|

Azerbaycan-Türkiye stratejik ortaklığı Doğu Akdeniz’de

Azerbaycan-Türkiye Stratejik Ortaklık Anlaşması’nın 10. yıldönümünde her iki ülke karşılıklı olarak sınavlardan başarılı çıkmaktadır. Doğu Akdeniz konusunda Azerbaycan’ın Türkiye’ye desteği stratejik müttefikliğin bir gereğidir ve Bakü, Ankara’yı yalnız bırakmamaktadır. Diğer taraftan, Akdeniz’in enerji ve ticaret yollarının güvenliği Azerbaycan’ı da yakından ilgilendiriyor ve bu yolların müttefikinin kontrolünde olması stratejik tercihidir.

Haber Merkezi
00:00 - 24/09/2020 Perşembe
Güncelleme: 20:06 - 23/09/2020 Çarşamba
Yeni Şafak
İLLUSTRASYON: CEMİLE AĞAÇ YILDIRIM
İLLUSTRASYON: CEMİLE AĞAÇ YILDIRIM
DR. CAVİD VELİEV- ULUSLARARASI İLİŞKİLER ANALİZLER MERKEZİ

Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev Yunanistan’ın Azerbaycan’daki yeni büyükelçisinin güven mektubunu kabul ettiği zaman Doğu Akdeniz konusunda Türkiye’ye net desteğini ortaya koyması Türkiye ve Azerbaycan’da ilgiyle karşılandı. Bu desteğin Doğu Akdeniz’de safların netleştiği bir dönemde gelmesi, Türkiye açısından daha da değerlidir. Fakat Azerbaycan bütün meselelerde olduğu gibi Doğu Akdeniz meselesinde Türkiye’yi açık ve net olarak desteklemesine ilişkin ilk örnek değildir. Doğu Akdeniz’de tarafların açık şekilde pozisyonunu ortaya koyduğu Şubat ayında Bakü’de yapılan Türkiye-Azerbaycan Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi’nin toplantısı zamanı Cumhurbaşkanı İlham Aliyev yaptığı açıklamada, “Şu anda bölgede yaşanan gelişmeler karşısında Azerbaycan devleti ve halkı kesin olarak Türkiye devletinin ve halkının yanındadır” sözleri Azerbaycan’ın Türkiye’nin sadece Doğu Akdeniz değil, aynı zamanda Suriye ve Libya’daki politikalarını desteklediğinin mesajıydı.

YUNANİSTAN- ERMENİSTAN- RUM KESİMİ İTTİFAKI

Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in bu açıklamayı herkesin duyabileceği şekilde beyan etmesinin öncelikli nedenlerinden biri kendisinin de ifade ettiği gibi, 2019 yılından itibaren tekrar Yunanistan-Rum Kesimi-Ermenistan üçlü işbirliğinin tekrar canlanmasıdır. Bu üçlü işbirliği 1990’lı yıllarda ortaya çıkmış, bir müddet ara verilmiş ve 2019 yılında Doğu Akdeniz’de yaşanan gerginlikle birlikte yeniden canlanmıştır. Bu üçlü işbirliğinin hedefinde ise Azerbaycan ve Türkiye’nin bölgesel faaliyetlerini kısıtlama, zarar vermek ve küresel anlamda Azerbaycan ve Türkiye’ye karşıt adımları desteklemek olduğunu Yunanistan ve Ermenistan üst düzey yetkilileri tarafından yapılan açıklamalardan görmek mümkündür.

Yeni dönemde üç tarafın dış işleri bakanları arasındaki ilk görüşme 4 Haziran 2019 yılında Lefkoşa’da yapıldı. Nikos Hristodoulides’in açıklamasına göre bu görüşme ile Doğu Akdeniz’de Yunanistan ve Kıbrıs Rum kesiminin oluşturduğu işbirliği formatına Ermenistan da dahil olmuştur. Yunanistan Dış İşleri Bakanı Giorgos Katrougalos’a göre ise taraflar ortak tarihsel bağlar ve ortak tutum bir-birine bağlamaktadır. Hristodoulides’e göre, bu görüşmede Rum kesimi, Yunan ve Ermeni tarafını Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki yasadışı faaliyetleri konusunda bilgilendirmiştir. Görüşmede taraflar arasında Ermenistan’da Ocak 2020 tarihinde üçlü zirvenin yapılması kararlaştırılmıştır.

