|

Benim müziğime ister ilahi deyin, ister şarkı...

Peygamber Efendimiz'i anlattığı ikinci albümü 'Sevgili'nin tanıtımı için İstanbula gelen Türk asıllı Makedonyalı sanatçı Mesut Kurtis, müziğini adlandırmıyor. Ona göre önemli olan eserin dinleyiciye ne verdiği. “Kim ne isterse onu desin, ben müziğimi isimlendirmiyorum.” diyor.

Şevin Ayaz
00:00 - 20/09/2009 Pazar
Güncelleme: 22:08 - 19/09/2009 Cumartesi
Yeni Şafak
Benim müziğime ister ilahi deyin, ister şarkı...
Benim müziğime ister ilahi deyin, ister şarkı...

Mesut Kurtis'i ilk kez Salavat albümündeki birbirinden güzel eserlerle tanıdık. Ses tonu ve kendine has üslubuyla kısa süre içerisinde hatırı sayılır bir hayran kitlesine sahip oldu. Makedonyalı, Türk asıllı sanatçı 'Her gittiğim ülkede Türk asıllı olmamdan dolayı beni Türk zannediyorlar' diyor. İkinci albümü 'Sevgili' nin tanıtımı için İstanbula gelen sanatçıyla albümünü konuştuk. Yeni albümünü Türkiye için özel hazırladığını söyleyen sanatçı, kendini Türk Osmanlı kültürünü Avrupa'ya ve Arap dünyasına tanıtan bir elçi olarak görüyor.


YENİ ALBÜMÜM TÜRKİYE'YE ÖZEL

Mesut Kurtis, Makedonya Üsküplü olup, Türk asıllı bir aileden geliyor. Sanata olan ilgisi küçük yaşlara dayanıyor. Müzik eğitimi Osmanlı kültüründen yadigâr kalan kaside ve ilahilerle başlamış. Eğitimini İngiltere'de devam ettiren Kurtis, beş yabancı dil biliyor. Bir önceki albümünde Türkiye'de yeterli tanıtımı yapamamış. Yeni albümünün Türkiye' ye özel olduğunu söyleyen sanatçı, 'Türkiye'de tanıtıma önem veriyorum çünkü bu albüm Türkiye için özel hazırlandı' diyor.


İSTEYEN İLAHİ DESİN, İSTEYEN ŞARKI

'Sevgili' uluslararası bir albüm niteliğinde. Türkçe, Arapça ve İngilizce hazırlanmış olan albümde birçok ünlü isimle düet yapılmış. Kurtis, başta Sami Yusuf olmak üzere, İsveçli müzisyen Maher, Mısırlı müzisyen Hamza Namira ve Kanadalı müzisyen İrfan Makki ile çalışmış. Mesut Kurtis, müziğini isimlendirmiyor. 'İsteyen ilahi desin, isteyen şarkı desin' diyor. Bu albümle insanlara ne anlatmak istiyorsunuz diye soruyorum. 'Efendimizi nasıl en iyi şekilde anlatabiliriz, nasıl daha fazla sevdirebiliriz, bunu hedefliyorum' diyor. Albümde başörtüsünün ehemmiyeti ve Gazze'deki zulmü de şarkı sözlerinde yansıttığını ifade ediyor. Özellikle dikkat çektiği bir konu var. Kurtis 'Sadece Allah'a ve Efendimiz' e yazılanlar değil, olumlu mesaj içeren ne kadar konu varsa onları dini görüyorum' diyor.


MEŞHUR OLMAK İÇİN MÜZİK YAPMIYORUM

Kurtis müziğinin bir amacı olduğunu söylüyor. İnsan ne yapıyorsa bir hedef için yapıyor ona göre. Müziğin bir tebliğ aracı olabileceğini belirten Kurtis, 'İnsanların hoşuna gitsin diye, meşhur olmak için müzik yapmıyorum. Maksadım insanları iyiye, hayra teşvik etmek.' diyor. Gelecek albümlerinde içtimai konuları daha fazla ele almak istediğini belirtiyor. Kurtis'e Türkiye' nin kendisi ve sanatı için önemini soruyorum. 'Her üsküplü Türkiye'yi anavatanı gibi görür' diyor. Türkiye' de yaşanan her olay oraya da yansıyormuş. 'Türkiye' yi vatanımız gibi görüyoruz, burada akrabalarımız var, ilişkilerimiz gittikçe ilerliyor. İlk albümde Türkiye' de pek aktif değildim ama özellikle bu albümde tanıtıma çok önem verdik, bu albüm Türkiye için hazırlandı.' diyor.


