Gündemin gerilimli konularından uzak hayatın içinden sorularla, hem konukların hem Türkiye'nin hikayesi Ayşe Böhürler'in sunduğu Türk Kahvesi ile ekrana geliyor.
Bu hafta AK Parti İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Binali Yıldırım'ın konuk olduğu Türk Kahvesi, bugün ve her pazar saat 11.10'de TVNET ekranlarında.
Erzincan depreminde 40 bin kişi öldü. Bu depremden etkilenmeyen hiçbir aile yoktur. Bu yüzden türküler yanıktır bu kadar. Bir avuç buğdayı attığınız zaman yanar köz olur çıt çıkmaz. Birincisi Karadeniz insanı, ikincisi Anadolu insanı. Bu insanlar böyledir.Karadeniz insanı denizcidir, denizde mücadele edecek, denizde hayatta kalacak. Büyük bir mücadele istiyor. Bu da insanın karakterine yansıyor. Eğlenirken üzülen bir yer Erzincan.
En sevdiğim türkü Aşık Veysel'in, Uzun İnce Bir Yoldayım türküsüdür. Ben Ulaştırma Bakanı olduğumda bu türküyü kendime, bir anlamda amaç edindim. Türkiye'nin uzun ve ince yollarını uzun duble yol haline getirmeye karar verdim. 2002'de yollar çile yoluydu.
Denizci ülke denizci millet hedefimiz vardı. Bu hedefe ulaştık. Gemilerimiz donanım olarak siyah bayraktan beyaz bayrağa geçti.
Genelde bizim geleneğimizde çay kahvenin yerini tutar. Ben de gün içinde çay içerim. Her gün bir tane öğlen Türk kahvesi içiyorum.
Kendi sürümüzü güderdim. Çobanlık yaptım. Öğretmenin dedeme demişti ki, 'Babası bu çocuğu okutmak istemiyor, bu çocukta ikbal var sen bu çocuğa sahip çık' Dedem beni ilkokuldan sonra geldi getirdi beni İstanbul'a. Okul hikayem de böyledir.
Lisede benim Fizik hocam, Amerikalı sürekli bana teknik üniversiteye git mühendis ol diye telkin ediyordu. Ailem de illa doktor ol diyordu. Benim puanım yüksekti ben iki seçenekten birine karar verecektim. Gönlüm mühendis olmak istiyordu ama aile baskısı doktor ol diyordu. Daha önce babaannem beni doktora götürdü. Tabi bugünkü şartlar yok, bekliyorsunuz, doktorlar ilgilenmiyorlar. Babaannem doktora 'kefen parası olsun' gibi bir laf etti. Dedim ki babaanne ben doktor olmam ya bana da böyle derlerse? Tabi gönlüm de yok hiç.
Doktor olmadığıma hiç pişman değilim.
Tayyip Bey ile 70'li yılların sonunda Kasımpaşa'da tanıştık. 80'li yıllarda Turgut Özal'dan etkilendiğimi söyleyebilirim. Mühendis olması, Türkiye'yi kapalı ekonomiden serbest rekabete ulaştırması, aynı okulda okumamız...
12 Eylül darbesinden sonra herkes bir kenara çekildi. Daha sonra Özal gelince sadece aktör Özal vardı. 88'e kadar... O zaman Özal'ın yaptıklarından etkilendik. Daha sonra 90'lı yıllara geldiğimizde Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan kendisi İDO'da genel müdürlük görevi verdi. Birlikteliğimiz bugünlere kadar geldi.
Gittikçe daha da kaynaşma oluyor. Heyecan iki tarafta da daha yoğun bir şekilde hissediliyor.
Seçmen bize çok samimi davranıyor. Çok hoş karşılıyor. Herhangi bir ciddi muhalefet edene ben rastlamadım. Ama seçmen sanki renk vermiyor gibi geliyor bana. İstanbul üzerinde aldığımız taleplerden bazıları; otopark, yeşil alan, imar kirliliği, işsizlik, hayat pahalılığı... İstanbul'a yönelik şikayetlerle ilgili sorunumuz yok. Bunları nasıl çözeceğimizle ilgili en ince detayına kadar çalıştık.
Ekonomik sıkıntı var ve bu bir sır değil. Daha önce de yaşadık. Bunu çözecek olan da yine AK Parti. Bizim 15 yıllık bir tecrübemiz var. Türkiye 2003'ten bugüne 3 kat büyüdü. Başka ülkeler durgunluklarını azaltmak için faizleri yükselttiler. Bu geçici bir durum ve düzelecek. Biraz sabretmemiz gerekiyor.
Genel hatlarıyla İstanbul, Türkiye ve dünya için çok şey ifade ediyor. Türkiye'nin milli gelirinin üçte birini oluşturuyor. İstanbul'un yıllık milli geliri 140 ülkeden daha büyük.
72 milyar ihracat yapıyor, ihracatın neredeyse yarısı. Portekiz, Şili, Afrika'dan daha çok ihracat yapıyor. Ülkedeki vergilerin yarısı İstanbul'dan toplanıyor. Türkiye'ye gelen turistlerin yarısı İstanbul'a geliyor. İstanbul bir ülke olsaydı; Avrupa'nın 13. dünyanın 41. büyük ülkesi olurdu.
Hizmette siyaset olmaz. Bir insanın işini çözüyorsanız kolaylaştırıyorsanız bence en iyi siyaseti yapıyor olursunuz. İnsanların yüzündeki tebessüm benim için en iyi hatıra. Bir eseri meydana çıkarmak onun açılışını yapmak, insanların 'Allah razı olsun' demeleri benim için en iyi şey.
15 Temmuz Türk milletinin ikinci Kurtuluş Savaşı'dır. Tan var tüfek var karşısında göğsünde imanından vatan sevgisinden başka bir şey olmayan bir halk var.