Salgın sürecinde ebeveyn ve bebek arasındaki ayrılığın ciddi ve uzun vadeli hale dönüştüğünü aktaran Okay, "Ebeveyn ve bebek arasındaki ayrılık, yenidoğanlarda ciddi ve uzun vadeli sağlık sorunlarına neden olabilir. Bu durum ebeveynlerin ruh sağlığını kalıcı olarak etkiler. 17 Kasım Dünya Prematüre Günü’nde her anne-babanın yenidoğan yoğun bakım ünitesinde yatan bebeklere sınırsız erişim hakkını savunuyoruz. Ebeveynler bebeklerinin ziyaretçisi değil, onların en ihtiyaç duydukları bakım verenleri" diye konuştu. Prematüre bebekler en hassas hasta grubu olduğunu kaydeden Okay, "Erken doğum, 5 yaş altı çocuklarda önde gelen ölüm nedeni. Her yıl dünya çapında yaklaşık 15 milyon bebek prematüre doğuyor, yani yaklaşık her 10 çocuktan biri. Türkiye’de ise bu sayı yılda 130 bin’e yakın” dedi.
BİR GÜN BİLE ÇOK KIYMETLİ
Her 10 anne adayından biri bebeğini erken doğum ile dünyaya getiriyor. Yani her yıl yeni doğan bebeklerimizin yüzde 10’u “prematüre” olarak doğuyor. Erken doğum özellikle çoğul gebeliklerde sık rastlansa da pek çok doğum için “geciktirilebilir” olabilir.
Acıbadem Altunizade Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı\Perinatoloji Yan Dal Uzmanı Doç. Dr. Oktay Kaymak, bebeğin anne karnında geçirdiği günün önemine dikkat çekerek “Bebekler anne karnında sadece boyut olarak büyümezler, aynı zamanda bedenleri de gün geçtikçe dış dünyaya hazırlanır. Özellikle 32. hafta öncesinde bebeklerimiz farklı nedenlerde doğmak zorunda kalırsa bu süreyi çoğu zaman yoğun bakımda geçirmek durumunda kalıyor. Çünkü anne karnındaki 1 gün yoğun bakımda geçireceği 7 güne denk geliyor. Erken doğum anne adaylarımızın elinde olan bir süreç değil ancak gebelik sırasında taramalarımızı yapabilirsek önceden bir kısmını bilebilir ve önlem alabiliriz. Bu durumda hem annenin hem de bebeğin sağlığını koruyabiliriz” diye konuştu.
SÜREÇ KÜVÖZDE TAMAMLANIYOR
Kaymak, sözlerini şöyle sürdürdü:
- "Bebeğin anne karnında geçirmesi gereken süreyi yeni doğan yoğun bakımda tamamlıyoruz.
- Normal şartlarda gebeliğin 40 hafta sürmesi gerekir. Anne karnındaki bebeğin bu süre boyunca organlarının gelişimi de dahil olmak üzere dış dünyaya hazırlandığını belirten Doç. Dr. Oktay Kaymak, “Bebeğin anne karnında içinde bulunduğu amniyon sıvısı ve rahim bu gelişimin eksiksiz tamamlanması için biçilmiş kaftan iken farklı nedenlerle erken doğumun gerçekleşmesi bu gelişimin sekteye uğraması anlamına gelir. Doğum ne kadar erken olursa bebeğin doğumdan sonra sağlık sorunu yaşama riski o kadar yüksektir. Bu nedenle erken doğan bebekler ne kadar erken doğduklarına göre yeni doğan yoğun bakımda çok özel ve hassas bakıma ihtiyaç duyarlar. Biz uzmanlarca belirlediğimiz takvimler bulunur. Riskler de bu takvimde geriye gidildikçe artar, ileri gidildikçe azalır."
Erken doğumlarda haftalara göre yaşanabilecek sağlık riskleri
RİSKİ TARAMAYLA BELİRLEYİN
ÖNLEM ALIRSAK RİSKİ ÖNLERİZ
Erken doğum taramalarının ve anne adayının tıbbi geçmişinin gebelikteki erken doğum riskini haber verdiğine dikkat çeken Doç. Dr. Oktay Kaymak, “Erken doğum riskinin saptanması durumunda yapılan bazı tedaviler bebek sağlığı için çok önemlidir. Bu tedaviler içerisinde özellikle son yıllarda, serebral palsi gelişim riskini azaltmak amacı için uyguladığımız magnezyum tedavisi bulunmaktadır. Yine erken doğum riski olan durumda bebek akciğer ve barsak gelişimini olumlu etkileyen steroid tedavisi vermekteyiz. Ancak bu tedavilerin etkin olabilmesi için bebeğin belirli bir süre daha anne karnında kalması gerekmektedir. İşte bu nedenle doğum riski olan anne adayının erken saptanması, gereken tedavilerin tam olarak verilmesi ve bebeğin anne karnında yeterince tutulmaya çalışılması çok önemlidir” diye konuştu.