|

Bu kitap sinemanın mektebi

Sinema tarihimizin ilk basılı eseri Mektep ve Sinema, uzun yıllardan bu yana arşivlerde bulunmayı bekliyordu. Bugünlerde ise günümüz Türkçesine aktarılıyor. Eserin içeriği oldukça ilginç. Çünkü en temel sinema bilgilerinden, beyazperdenin sosyolojik etkilerine kadar geniş bir yelpaze sunuyor okuruna. Alanında basılan ilk kitap olması sinema bilgilerimizin birçoğunun da bu eserden bize aktarıldığını gösteriyor.

Merve Akbaş
04:00 - 16/06/2019 Pazar
Güncelleme: 11:19 - 15/06/2019 Cumartesi
Yeni Şafak
Osmanlı topraklarındaki 
ilk sinema filmi son yıllarda 
devam eden yeni bir 
tartışma. Nijat Özön’ün 
kaynaklarında da geçen, 
1914 yılında kameraya 
alınan Ayastefanostaki 
Rus Abidesinin Yıkılışı 
ilk filmimiz olarak 
kabul edildi. Ancak 
Manaki Kardeşler’in 
filmlerinin  bulunması, 
üstüne İstanbul’daki ilk 
sinemacılardan biri olan 
Sigmund Weinberg’in 
önemli çalışmaların  
ortaya çıkması ilk 
filmimizin değişebileceğini 
gösteriyor.
Osmanlı topraklarındaki ilk sinema filmi son yıllarda devam eden yeni bir tartışma. Nijat Özön’ün kaynaklarında da geçen, 1914 yılında kameraya alınan Ayastefanostaki Rus Abidesinin Yıkılışı ilk filmimiz olarak kabul edildi. Ancak Manaki Kardeşler’in filmlerinin bulunması, üstüne İstanbul’daki ilk sinemacılardan biri olan Sigmund Weinberg’in önemli çalışmaların ortaya çıkması ilk filmimizin değişebileceğini gösteriyor.

Müteharrik, meşhûd hadiselerin anlaşılması için sinema, sözden yazıdan, mecmua resimlerinden, daha tam, daha vâzıh, daha nüfuzkârdır: Söz ve kitap metinleri ekseriya mübhem, iki manâlı, muhtelif cihetlere çekilebilir. Basma resimler eşyayı ancak hâl-i tevakkuftayken gösterdiği hâlde sinema bütün eşkâl ve harekâtı en yüksek derecede mevki-i istifadeye sunar. Herkes sinema temâşâsından aynı derecede mütessir olmaz. Umumiyetle çocuklar mürâhiklerden kadınlar erkeklerden, hissi seciyede insanlar zihnilerden, silik cahiller, kendi şuur hâllerini tahlile alışmış münevver kimselerden daha ziyade tesir altında kalırlar.”

Bu cümleler Mektep ve Sinema isimli 1921 tarihli bir kitaptan. Sinemanın dünyada yaygınlaşmasından 30 yıl kadar sonra yazılan bu kitap Belçikalı bir sinemacının imzasını taşıyor. Yazıldıktan kısa bir süre sonra da Osmanlıca olarak yayınlanmış. Kitabın konuları en temelden başlayarak, beyazperdenin sosyolojik etkilerine kadar gidiyor. Alanında basılan ilk kitap olduğu için Osmanlı topraklarında gelişen sinemanın temel bilgisini bu eserden aldığını öngörebiliriz. İlginç olan kısım ise bu kitabın uzun yıllardan bu yana arşivlerimizde duruyor olmasına rağmen şimdiye kadar günümüz Türkçesi’ne aktarılmaması, üzerine yeterince araştırmalar yapılmamış olması.


BASILAN İLK KİTAP: MEKTEP VE SİNEMA

Kitabı tozlu raflardan çıkaran BİSAV Türk Sineması Araştırmaları (TSA) birimi bünyesinde, Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın katkılarıyla gerçekleşen Belgelerle Osmanlı’da Sinema çalışması. Arşivin tozlu raflarında, bazen bir gazete ve derginin sayfalarında gizli kalmış erken dönem Türk sinemasına dair bilgi ve belgelerini gün yüzüne çıkaran bu çalışma tarihi gerçeklere önemli katkılar sağlıyor. Belgelerle Osmanlı’da Sinema çalışmasının koordinatörlüğünü ise Ayşe Yılmaz yapıyor. Mektep ve Sinema üzerine bir süreden bu yana çalışan Yılmaz, araştırma kapsamında ellerinden onlarca belge ve kitap geçtiğini söylüyor. Yeni bir eser gün yüzüne çıkana dek bu eserin, sinema tarihi anlatısı olarak basılmış ilk kitap olduğu tahmin edildiğini de ekliyor. Ayrıca sinemayla ilgili birçok noktaya değinmesi de dikkat çeken unsulardan. Kitap boyunca sinemanın keşfi, sinemada zekâ, sinemanın hissiyat ve ahlâk üzerine tesirleri, beyin ve gözün sıhhati, sinemanın tecrübi tedrisata katkıları, sinema vasıtasıyla tedrisat usulleri gibi konular Belçikalı eğitmen tarafından ortaya konuyor.

Yılmaz, kitabın yazarının da başka gizemleri barındırdığını söylüyor. Kitabın üzerinde ismi geçen kişi Brüksel Muallim Mektebi Fahri Müdürü A. Sluyi. Yılmaz, uzun araştırmalarının ardından hiç kimsenin bu vakte kadar kim olduğunu merak etmediği veya araştırıp da bulamadığı ismin, eğitimbilimci Alexis Sluys olduğu bilgisine ulaşmış. Ayrıca Alexis Sluys sinema ve eğitimi üzerine iki kitap yazıyor. Yılmaz, içindeki bilgilerden yola çıkarak bu kitabın 1923 yılında basıldığı tahmin edilen Manuel de la Cinématographie Scolaire et Éducative olduğu kanaatine vardığını söylüyor.

