|

Bavyera’nın masalsı rotası

Almanya’nın en sevilen rotalarından, Würzburg’dan başlayıp Füssen’e kadar devam eden Romantik Yol, seyehatseverleri masalsı bir yolculuğa çıkarıyor.

04:00 - 20/08/2023 Pazar
Güncelleme: 22:47 - 19/08/2023 Cumartesi
Yeni Şafak
Almanya.
Almanya.
Fatma Matur

Bu hafta Almanya’nın en sevdiğim rotalarından birini, Würzburg’dan Füssen’e uzanan 410 km’lik Romantik Yol rotasını anlatacağım. Romantik yol, İkinci Dünya Savaşı sonrası Amerikan askeri tarafından keşfedilmiş, günümüzde her yıl milyonlarca turistin ziyaret ettiği, 410 km’lik yol boyunca tam 28 farklı noktada onlarca göl, kale, şato ve köye evsahipliği yapan, klişeye kaçmak pahasına da olsa tam anlamıyla masalsı denebilecek bir rota. Her ne kadar gezilecek çok yeri olsa da mesafeler birbirine yakın olduğu ve görmeden dönmeyin diyebileceğim yerler olduğu için bu yazıda size 4 gece 5 günlük bir rota önereceğim. Bu yolun tamamını otobüsle, trenle ya da bisikletle gezmek mümkün ki zamanınız varsa bence en güzeli tümü işaretlenmiş ve zorluk seviyesi düşük olan yemyeşil bisiklet yollarını kullanmak olurdu ancak bu yazıda kendi deneyimimi yani araba kiralayarak gezdiğim rotayı anlatacağım. Rota Würzburg’dan başlayıp Füssen’e kadar devam ediyor. Würzburg ve Füssen’e en yakın havalimanları ise sırasıyla Frankfurt ve Münih şehirlerinde yer alıyor.

Romantik Yol rotasının birinci gününde Frankfurt Havalimanı’ndan aracımı alıp, 120 km uzaklıkta, rotanın ilk durağı olan Würzburg şehrine gidiyorum.

Würzburg

Burası Main Nehri boyunca kurulmuş, sakin güzel bir şehir. Marienberg Kalesi’nden eski şehre yürüyerek geçtiğim Alte Mainbrücke (Eski Main Köprüsü) gördüğüm manzaraları ve barok mimarisi ile Prag’ı anımsatıyor. Würzburg’un eski şehri içerisinde katedrali, eski meydanı, Würzburg Sarayı ve bahçelerini, Aziz Mary Şapeli’ni gezdikten sonra Marienberg Kalesine çıkıyorum. Kale, eteklerindeki üzüm bağları, Würzburg şehrine ve Main nehrine hakim manzarası ve içindeki Franken ve Füstenbau müzeleri ile ziyaret edilmeye değer. Würzburg’u 5-6 saatte gezmek mümkün. Buradan geceyi geçireceğim Rothenburg Ob Der Tauber şehrine doğru yola çıkıyorum. Romantik Yol gezimin ilk ve ikinci gecesinde bu yolun en güzel şehirlerinden birinde konaklıyorum.

Rothenburg Ob Der Tauber

Bir şehir tarihi dokusu zerre bozulmadan nasıl korunabilir sorusuna şehir örnekleriyle cevap verilebilseydi eğer, Rothenburg ob der Tauber ismi ilk söylenen kentlerden biri olurdu. Burası şehri çevreleyen surları, surlardan görünen kiremit rengi çatıları ve arnavut kaldırumlı, kıvrımlı zarif sokakları, dışarıdan tek katlı küçük bir dükkan gibi görünüp içine girince yerin altına doğru kat kat genişleyen, kendimi Alice gibi hissettiğim hediyelik eşya dükkanları ile muhteşem bir yer. Rothenburg’u gezerken, yukarıda saydığım yerler dışında, Noel Müzesi’ni, İşkence ve Oyuncak müzelerini, geziyor, Prönlein meydanına bakan kafelerde kahve molası veriyorum. Akşam ise buraya özgü ve bu rotanın en orijinal aktivitelerinden biri olan Night’s Watchman yani Gece Bekçisi turuna katılıyorum. Bu turda, her akşam 20.00’da Belediye Binasının önünde toplanıyor, elinde baltası, meşalesi ve üzerinde Orta Çağ kıyafetleri ile bir rehber eşliğinde bir saat boyunca şehri geziyorsunuz. Tur İngilizce yapılıyor ve bir Orta Çağ şehrini, kalabalıkların gittiği, sokakların ışıklanıp tarihi atmosferin daha hissedilir hale geldiği bir ortamda, oralı bir rehberden eğlenceli bir anlatımla dinlemek, turun ardından şehri sakince adımlamak gezinin benim için en güzel zamanlarından biri oluyor. Üçüncü gün Dinkelsbühl ve Nordlingen kasabalarına uğrayarak Füssen’e gidiyorum.

