Türk kavimlerinden bazıları, milattan önce iki binli yıllardan beri avcılıkla beraber balıkçılık ta yapıyorlardı. Muhtemelen Türkler balığı da et gibi tuzluyor, kurutuyorlardı. Uzmanların Türklerin balık yediğine dair bir çok kanıtı var. Bunlardan biri de alabalık, sazan, yayın, turna gibi bazı balık adlarının Türkçe olması. Orta Asya’da, Selçuklu Anadolu’sunda balık çoğunlukla kırmızı etin gölgesinde kaldı. Balık gerçekten Türk Mutfağı’ndaki kıymetini Fatih Sultan Mehmet Han ile kazanıyor. Sultan, sarayın has mutfağı için taze ve kurutulmuş balıklar, kekikli yılan balığı ve havyar alınmasını emretmiş. Elbette dünya mutfak tarihinin dönüm noktası sayılan Fransız İhtilali’yle Fransa’dan kaçan aşçıların bazıları Osmanlı’ya gelirken balığın farklı yemeklerini ve sosları da Türk saray mutfağı kültürüne kattılar. 18. yüzyıldan itibaren balık çorbası, pilav ve kebabı, turşusu İstanbul’u seçkin sofralarını süslüyordu.
ŞAŞIRTICI TARİFLER VAR
Halkın daha çok uskumru, palamut, lüfer gibi balıkları ekmek arası yediklerine dair kayıtlar da var. Ben bugün, Selçuklu’dan Abbasi Mutfağı’na eski balık yemeği tarifleri paylaşalım istiyorum. Oldukça şaşırtıcı, ilginç bu tarifler belki hepimize yeni şeylerin ilhamını verebilir. Sağlıklı, mutlu pazarlar dilerim.
Fırında Balık Abbasi Mutfağı
Büyükçe bir balık (ortalama 2 kg ağırlığında)
1 çay bardağı sumak
1 fincan kekik
2 diş sarımsak
1 çay bardağı ceviz içi
1 çay kaşığı kaya tuzu
Bir fiske tarçın
Bir fiske kimyon
Bir fiske kişniş
Bir parça damla sakızı
1 su bardağı susam yağı
1 fincan gül suyu
1 fiske safran
Papaz Yahnisi Osmanlı Mutfağı
2 kg küçük balık
4 kuru soğan
Bir demet maydanoz
Tuz
Karabiber
1 çay bardağı sirke
1,5 çay bardağı
zeytinyağı