle birlikte tüm dünyayı dolaşarak aşkından geriye kalanları saklayanlara ulaşıyor. İlk kez Hırvatistan'da açılan müze, bugün tüm dünyanın saygıyla karşıladığı ve desteklediği aşk üzerine yapılmış en önemli sanat konseptlerinden biri. Bu müzenin tek bir amacı var, biten bir aşkın geride bıraktığı yaraları yaratıcılıkla sarmak. Sergide kendi objelerine de yer veren küratörler “Hareket noktası ne olursa olsun bu sergidekiler insana terapatik bir rahatlama getiriyor. Gün geçtikçe insanlar geride kalanlardan kaçmak yerine onlara bakarak anılarını tazeleyecekler” şeklinde konuşuyorlar. Küratörlerden Olinka Vistica sergiye bağışlanan eşyalarla ilgili “Bize en tuhaf eşya Slovenya'da bir televizyon yapımcısından geldi. Safra taşını ameliyattan sonra bize getiren adam artık acılarının dindiğini söyledi. Bu sergi dünyayı dolaşıyor. Bize farklı farklı öyküler geliyor. Ama özellikle birkaç hikâye var kendimizi kötü hissetmemizi sağlayan. San Francisco'da bir kadın tarafından bağışlanan tişört ölen arkadaşımıza aitti mesela. O an kendimizi çok kötü hissettik” diyor. Müzeye bağışlanan eşyalar arasında seçim yaparken anlatılan hikayeye önem veren küratörler müzeye en çok bağışı kadınların yaptığını belirtiyor.

Siz de eski aşkınızdan geriye kalan hatıranızı kısa hikayesiyle birlikte göndermek istiyorsanız

www.facebook.com/asktangeriyekalanlar adresine bir bakın.


Müzeye İstanbul'dan katılanlar

El kremi /İstanbul: "Liseden beri birlikteydik. Evleneceğine kesin gözüyle bakılan, insanların parmakla gösterdiği o şanslı ve mükemmel çift bizdik işte. Ama sadece dışarıdan gözüken resimdi bu. Evlenmemize iki ay kala "Ben yapamayacağım" dedi ve beni terk etti. Bu el kremini bir tatilimizde almıştık. İlişkimizin en mutlu zamanlarından kalan bir hatıra benim için. Krem çoktan bitti ama kokusu hala duruyor. Bazen açıp kokluyorum ve güzel anlarımızı hatırlıyorum."


Ağlatan Zagor / İstanbul

“Bir gün ansızın çekti gitti. Beni hazırlamamış, ama kendisi hazırlanmış belli, tek bir eşyası bile kalmamıştı evde. Ondan kalan eşyaları ben hep sonradan kendim satın aldım. Çizgi romanları çok severdi. Zagor da onlardan biri. Küçükken okuduğundan bahsetmişti, ben de sahafta görünce aldım. Aldıkça aldım. Aldıkça anlamsızlaştı - aynen okuduğu saçma Zagor hikayeleri gibi. Hiç bir zaman da süper kahramanım olamazmış zaten, şimdi anladım.”


BJK- FB Maç Bileti / İstanbul

“Erkeklerin futbol aşkıyla yarışmak ne zormuş. Bu maç ve BJK sevdası öyle bir noktaya ulaştı ki, “Beni de maça götür” diye tutturdum, en sonunda BJK- FB maçına götürdü beni. BJK yendi ve onu hiç bu kadar mutlu görmemiştim. Ama sonra... BJK'nın 2004-05 sezonu gibi, güzel başlayan ilişkimiz “ilerleyen haftalarda alınan kötü neticeler sonucunda hüsranla bitti” ve elimizde de bir tek bu yırtık biletler kaldı. Biletin üzerinde 'sonuna dek saklanacak' yazıyordu, ben de öyle yaptım, ben ne bileyim bu aşkın sonu olduğunu?”



14 yıl önce