SİNEMAYI BU KİTAPTAN ÖĞRENDİK

Kitabın bugüne kadar neden Türkçeye aktarılmadığı tam olarak bilinmiyor. Yılmaz, “Belki de bir Belçikalı’nın tecrübeleri olması hasebiyle es geçilmiş diye düşünüyorum” diyor. Oysa aynı dönemde çıkan birçok dergi de Fransız veya Hollywood etkisi altında ve o görüşü yansıtıyor. Tüm bu veriler de bize o döneme dair bilgiler sunması açısından önemli aslında. Sinema tarihi alanında o dönemde çevrilen ilk kitap. Çünkü birçok bilgi bize bu kitap üzerinden aktarılmış.

TARTIŞMA BİTMEDİ

Mektep ve Sinema’nın yeni ortaya çıkması şaşırtıcı değil. Çünkü Osmanlı’daki sinema çalışmalarıyla ilgili bildiklerimiz yeni şekillenmeye başlıyor. Bu alanda yapılan çalışmalar da bir o kadar taze. Elimizdeki onlarca soru, bildiğimiz sayısız doğruyu değiştirebilir. Yılmaz bu alanda yapılan çalışmaların ardından, “önceki bilgilere ve ortaya koyulanlara bakıldığında birçok bilginin, gerçekten uzak kurgular olduğunu görüyoruz” diyor ve devam ediyor: “Meselâ ilk filmimizin 1914’teki Ayastefanostaki Rus Abidesinin Yıkılışı olduğu yıllarca doğru olarak görüldü. Ancak yine TSA çalışmalarıyla yakın bir zamanda ulaştığımız Manaki Kardeşler’in filmlerinin Osmanlı topraklarında çekilmesi dolayısıyla ilk film olmaları gerektiğini söyleyen görüşler ortaya çıktı. Hatta Sigmund Weinberg’in aynı dönemlerde filmler çekmesi de bu konuyu daha tartışmalı hâle getirdi. Durum böyleyken Osmanlı’da sinema konusu daha da dikkat çekici bir hal alıyor. Bugün bildiklerimizin çoğu, yeni araştırmalarla değişiyor, gelişiyor. Elimizde ise Osmanlı’daki sinemaya ilgili binlerce belge var. Bunların tespit, tasnif ve tahlili ise sinema tarihimizi baştan yazabilir.

MANAKİLER’İ DE WEİNBERG DE TANIMAYACAKTIK

Osmanlı’da sinemaya önem verilip araştırmalar yapılmasaydı, arşiv kaynakları taranmasaydı, ne Manakiler’den ne de Weinberg’den haberdar olabilirdik. Ayrıca Ayastefanostaki Rus Abidesi’nin Yıkılışı filminin çekilip çekilmediği tartışmalarını sonlandıran yine arşivlerden ortaya çıkartılan bir belgedir. Bu araştırmalar ve arşivler, artık ilklerden kurulu bir bakıştan çok, daha kapsayıcı ve sorgulayıcı bir zeminde ilerleyen yeni bir tarihyazımından sözetmemiz gerektiğini gösterdi. Bu yeni bakışın şekillenmesinde de, şüphesiz arşivlerin yeri çok büyük bir öneme sahip. Araştırmacının sorularına yön veren, malzemesidir çünkü.”

CEVAPLAR YANI BAŞIMIZDA

Osmanlı’da sinema ilk nerede ve nasıl ortaya çıkmıştı? O dönemden ne gibi kaynaklar günümüze ulaşmıştı? Sinema tarihimizin başlangıcı gerçekten 1914 müydü? Her ne kadar sinema tarihimiz 1914’te başlatılsa da, öncesinde bu alanda kimler emek vermişti? Nasıl bir teknik donanıma sahiptik? İşte bu sorulara hala cevap aranıyor. Cevaplar yanı başımızda bir yerlerde. Belki eski bir gazetede okunmayı bekliyor, belki de kısacık bir görüntüde gözümüze çarpmayı...


2016’dan bu yana devam ediyor

Yılmaz, belgelerle Osmanlı’da sinema araştırmalarına başlarken ilk aşamada Mukadder Gezen kütüphane ve arşivleri tarandığını söylüyor. Bunun dışında Beyazıt Devlet Kütüphanesi, Milli Kütüphane, Atatürk Kitaplığı gibi kütüphanelerden o dönemde basılmış sinema dergileri temin edilmiş. Osmanlı Arşivi, Kızılay Arşivi vs. arşivlere gidilerek sinema ve görsel sanatlara dair alınan görüntüleri de eklemeliyiz. B u belgeler tasnif edildikten sonra bazı belgeler ve makaleler günümüz Türkçesine aktarılmaya ve üzerine yazılan yazılarla TSA veritabanı üzerinden araştırmacıya sunulmaya başlanmış.


Sinemayı daha iyi anlayacağız

Osmanlı’da sinema çalışmalarına Bilim ve Sanat Vakfı bünyesinde faaliyet gösteren Türk Sineması Araştırmaları biriminde başladıklarını söylüyor. TSA arşiv veritabanıyla (tsa.org.tr), Türk sineması çatısı altında üretilmiş filmlerin, bu filmlere emek vermiş kişilerin, bu coğrafyadaki sinemayı konu edinen kitapların, süreli yayınların ve tezlerin bilgilerinin yer aldığı dijital bir havuz oluşturulduğuna dikkat çeken Yılmaz, ellerindeki bu arşivle sinema tarihini daha iyi anlayabileceğimizi de söylüyor.


#Mektep ve Sinema
5 yıl önce