Tokat merkeze bağlı Çördük köyü sınırları içerisinde bulunan ve bir çok uygarlığa ev sahipliği yapan Çördük Kalesi yıllara meydan okuyor. Tokat-Sivas karayolu üzerinde kayalık üzerine kurulu kalenin güney kısmında sur duvarları bulunuyor. Tokat Müzesi tarafından tescillenen tarihi yapının bir çok bölümünde ise define arayanların yaptıkları kaçak kazılar ile yol açtığı tahribat göze çarpıyor.
Kalenin birçok uygarlığa ev sahipliği yaptığını söyleyen Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Hatice Uyanık şöyle konuştu:
- "Çördük Kalesi Tokat'ı Sivas'a bağlayan yol üzerindedir. Kent merkezine yaklaşık olarak 8 kilometre uzaklıktadır. Çördük Köyü'nde yer alan bu kale kayalık bir alan üzerine inşa edilmiştir. 20'nci yüzyılın başından itibaren kalede, yerli ve yabancı araştırmacılar ve bilim adamı tarafından yüzey incelemeleri yapıldı. Kalenin doğu tarafında 2 adet kaya mezarı mevcut. Ayrıca kale içerisinde 2 adet basamaklı tünel ve 2 adette su sarnıcı bulunmaktadır. Kalade mevcut olan bu basamaklı tüneller ve kaya mezarları bu kalenin helenistik dönemde inşa edildiğine işaret etmektedir. Çördük Kalesi, Dazimentis Ovası'na, yani bugünkü adı ile Kazova Ovası'na güneyden erişimi sağlayan dar bir boğaz üzerinde bulunduğundan stratejik olarak önemli bir kaledir"
Kalenin, güneyden kuzeye uzanan ticari ve askeri yolları da denetleyebilecek bir konumda bulunduğunu belirten Dr. Uyanık, "Kalenin kuzeyinde sur duvarları yok. Kalenin kuzey kısmı tapografik olarak erişime imkan vermediği için sarp ve kayalık olduğundan bu yöne savunma sistemi oluşturulmasına gerek duyulmamış. Kalenin sur duvarları güney kesimde bulunuyor. Güneyde bulunan bu sur duvarları ise Bizans dönemine, yani ortaçağ olarak tarihlendirilmektedir. Kale üzerine dağılmış olan seramik parçalarından, çanak çömlek parçalarından bu kalenin Helenistik dönemden Osmanlı dönemine kadar farklı uygarlıklar tarafından işgal edildiğine ve savunma amaçlı da kullanıldığına işaret etmektedir. Kale tescilli bir kaledir ama buna rağmen defineciler tarafından her geçen gün tahrip edilmektedir. Arkeolojik eserler zarar görmektedir" dedi.
