|

Bir Osmanlı aliminin zihin dünyasına yolculuk

Taşköprülüzade üzerine düzenlenen uluslararası sempozyumun ardından kitap hazırlandı. Tüşköprülüzade’de Bilgi, Bilim ve Varlık adlı bu çalışma İhsan Fazlıoğlu ve İbrahim Halil Üçer’in editörlüğünde okura sunuldu.Taşköprülüzade’nin çalışmalarının İLEM tarafından seri olarak okurla buluşacağını da duyuralım.

04:00 - 15/07/2020 Çarşamba
Güncelleme: 04:13 - 15/07/2020 Çarşamba
Yeni Şafak
Harun Kuşlu, Menon paradoksuna kadar uzanan bir mesele olan meçhul-i mutlak meselesini Taşköprülüzâde’nin penceresinden incelemiştir.
Harun Kuşlu, Menon paradoksuna kadar uzanan bir mesele olan meçhul-i mutlak meselesini Taşköprülüzâde’nin penceresinden incelemiştir.
SACİDE ATAŞ

Osmanlı ilim geleneği dendiğinde akla gelen ilk isimlerden biri kuşkusuz Taşköprülüzâde’dir. Kendisi için yaşadığı dönemin Everest’i diyebiliriz. Bu zirvenin omuzlarında yükseldiği Himalayalar ise kendisinden önce yaşamış olan İbn Sînâ ve Fahreddîn Râzî gibi klasik âlimlerin yanı sıra Nasîruddîn Tûsî, Şemseddîn Semerkandî, Necmeddîn Kâtibî, Kutbuddîn Râzî, Seyyid Şerîf Cürcânî, Celâleddîn Devvânî ve Sadreddîn Deştekî gibi filozof ve kelamcılar ve yine Sadreddîn Konevî, Davud Kayserî ve Molla Fenârî gibi mutasavvıflardır. Taşköprülüzâde, böylesi görkemli bir ilim silsilesinin “yenilenme dönemi”nin üçüncü safhası olan 16. yy’daki temsilcisidir ve hadis, felsefe, kelâm, mantık, dil ilimleri, ilimler tasnifi vb. gibi alanlarda birçok eser vermiştir.

SEMPOZYUM KİTAP OLDU


Bu büyük âlimin bilgi, bilim ve varlık hakkındaki düşüncelerine ışık tutan Taşköprülüzâde’de Bilgi, Bilim ve Varlık eseri, İbrahim Halil Üçer ve İhsan Fazlıoğlu’nun editörlüğünde, “Uluslararası Taşköprülüzâde Sempozyumu”nun bir neticesi olarak İLEM Yayınları tarafından literatüre kazandırılmıştır.

Eserin “Bilgi” bölümünde Taşköprülüzâde’nin mantığa ve âdâbu’l-bahse (tartışma âdâbı) dair görüşleri Mehmet Özturan, Harun Kuşlu, Berra Kepekçi ve Sami Arslan gibi isimler tarafından kaleme alınmıştır. Özturan, hem Taşköprülüzâde’nin Râzî’nin tam tanım eleştirisine verdiği cevabı hem de tasavvur-tasdîk ayrımına dair görüşlerini değerlendirmiştir. Harun Kuşlu, Menon paradoksuna kadar uzanan bir mesele olan meçhul-i mutlak meselesini Taşköprülüzâde’nin penceresinden incelemiştir. Berra Kepekçi, Taşköprülüzâde’nin âdâbu’l-bahs ve’l-münâzara ilmine dair görüşlerini aktarırken bu ilmin tarihçesine dair geniş bir bilgiye yer vermiştir. Sami Arslan ise oldukça dikkat çekici bir çalışma yaparak Taşköprülüzâde’nin Medînetü’l-ulûm adlı eserindeki kelimeleri mercek altına almış ve bu yolla âlim zihin dünyasını keşfe çıkmıştır.

