|

Barış bireyde başlar

Somali'de kurdukları vakıflarla insanlara yardım eden Amanda Lindhout ve Waris Dirie 'Her Şeye Rağmen İnsan Sevgisi' seminerinde yaşadıklarını anlattı. 2008'de Somalili isyancılar tarafından kaçırılıp 460 gün rehin kaldıktan sonra kurtulan Kanadalı gazeteci Amanda Lindhout, "Kendi içimizde barışı bulduğumuzda daha barışçıl bir toplumda ve daha barışçıl bir dünyada yaşayabiliriz" diyor.

Yeni Şafak ve
04:00 - 11/12/2016 Pazar
Güncelleme: 23:47 - 10/12/2016 Cumartesi
Yeni Şafak

Sabancı Vakfı'nın Filantropi (insanseverlik) Semineri'nin bu yılki konukları, kaderleri bir şekilde Somali'de kesişen Amanda Lindhout ve Waris Dirie oldu. Lindhout, Somali'de isyancılar tarafından kaçırılıp 460 gün rehin tutulduktan sonra kurtulmayı başarmış ve daha sonra bölgede hayırseverlik çalışmalarına başlayarak vakıf kurmuş bir gazeteci. Dirie ise Somali'de kadın sünnetine maruz kalmış, yaşlı bir adamla evlendirilmek istenince evden kaçmış ve uzun bir mücadelenin ardından Somalili kadınlar için vakıf kurmuş bir aktivist. Yaşadıkları zorluklar karşısında ayakta durabilmeyi başarmış iki cesur kadın da “Her Şeye Rağmen İnsan Sevgisi” başlıklı seminerde ilham ve cesaret veren hikayelerini paylaştılar.



GÖKYÜZÜNÜ KAYBETMİŞTİM


Kanadalı Amanda Lindhout, gazeteci olarak gittiği Somali'de 2008 yılında isyancılar tarafından kaçırılıyor. 460 gün esir tutulduğu günleri, "Benden asla alınamayacağını düşündüğüm şeyleri bile kaybetmiştim. Gökyüzünü... Rüzgarı artık tenimde hissedemiyordum. Gülmeyi unutmuştum. Neredeyse kendi adımı bile unutuyordum. Kapkaranlık bir odada tutuluyordum. Hiçbir şekilde kıpırdamama imkanım yoktu. Bu şekilde size meydan okunduğunda içinize dönüp cesaret bulmak zorunda kalıyorsunuz. Bütün kimliklerimi yitirmiştim ama orada insan ruhunu keşfettim. O kadar canlıydı ki" sözleriyle anlatıyor.



NEFRETTEN KAÇTIM


Lindhout, kurtulduktan sonra kendisini kaçıran insanlara karşı içindeki nefret ve öfkeden uzaklaşarak Somali'deki koşulları değiştirmek için çalışmaya karar verdiğini ve Global Enrichment Foundation'ı kurduğunu söylüyor. "Şu ana kadar 3 milyon dolar bağış toıpladık ve eğitim girişimlerine destek verdik. Somali'deki kadınlara üniversite bursu verdik" diyen Lindhout, toplumsal barışla ilgili "İçimizdeki öfke, nefret bizim kendi düşmanımız haline geliyor. Kendi içimizde barışı bulduğumuzda daha barışçıl bir toplumda ve daha barışçıl bir dünyada yaşayabiliriz. O zaman gerçek özgürlüğe kavuşuruz" yorumunu yapıyor.



DÖRT BİN KADINI KURTARDIK


Gelelim Waris Dirie'ye... Kadına yönelik her türlü şiddetin temelinde umursamazlık ve eğitim eksikliği olduğunu dile getiren Dirie, "Benim hayata geliş amacım da 200 milyon kadının hayatını etkileyen kadın sünnetiyle, erken yaşta zorla evliliklerle ve kadına karşı şiddetin her türlüsüyle savaşmak” diyor. Dirie şu an Birleşmiş Milletler'in iyi niyet elçilerinden biri. 4 ülkede faaliyet yürüten Desert Flower (Çöl Çiçeği) vakfında 15- 16 yıldır kadınları ve çocukları aile içi şiddetten kurtarmaya ve aileleri eğitmeye çalışıyor. Ailelere gıda ve tıbbi yardım sağlıyor. Dirie, şu ana kadar 4 bin kadını kurtardıklarını söylüyor.



Amerika Somali'nin yerini bile bilmiyor






Kadına yönelik şiddetin ve insan hikayelerinin medyada manipüle edildiğini söyleyen Waris Dirie, "Medya olumsuz hikayeler yayıyor. Oradaki insanların yaşadıkları dramlara duyarlılık yok. Medyanın çok büyük bir sorumluluğu var, bu sorumlulukla hareket etmesi gerekiyor. Medya büyük bir rol oynuyor" diyor. Bu konuyla ilgili Lindhout ise "Amerika'da çok fazla bu konuyu anlatıyorum ama insanlar haritadan Somali'yi bile gösteremiyorlar "yorumunda bulunuyor.


#Somali
#Amanda Lindhout
#Sabancı Vakfı
#Filantropi
7 yıl önce