Dinkelsbühl

Burası Rothenburg’a 45 km mesafede, yine tamamen korunmuş tarihi küçük bir kasaba. Burada yine küçük eski meydanı, kiremit çatılı Bavyera evlerini, şehri çevreleyen surları geziyorum. Dinkelsbühl’de kasabanın tamamını 40 dakikada turlayan fayton turlarına katılmak da mümkün.


Nordlingen

Dineklsbühl’den 35 km uzaklıkta, milyonlarca yıl önce dünyaya çarpan bir meteorun sebep olduğu bir çukurun etrafına kurulu küçük bir şehir Nordlingen. Burada da eski meydanı gezip, kilisenin kulesinden şehir manzarasını seyredip, üçüncü gecemi geçireceğim Füssen’e ulaşıyorum. Dördüncü günün sabahı Füssen’den, bu rotanın bana göre en güzel bölgesine doğru yola çıkıyorum. Schwangau kasabasına. Bu kasaba iki muhteşem Şatoya ev sahipliği yapıyor. Neuschwanstein ve Hohenschwangau şatolarına.

Neuschwanstein Şatosu

Kral II. Ludwig tarafından yaptırılan, yapımı yıllarca süren fakat Ludwig’in yalnızca üç hafta ikamet edebildiği bu şato, şatodan ziyade üzerine yapıldığı yemyeşil zirve, Marienbrücke’den görünen manzara ancak gören bir gözün idrak edilebileceği, kelimelerin ve fotoğrafların yetersiz kaldığı güzellikte bir yer. Burada size uzun, klişe cümleler kurmak yerine şato giriş biletlerini mümkünse iki şatoya birden kombine bilet halinde internet üzerinden alıp, girişteki uzun kuyruklara girmekten kurtulmanızı önerebilirim. Şatoya çıkan yarım saatlik yokuşu yürümek yerine faytona binerseniz, kendinizi bir masalın içinde hissettiğiniz birkaç dakika daha geçirmiş olursunuz diyebilirim bir de. Şatoları gezdikten sonra dördüncü ve son gecemi Füssen’de geçiriyorum. Beşinci günün sabahı Füssen’de artık aşina olduğum eski şirin meydanla, kiremit çatılı şirin Bavyera evleriyle, Goblen işlemeli el çantaları ve bölgeye özgü hediyelikler satan dükkanlarla vedalaşıyor, benim gibi Romantik Yol’u tamamlamış turistlerle minik sohbetler yapıyor ve Füssen’e 150 km mesafedeki Münih Havalimanı’na giderek, Türkiye’ye dönüyorum.

Hohen Schwangau Şatosu

II. Maximillian tarafından yaptırılmış bu şato solunda Alpsee sağında Schwansee gölleri bulunuyor. Şatonun içerisindeki devasa Kahramanlar Salonunu, Kuğu Şövalyesi Yemek salonunu ve diğer odaları görüp, yukarıya, bu şatoda büyümüş Kral II. Ludwig’in daha güzeli, daha büyüğü olsun isteğiyle yaptırdığı Neuschwanstein Şatosu’na geçiyorum.

Aklınızda Olsun

*Romantik Yol için önereceğim püf noktalarından biri geziyi Kuzeyden yani Würzburg’dan başlayıp güneyde yani Füssen’de bitirecek şekilde planlamanız. Bu sayede gezi boyunca güzel bir film izlemiş ve muhteşem bir finalle sonlandırmış gibi hissedeceksiniz.

*İkinci püf noktası ise, konaklama rezervasyonlarınızı erken yapmanız, çünkü rota üzerindeki neredeyse her yer küçük kasabalar ve konaklama olanakları sınırlı. Arabayla geziyoruz diye yol üstünde beğendiiğimiz bir yerlerde kalırız gibi bir düşünce arabada uyumanızla sonlanabilir.

*Üçüncü püf noktası, araba kiraladığınızda, navigasyon cihazını sizi A(autobahn) ile işaretli yollardan değil (bu yollar otoban ve doğrudan otoban kullanırsanız rotadaki birçok küçük köyü görmeden geçip gidersiniz), B (bundesstrasse) ile işaretli yollardan götürecek şekilde ayarlamanız.

*Son olarak Gece Bekçisi turuna katılmak ve Rothenburg Ob Der Tauber’in sokaklarını gece de görebilmek için bu şehirde mutlaka en az bir gece konaklamanızı öneriyorum.

*Romantik Yolu gezmek için en güzel zaman bence mayıs-haziran ve eylül-ekim ayları. Günlerin uzun olmasıı değerlendirmek için önceliği mayıs-haziran aylarına vermenizi öneririm.



#Gezi
#Aktüel
#Almanya
#Toparlanın Gidiyoruz
9 ay önce