Kitabın ikinci bölümü “Bilim” bölümüdür ve İhsan Fazlıoğlu, İlhan Kutluer, Eşref Altaş ve Ahmet Kâmil Cihan tarafından kaleme alınmıştır. Fazlıoğlu 15. ve 16. yy. Osmanlı coğrafyasındaki felsefe-bilim tarihinin panoramasını sunarken Kutluer, Fârâbî ile Taşköprülüzâde arasında geçen zamanda Osmanlı’daki fikrî sürekliliği ele almıştır. Yine bu bölümde Eşref Altaş “felsefe nedir?” sorusunu sorarak Taşköprülüzâde’nin Livâu’l-merfû fî halli mebâhisi’l-mevzû adlı eseri üzerinden felsefenin (hikmet) konusunun ne olduğunu araştırmıştır. Altaş aynı zamanda okuyucuya bu eserin yakın zamanda yayınlanacağı müjdesini vermiştir. Ahmet Kâmil Cihan ise Miftâhu’s-se’âde ve el-Fevâidu’l-hâkânîyye eserleri bağlamında Taşköprülüzâde’nin ilimler tasnifi görüşlerine yer vermiştir.

VARLIK MESELESİNE BAKIŞ

Eserin üçüncü ve son bölümünde ise “Varlık” meselesi ele alınmıştır. Ömer Türker, İbrahim Halil Üçer, Kübra Şenel, Mehmet Zahit Tiryaki, Muhammed Ali Koca, Salih Günaydın ve Ahmet Faruk Güney gibi isimlerin yer aldığı geniş bir yazar kadrosu bu bölüme katkı sağlamıştır. Türker, “müşâhede” ve “nazar” kavramları çerçevesinde Taşköprülüzâde’nin metafizik görüşlerini ele almış, Üçer ise Taşköprülüzâde’nin illet teorisinin felsefî ve kelâmî arka planı üzerine durmuştur. Kübra Şenel, “hazerât-ı hams” görüşleri çerçevesinde varlık mertebelerini nasıl ele aldığını açıklayarak Taşköprülüzâde’nin tasavvufî yönüne ışık tutmuştur. Tiryaki Kavâidü’l-hamlîyyât eseri bağlamında Taşköprülüzâden’nin tümeller meselesine bakış açısını ortaya koymuştur. Muhammed Ali Koca ve Salih Günaydın ise Tecrîd hâşiyesi bağlamında Taşköprülüzâde’nin ma’dûmun şey’iyyeti hakkındaki görüşlerini aktarmıştır. Eserin son makalesinin yazarı olan Ahmet Faruk Güney ise Taşköprülüzâde’nin Ecellü’l-mevâhib eseri çerçevesinde vahdet-i vücûd yorumunu izah etmiştir.

Böylece “ansiklopedik âlim” diyebileceğimiz Taşköprülüzâde’nin eserleri etraflıca incelenmiş, müellifin mantık, metafizik, tasavvuf, felsefe, kelam vb. gibi birçok alana dair görüşlerine ışık tutulmuştur. Yelpazesi bu kadar geniş bir âlimi böylesi zengin bir yazar kadrosu ile ele almak eseri kıymetli kılan en önemli hususlardan biridir.

Kitapta İLEM (İlmî Etüdler Derneği) ve İSTEV (İlim Sanat Tarih ve Edebiyat Vakfı) bünyesinde yürütülen “Taşköprülüzâde Projesi” kapsamında, Taşköprülüzâde’nin eserlerinin tahkik edilmeye ve yayınlanmaya devam edeceği şeklinde heyecan uyandıran bir haber verilmiştir. Bu haber, ülkemizdeki geleneği keşfetme hedefindeki akademik çalışmalar için umut vaat edicidir. Taşköprülüzâde’de Bilgi, Bilim ve Varlık eseri ise tarih, ilahiyat ve felsefe araştırmacılarının yanı sıra Osmanlı entelektüel tarihini merak eden herkes için bir başucu kaynağı niteliğindedir. İslam düşünce geleneği ve Osmanlı’daki ilmî faaliyetlerin serencamına dair bu tarz çalışmaların daha da artması dileği ile…

#İLEM
#Taşköprülüzâde
#İhsan Fazlıoğlu
4 yıl önce