Lübnan’da son günlerde popülerlik kazanan “urban exploratian” akımı ile ülke genelinde terkedilmiş ve sahipsiz binalardaki keşifler belgeleniyor. The National’a konuşan Lübnanlı gençler bu binalardaki maceralarını ve eşşsiz tecrüblerini anlattı. Ülkenin dört bir yanına seyahat ediyorlar. Kırık camları ve çatıları olan geleneksel konakları, gizli sinagogları, paslanmış tren istasyonlarını, çöken tiyatroları fotoğraflayarak, bulunduğu yerde çürüyen binaların güzelliğini yakalamaya çalışıyorlar
Lübnan Güzel Sanatlar Akademisi öğrencisi Jana Mezher, sadece farelerden ve ölü hayvanlardan korktuğunu söyledi ve şöyle devam etti: “ Kaçan ailelerin sarkık kanepelerİ, soluk sandalyelerİ, kitap rafları, modası geçmiş kıyafetlerle dolu gardıropları gibi eşyalarla dolu odalarda geziyorum. Bazen tek bir odada beş saatimi harcayabiliyorum. Bu binalrda zaman adate duruyor. Benim için en önemli şey mirasımı öğrenmek, terkedilmiş bir yerde kimin kaldığını keşfetmek, orada yaşayan aileleri hayal etmeye çalışmak. Bu yerlere gitmek gerçekten nostaljik bir duygu. ” Shuhaiber, Mezher’e terk edilmiş yerleri ziyaret etmeye başlaması için ilham veren yerlerden sadece bir tanesi. Mezher, gördüklerini kaleme de alıyor. 1980’lerin ortalarında terkedilen Rmeil’deki bir dairedeki eski aile albümünü ve bir tekneye binip sesizce evlerini terk eden ailenin yaşadıklarını taşıyor satırlarına. Onun için bu gizli eve ulaşmak hiç de kolay olmamış. Bunun için çöken merdivenlere tırmanmış ve paslı demir korkuluklardan atlamış.
Mezher, Lübnan’daki en genç aktif urbexerlerden biri. “Yaşayan Müzeler” olarak adlandırdığı, içinde kalan kişisel eşyaları olan evleri araştırmaktan büyük heyecan duyuyor. “Temel olarak, annem büyüdüğü ve beni büyüttüğü Beyrut’u arıyorum” diyen Mezher, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ben her zaman tarihi sevdim. Bunun kaçmak ve geride bırakmak zorunda olduğumuz bir kültürden geldiğimiz gerçeğiyle bir ilgisi olup olmadığını bilemiyorum. Tüm bu eski binalar benim için büyülü ve ben sihirden çok hoşlanıyorum” Sosyla medyada yayınladığı fotoğraflara olumlu dönüşler alan Mezher, “ Avustralya’dan biri arıyor ve bu anneannemin evine benziyor diyor. Bana anılarımıızı geri getirdin diyenler oluyor. Tüm bunlar çok duygusal ve her resmin hikayesini anlatmayı seviyorum. “
Fadi Badran, geçtiğimiz Eylül ayında topluluk tarafından işletilen Instagram hesabını kurdu ve Lübnan harabelerinin resimlerinin daha geniş bir kesime ulaşmasını sağladı. Fotoğraflarını paylaşan yaklaşık 30 kişilik bir grup kuran Badran, arkadaşlarıyla birlikte, terk edilmiş binalara haftalık geziler düzenleniyor. Bu gençlerden biri olan Georges Banna, Lübnan’ın yıkık mekanlarının güzelliğine dikkat çekmenin onları korumaya yardımcı olacağını umuyor. Motosikletiyle ilginç bir harabenin önünden geçtiğinde, 8.000’den fazla takipçisiyle fotoğraflar paylaşıyor. Ancak Banna, fotoğrafını çektiği binaların çoğu yıkıldığını söylüyor. “İnsanlar bu yerlerin hazine olduğunu biliyor” diyen Banna “Fakat evlerini satanları suçlayamazsınız. Sorumluluk, satın alan kişide. Belki bir çok insan Instagram’da bir fotoğraf yayınlarsa, bu yerle ilgilenen bir yatırımcı olacak, onu yıkmak için değil, olduğu gibi korumak, bir müze yapmak ya da bir sanat galerisi yapmak için uğraşacaktır.”
Beyrut’taki harabeleri gezen gençlerin büyük çoğunluğun en büyük korkusu onlar içindeyken binaların çökme ihtimali. Gençler fotoğraf çekerken çökmekte olan merdivenlerde veya sarkan balkonlarda büyük tehlikeler atlatmış. George Banna“Bazen zemin ya da merdivenler çökme k üzere oluyor ve tırmanmanız gerekiyor. “ diyor.
