|

Babalarının izinden Cezeri'yi çözdüler

Babaları Durmuş Çalışkan’ın izinden giden iki kardeş Selami Çalışkan ve Mehmet Ali Çalışkan Cezeri’nin Olağanüstü Makinaları sergisini hazırladı. Yakında amüzeye dönüşecek olan bu sergi Cezeri’nin makinalarıyla bizi şaşırtırken ‘mekaniği’ yeniden yorumlamamızı da sağlayabilir.

Merve Akbaş
04:00 - 7/04/2019 Pazar
Güncelleme: 16:08 - 6/04/2019 Cumartesi
Yeni Şafak
Durmuş Çalışkan yıllarca sürdürdüğü Cezeri çalışmalarını içeren bir kitap da hazırlamıştı. Mehmed Ali Çalışkan babasının bu çalışmasını geçtiğimiz günlerde yayına hazırlayarak okurla buluşturdu.
Durmuş Çalışkan yıllarca sürdürdüğü Cezeri çalışmalarını içeren bir kitap da hazırlamıştı. Mehmed Ali Çalışkan babasının bu çalışmasını geçtiğimiz günlerde yayına hazırlayarak okurla buluşturdu.

1181- 1206 yılları arasında Diyarbakır’da yaşayan, sibernetik ve robotik bilimin öncüsü olarak kabul edilen Cezeri’nin çalışmaları modern mühendisliğin en temel eserleri olarak biliniyor. Geçtiğimiz haftalarda açılan Cezeri’nin Olağanüstü Makinaları sergisi ise yıllarını bu önemli ilim adamın çalışmalarını yeniden hayata geçirmeye adayan Durmuş Çalışkan ve oğullarının çabasıyla oluştu. 20 yılı aşkın bir süre Cezeri üzerine çalışan ve serginin küratörü de olan Mehmet Ali Çalışkan’dan Cezeri ile yollarının nasıl kesiştiğini konuştuk.


VİNCİN ALTINDA KAHVE İÇERDİ

Aslında Cezeri ile Çalışkan ailesinin tanışması 90’lı yıllara dayanıyor. O dönemde İstanbul Teknik Üniversitesi’nde mühendislik eğitimi alan Mehmed Ali Çalışkan ve abisi Selami Çalışkan okul için küçük bir sergi hazırlıyorlar. Müslüman bilim adamları hakkındaki bu çalışma sırasında babaları Durmuş Çalışkan da ilk kez Cezeri’nin adını duyuyor. Serginin ardından Cezeri’nin Kitab-ul Hiyel eserinin Türkçeye çevrilmesi için İhsan Fazlıoğlu ve eşinden yardım isteniyor. Ancak eser Türkçeye çevrildiğinde yeni bir sorun ortaya çıkıyor: “Acaba bu mekanizmalar çalışabilir mi?” Mehmet Ali Çalışkan hikâyenin gerisini şöyle anlatıyor: “ Metin yapısı itibariyle oldukça kapalıydı. Anlamak oldukça güçtü. Biz ise altından kalkamayacağımızı anlayınca kitabı babama götürdük. Babam iyi bir mühendisti. Vinç makinaları üzerine çalışıyordu. Büyük mermer blokları taşıyan vinçler yapardı. Bu vinçleriyle ün salmıştı. Vinçler yapıldığında en ağır mermer bloğuyla bir kaldırma testi yapılırdı. Halat kopacak mı, dişli kırılacak mı diye bakılırdı. Babam kendi vinçlerine o kadar güvenirdi ki, mermer kaldırıldığında altına sandalyesini çeker, kahvesini orada içerdi. Biz ona kitaba götürdüğümüzde ilk tepkisi ’bunlar çalışmaz. Hayal ürünü çizimler’ oldu ve ‘hatta sizin için bir tanesini deneyeyim’ dedi.” Durmuş Çalışkan oğulları için küçük bir deneme yapmak amacıyla masaya oturmuş ve Cezeri’nin Fili Su Saati üzerine çalışmaya başlamış. Gerçekleştirdiği bu ilk denemede, tüm mekanizmanın doğru uygulandığında çalıştığını gördüğünde ise bir daha masadan kalkmayarak diğer çizimler üzerine de çalışmaya devam etmiş.


HESAPLAMALAR TUTTU

Baba Çalışkan, bu denemeler ve uygulamalar esnasında tüm hesaplamaların tuttuğunu ve makinaların kusursuz bir biçimde çalıştığını görünce Cezeri’yi daha da sahiplenmiş. Mehmed Ali Çalışkan, babasının bu çizimleri uygulayabilmek, hesaplamalar eşliğinde mekanizmaları çözmek için yıllarca çalıştığını söylüyor. Çalışkan şunları anlatıyor: “ Cezeri’nin makinalarını anlayarak aynılarının yapmayı babam o yıllardan sonra da sürdürmeye devam etti. Emeklilik günlerinde projeye hız verdi. Babamın bu çabası sayesinde Cezeri’nin ortaya koyduğu bilimsel mirasın hiçbir noktası karanlıkta kalmamış oldu.”

