|

Barış Manço bize ilham veriyor

Yeni Şafak ve
04:00 - 26/11/2017 Pazar
Güncelleme: 04:23 - 26/11/2017 Pazar
Yeni Şafak
Enerjik, özgün, duygusal, evrensel… Saharut Çölü’nden dünyaya seslenen Anna RF, kendine has tarzı, müzikle birleştiriyor ve lezzetli bir müzik seyri sunuyor.
Enerjik, özgün, duygusal, evrensel… Saharut Çölü’nden dünyaya seslenen Anna RF, kendine has tarzı, müzikle birleştiriyor ve lezzetli bir müzik seyri sunuyor.

Enerjik, özgün, duygusal, evrensel… Saharut Çölü’nden dünyaya seslenen Anna RF, kendine has tarzı, müzikle birleştiriyor ve lezzetli bir müzik seyri sunuyor. Dünyanın birçok yerini keşfe çıkıp doğuyla batı ezgilerini oryantal ve modern enstrümanlar, analog ve dijital seslerle birleştirip kendi özgün tarzlarından ortak bir his oluşturuyorlar. Geçtiğimiz yıllarda birçok kez İstanbul’da sahne alan grubun Türkiye’de de geniş bir hayran kitlesi var. Müzikseverlerle sıkı bir bağ kuran Anna RF, 2 Aralık Cumartesi akşamı Salon İksv sahnesinde seyirciyle buluşacak. Kabak kemane, klarnet, def ve klasik gitar ile üretilebilecek en tanıdık ritimleriyle muhteşem bir konser sunacak. Roy Smila, Ofir j.Rock ve Or Raveh, konser öncesi sorularımızı yanıtladı…

* Saharut Çölü’nde başlayan serüveninizle birlikte dünyayı keşfe çıktınız. Müziğiniz felsefesini nasıl özetlersiniz?

Ofir R.: Müziğimizin arkasındaki filozofinin özeti, aslında ismimizde saklı. Grubumuzun ismi hem ‘biliyorum’ hem de ‘bilmiyorum’ anlamına geliyor. Hiçbir şey bilmeden, bir şeye inanmadan taze gözlerle insanlara ve yerlere bakıldığında tüm yerlerin, kültürlerin ve insanların güzelliğinin görülebileceğine inanıyoruz.

* Son yıllarda, etnik müzik revaçta diyebiliriz. Özellikle doğu tınıları dünyanın birçok köşesinde ilgi görüyor. Bu ilgiyi neye bağlıyorsunuz?

Ofir R.: Bunun evrensel bir hareket olduğuna inanıyoruz. İnsanlar bilgiye çok kolay ulaşabiliyor. Haliyle Doğudaki de bilgiye Batıdaki kadar ulaşabiliyor.


TÜRKÇE MÜZİĞİ ÖĞRENMEYE ÇALIŞIYORUZ
* İstanbul’a daha önce de konuk olmuştunuz. Sizi kendimize çok yakın hissediyoruz açıkçası. Sizin Türk seyircisiyle etkileşiminiz nasıl? Daha önce Aşık Veysel’den yola çıkarak bir çalışma hazırlamıştınız. Sizin için ne ifade ediyordu Aşık Veysel? Bundan sonrası için Türk kültürüyle, ezgileriyle ilgili bir çalışmanız olacak mı?
R.S.:
Türkiye’yi ve Türk insanını çok seviyoruz. Gruba başladığımız günden bu yana burası bizim için ev oldu. İnsanlar oldukça hoşgörülü ve yeni fikirlere açık. Aynı zamanda yemekleri de çok güzel. Aşık Veysel’in Uzun İnce Bir Yoldayım şarkısını ilk kez Türkiye’de turdayken dinlemiştik. Gittiğimiz her yerde yerel müzisyenlerle işbirliği yapmayı ve yerel kültürlerle bağlantı kurmayı seviyoruz. Şarkıyı dinledikten sonra da bu güzel klasiği bizim tarzımızla yorumlamaya karar verdik. Çok fazla Türkçe klasik müzik var ve hala öğrenmeye çalışıyoruz. Barış Manço’yu oldukça beğeniyoruz. Zamanında çılgın etkiler oluşturmuş. Son zamanlarda her zaman hatırlanması gereken Baba Zula’nın canlı performansındaydık. Bunlar oldukça ilham verici.

* Müziğiniz hem etnik enstrümanlardan hem dijital seslerden oluşuyor. Bugünün teknolojisini kullanmak etniğin tadı nasıl korunur? Doğu ve Batı ezgilerini kendinize has bir tarzla yorumluyorsunuz. “Yerel olmadan evrensel olunmaz” diyenlerden misiniz? Müziğinizle birlikte dünyanın dört bir yanını yakalayabilmenin temelini ne oluşturuyor?
Ofir R.:
Bir sürü farklı dünyadan etkileniyoruz. Etnik müziğin tadlarını, reggae, rock ve EDM elektronik tarzları seviyoruz. Hepsinin ortasındaki karışımın güzel ve doğal olduğuna inanıyoruz. Bizim yerel kültürümüz dünyanın tüm köşelerinden esintiler barındıran mültecilerden ve Orta Doğu’nun yerel etkilerinden oluşuyor. Bizim için evrensel olmak yerel olmak demek.
#Anna RF
#Müzik
#Barış Manço
6 yıl önce