Üçlü görüşmeden sonra yapılan açıklamadan işbirliğinin amacı şöyle anlaşılmaktadır: Türkiye ve Azerbaycan karşıtı bir işbirliği oluşturmak, bölgesel jeopolitik dengeyi etkileyerek kendi lehine bir durum oluşturmak ve uluslararası alanda sözde “Helen ve Ermeni soykrımları”nın tanıtılması için Yunan ve Ermeni diasporaları arasında işbirliğini geliştirerek koordine etmek. Nitekim 29 Ekim 2019 tarihinde ABD’nin Temsilciler Meclisi’nde 1915 olayları hakkında sözde “soykırım” kararının kabulu için Yunan ve Ermeni diasporası işbirliği yapmıştı.

Üçlü işbirliğinin hedef ve beklentilerini 5 Kasım 2019 yılında ilk Yunanistan Cumhurbaşkanı olarak Ermenistan’ı ziyaret eden Prokopis Pavlopulos, Ermenistan Cumhurbaşkanı Armen Sarkisyan ile yaptığı ortak basın açıklamasında ayrıca şöyle sıralamıştır: Ermenistan ile Avrupa Birliği arasında ilişkilerin geliştirilmesi için Erivan’a destek vermek; Ermenistan üzerinden Avrasya Ekonomik Birliği pazarına dahil olmak; BM ve UNESCO gibi uluslararası örgütlerde Hrıstiyan değerlerinin korunması noktasında işbirliği yapmak; her iki halkın maruz kaldığı “soykırım”ın uluslararası alanda tanıtılması için diasporalar arası işbirliğini artırmak. Pavlopulos Ermenistan-Azerbaycan sorununun çözümü konusunda da, “Her bir sorun farklıdır ve tarihsel, politik ve hukuki açıdan onların çözümüne ortak yaklaşımı ortaya koymak ve tekrarlamak ve kes-yapıştır mantığı ile yaklaşmak doğru değildir” diyerek, Erivan’ın, Ermenistan-Azerbaycan sorunun çözümü konusunda tutumunu desteklediğini ortaya koymuştur. Pavlopulos’un Ermenistan-Azerbaycan sorunu konusunda Erivan’ın tezlerini desteklemesi Yunanistan’ın Kıbrıs meselesinin çözümüne ilişkin tutumu ile ters düşmektedir.

İster Haziran ayında yapılan üçlü dış işleri bakanları görüşmesinde, isterse de Yunan Cumhurbaşkanı’nın Ermenistan ziyareti sırasında Ocak 2020 tarihinde Erivan’da üçlü zirve toplantısı yapılması kararlaştırılmış fakat zirvenin pandemi nedeniyle ertelendiği açıklanmıştır. Sonraki süreçte de üç taraf arasında karşılıklı destek devam etmiştir. Ermenistan, Yunanistan ve Kıbrıs Rum kesimi Haziran ayında BM 75. Genel Kurul Başkanlığı için Türkiye’nin adayı Volkan Bozkır’ın aleyhine oy kullanmış ve hatta BM Genel Kurulu’na Volkan Bozkır’ın adaylığına karşı ortak mektup yazmıştır.

TOVUZ SALDIRISINA RUM DESTEĞİ

12-14 Temmuz 2020 tarihleri arasında Ermenistan’ın Azerbaycan’ın Tovuz bölgesine saldırısını destekleyen tek taraf Kıbrıs Rum kesimi olmuştur. Temmuz 2020’de Ermenistan Dış İşleri Bakanı Zöhrab Mnatsakanyan Yunanistan’ın MEGA televizyon kanalına verdiği röportajda, Türkiye’nin Ayasofya kararını eleştirmiş, Doğu Akdeniz’de Türkiye’nin tutumunu kınamış ve Yunanistan’ı desteklediklerini bildirmiştir. Mnatsakanyan Türkiye ve Azerbaycan’ı eleştirirken, Doğu Akdeniz konusunda tek taraflı davranan Yunanistan ve Azerbaycan topraklarını işgal eden Ermenistan’ı bölgede barış ve istikrar için çalışan devletler olarak tanımlamıştır. Ağustos ayında Ermenistan Dış İşleri Bakanlığı bir açıklama yaparak Doğu Akdeniz ve Ege Denizi’nde yaşanan gelişmeler karşısında Yunanistan ve Rum kesimini desteklediklerini açıklamıştır.