VASİYETE SADIK KALDILAR

Durmuş Çalışkan yaşamının son yıllarında hız verdiği çalışmasıyla Cezeri’nin makinalarının birçoğunu hayat geçirebilmiş. Ancak maalesef geçtiğimiz yıl hayatını kaybedince projenin yükünü İki kardeş üstlenmiş. Tabi babalarının vasiyetine sadık kalarak sadece Cezeri’nin kullandığı malzemelerle mekanizmaları kurmayı devam etmişler. Bu nedenle öncelikle sadece ahşap, pirinç gibi malzemeler kullanılmış. Çalışkan, şu an sergide bulunan her makinanın proje ve çizimlerinin babaları tarafından yapılmış olduğunu ve bunun işlerini hayli kolaylaştırdığını söylüyor. Vefatından sonra Durmuş Çalışkan’ın projelerini devam ettiren iki kardeş, babalarının yolundan giderek Kitab-ül Hiyel’in tümünün ilk kez tam manasıyla uygulanmasını sağlamış.

SANATIN İÇİNDE MEKANİK

Mehmet Ali Çalışkan’a göre bu makinalar, tarihsel süreklilikte Yunan’dan Rönesas mekaniğine atlayan sıçramada aradaki kayıp halkayı ortaya çıkarıyor. Çalışkan şunları söylüyor: “Cezeri’nin çalışmaları modern mekaniğin kökenlerini gösteriyor. Cezeri bir çok yenilik ortaya koyduğu gibi yaptığı kompozisyonlar ve anlatıyla da dikkat çekici. Onun hikâyeleştirme tekniğinden yola çıkarak belki bugün yeni bir mekanik bile ortaya koyabiliriz.”

Cezeri’nin Yunan mekaniğinden devraldığı tekniği sanat yapmak için kullandığını belirten Çalışkan sözlerini şu cümlelerle noktalıyor: “Cezeri’nin mekaniğindeki sanat değil, sanatındaki mekanik demeliyiz. Bir yazar, okuruna nasıl hikâye anlatıyorsa Cezeri de makine yaparak bize bir hikâye anlatıyor. Örneğin Filli Su Saati’nde her bir öğenin farklı görevleri, farklı bir hikâye aktarıyor. Çok kültürlü bir yapının unsurları bir arada görünüyor. Cezeri’nin robotları bir tür performans sanatı gösterir. İnsan biçimli ve fonksiyonlara sahip olan bu makinalar androidin de atası.”

Cezeri’nin en meşhur eseri olarak bilinen Filli Su Saati’yle birlikte 66 makine ve envanter 29 Nisan’a kadar İstanbul UNIQ Expo’da sergilenmeye devam edecek.



Ortaçağ karanlık değil

Durmuş Çalışkan, 2016 yılında Mustafa Cambaz’a verdiği röportajda Cezeri’nin makinalarını yorumlamıştı. Yeni Şafak Pazar’ta yayınlanan o röportajda “Leonardo Da Vinci’ye atfedilen birçok çizimin Cezeri’de de olduğunu söylüyordu. Çalışkan Ortaçağ’ı karanlık olarak anlatılmasını ise eleştiriyordu:“Maalesef, hepimiz lise kitaplarında okutulanlarla ortaçağı bağnaz ve karanlık bir dönem olarak bildik. Halbuki bu Batılıların ortaçağıydı. Ortaçağda İslam dünyası teknoloji, sosyal ve fen bilimleri alanında en parlak dönemini yaşadı. Günümüzde lise müfredatını oluşturan fen bilgilerinin büyük bir kısmı bu dönemde geliştirildi. Geliştirenler de hep Müslüman bilim adamlarıydı.”


Cezeri’yi tüm dünyaya tanıtacağız

Filli Su Saati’nin kültürün ve bilimin evrenselliğini ifade etmesi açısından önemli olduğuna da değinen Durmuş Çalışkan bu çalışmalarının amacını şu sözlerle anlatmıştı:” Gençlerimizin bilim ve sanat üretme gayret ve heyecanını kazanmalarına bir nebze olsun katkıda bulunmak istedik. Bunun için Cezeri’yi dünya gündemine taşıyacak bir yolculuğa çıktık. Yanlışları düzelte düzelte yürüyeceğiz ve Leonardo Da Vinci’nin yerine el- Cezeri’yi koyacağız.”

#Cezeri
#Durmuş Çalışkan
#Leonardo Da Vinci
5 yıl önce