BEN BİR ELÇİYİM

Mesut Kurtis, her gittiği yerde Türk olarak tanıtılıyor. Makedonyalıyım diyerek düzeltmeye çalışıyor. Devamlı Türkiye'yle ilgili sorular yönlendiriliyormuş kendisine. 'Türkiye'yi tanıtmaya çalışıyorum.' diyor. Arap dünyasının Türkiye'yi televizyon dizilerinden tanıdığını söylüyor ve ekliyor ' Diziler Türk kültürünü çok yansıtmadığı için düzeltme gereği duyuyorum. Bu anlamda Türkiye'yi diğer ülkelere de doğru tanıtmaya çalışıyorum. Bir elçi olarak çalışıyorum diyebilirim.' Türkiye'deki sanatçıların dünyaya açılım konusunda kapalı olduklarını düşünüyor Kurtis. Bağların kurulması için projeler oluşturulmasını istiyor. Türkiye' de çok beğendiği ve takip ettiği sanatçılar olduğunu söylüyor Mesut Kurtis. Bunların başında Mustafa Demirci, Sami Özer, Erkan Mutlu ve Ahmet Özhan geliyormuş. 'Çalışmalarımı belli bir alanla sınırlandırmak istemem, farklı kesimlerden sanatçılarla da çalışmak istiyorum' diyor. Beğendiği sanatçıları tavır ve sanatlarıyla örnek aldığını belirterek, sadece çalışmalarıyla gündemde olmak istediğini sözlerine ekliyor.


DİNİ MÜZİK PİYASASI BÜYÜYOR

Mesut Kurtis, dini müziğin dünya piyasasında gittikçe önemli bir yere sahip olduğunu düşünüyor. 'Önceden Ramazan dışında kanallar dini müziğe mesafeli yaklaşırdı' diyor. Ramazan ayı dışında da dini içerikli müziğin sunulmasını çok olumlu buluyor. Ona göre pozitif mesajlar içeren her tür, dini müzik olabilir. Bu anlamda tanıtımın büyük önemi olduğunu vurguluyor. Dünyada dini müzik yapan isimleri nasıl bulduğunu soruyorum. Kurtis bu konuda oldukça hoşgörülü. Her türlü dini müziği tasvip ettiğini söylüyor. 'Rap, Pop, hangi tür olursa olsun. Olumlu mesajlar içerdiği sürece yapılan işi desteklerim.' diyor. Ona göre bu tür müziklerin dine uygun olup olmadığını düşünmek yanlış çünkü İslam'ın hiçbir kültürü dışlamadığını söylüyor.


TÜRKİYE' DEKİ RAMAZAN DÜNYANIN HİÇBİR YERİNDE YOK

Mesut Kurtis, Türkiye'nin Ramazan 'daki müthiş atmosferine kendini kaptıranlardan. Ramazan'da Türkiye'de olmanın hazzını daha önce yaşadığını ifade ediyor. Bu kez gelişinde işlerinden dolayı yoğunluk yaşadığını ve o manevi havayı çok fazla hissedemediğini üzülerek söylüyor. 'Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir şey yaşanmıyor, burada toplum olarak yaşandığı için bir farklılık var. Bir ibadetin toplum halinde yaşandığında nasıl bir etkisinin olduğuna örnek olarak Türkiye' yi gösterebiliriz' diyor. Sanat dışında tahsiliyle de ilgilenen Kurtis, şuan Makedonya Üniversitesi'nde master yapıyor. Bundan sonraki hedefinin Türkiye'de konserler vermek olduğunu söylüyor.



15 yıl önce