Kısacası son 2 yıldır Türkiye ve Azerbaycan’a karşı gelişen Yunanistan-Ermenistan-Rum kesimi üçlü işbirliği Azerbaycan’ı herkesin duyacağı şekilde Türkiye’yi desteklediğini beyan etmesine neden olmuştur. Azerbaycan Cumhurbaşkanı bu açıklaması ile Türkiye’nin yalnız olmadığını beyan etmiştir. Fakat diğer taraftan, Ermenistan’ın Doğu Akdeniz’le hiçbir coğrafi bağı ve ilgisi olmadığı halde sırf Türkiye’ye karşı olmak için Yunanistan ve Rum kesimi ile işbirliğine giderken Azerbaycan ve Türkiye’nin Akdeniz’de ortak çıkarları vardır.

AZERBAYCAN DOĞU AKDENİZ TATBİKATINA KATILACAK

1-10 Ağustos 2020 tarihlerinde Azerbaycan’da Türkiye- Azerbaycan ortak askeri tatbikatı yapıldığı bir dönemde, Türk basınında Azerbaycan’ın aynı zamanda Türkiye liderliğinde Akdeniz Kalkanı Harekatı’na da katılacağı haberleri yer aldı. Azerbaycan’ın ne zaman katılacağı hakkında detaylı bilgi yer almamış olsa da, bu haberler Bakü’nün Ankara’ya somut desteği olarak nitelendirildi.

Akdeniz Kalkanı Harekatı doğrudan Azerbaycan’ı ilgilendiren bir tatbikattır. Çünkü Türkiye Deniz Kuvvetleri sayfasında yer alan bilgiye göre, bu harekât 2006 yılında Bakü-Tiflis-Ceyhan Ham Petrol Boru Hattı çalışmaya başladıktan sonra icra edilmeye başlanmıştır ve 3 temel amacı vardır:

Bölgede eneri ve ticaret yollarının güvenliğinin temin olunması,

Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de petrol ve doğalgaz arama güvenliğinin temin olunması,

Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de egemenlik haklarının korunması.

BTC boru hattı Azerbaycan ham petrolünü Akdeniz’de olan Ceyhan limanına iletiyor ve buradan Akdeniz üzerinden dünya piyasasına ulaştırıyor. Öte yandan, BTC Türkiye ve Azerbaycan’ın ortaklığı projesidir. Yani buradaki enerji ve ticaret yollarının güvenliği Türkiye kadar Azerbaycan’ın ekonomi ve enerji güvenliğini ilgilendiriyor. Kıyaslama için denilebilir ki, Ermenistan’ın Yunanistan ve Rum kesimine desteği Türkiye karşıtlığı üzerinden gelişiyorsa, Akdeniz’de Azerbaycan-Türkiye ortaklığı bir karşıtlık üzerine değil, her iki ülkenin ekonomik ve enerji çıkarlarını yakından ilgilendirdiği için gelişiyor.

Bu anlamda Azerbaycan-Türkiye stratejik ortaklık anlaşmasının 10. yıldönümünde her iki ülke karşılıklı olarak sınavlardan başarılı çıkmaktadır. Doğu Akdeniz konusunda Azerbaycan’ın Türkiye’ye desteği strateji müttefikliğin bir gereğidir ve Bakü, Ankara’yı yalnız bırakmamaktadır. Diğer taraftan, Akdeniz’in enerji ve ticaret yollarının güvenliği Azerbaycan’ı da yakından ilgilendiriyor ve bu yolların müttefikinin kontrolünde olması stratejik tercihidir.

#Azerbaycan
#Türkiye
#Ortak
#Doğu Akdeniz
4 yıl önce