|

Bu millet komşusu açken tok yatmaz

Doç. Dr. İlker Kömürcü yazdığı ve bestediği 100. Yıl Marşı’nın birinci seçilmesinden duyduğu mutluluğu Yeni Şafak Pazar’la paylaştı. Bu toplumun birlik ruhuna dikkat çeken Kömürcü, “İster bir afet olsun, ister bir savaş olsun, ister yokluk olsun Türk milletinin her türlü zorluk karşısında bir ve beraber olması Türk kültürünün genlerinde vardır. Bizim milletimiz komşusu açken tok yatmaz” diyor.

Latife Beyza Turgut
04:00 - 10/09/2023 Pazar
Güncelleme: 00:04 - 10/09/2023 Pazar
Yeni Şafak
Recep Tayyip Erdoğan, İlker Kömürcü.
Recep Tayyip Erdoğan, İlker Kömürcü.

Türkiye’nin bağımsızlık ve özgürlük mücadelesini nesillerden nesillere aktarmak amacıyla Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı tarafından düzenlenen 100. Yıl Marşı Yarışması, milletimizin her bireyini aynı değerler etrafında buluşturacak söz ve nağme bütünlüğü olan bir marş kazandırdı. Yarışmada birinciliğe layık görülen “100. Yıl Marşı” eserinin sözü ve bestesi Doç. Dr. İlker Kömürcü’ye ait. Eser; CSO, MSB Armoni Mızıkası, MSB Mehteran Birliği, Kara Kuvvetleri Bandosu, Hava Kuvvetleri Bandosu, Deniz Kuvvetleri Bandosu, Jandarma Genel Komutanlığı Bandosu, Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı Bandosu tarafından 100. yıl etkinlikleri kapsamında ilk kez seslendirildi. Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Müdürü Doç. Dr. İlker Kömürcü ile büyük beğeni toplayan eserin hem ilham sürecini hem de ilk icra edildiği geceyi konuştuk.


Kazandığıma inanamadım

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı tarafından düzenlenen 100. Yıl Marşı Yarışmasında eseriniz ile birinci seçildiniz. Kazandığınızı duyunca ilk tepkiniz/duygularınız ne oldu?

Yarışmayı kazandığımı duyduğum zaman uzun bir süre inanmakta güçlük çektim. Çünkü asırlardır üç kıtada devlet kurmuş, çağlar açmış, çağlar kapatmış, her türlü felaketten daha da büyüyerek çıkmış, Çanakkale ve Kurtuluş Savaşları’nda azim ve kararlılığını, özgürlük tutkusunu sonuna kadar göstererek dünyayı dize getirmiş bir milletin 100. Yıl Marşı’nı yazmak ve bestelemek her Türk vatandaşının hayallerini süsleyen, ancak bir o kadar da yükü ve sorumluluğu ağır olan bir iş. Tam da bu düşüncelerle gerçekten inanmakta uzun bir süre zorluk çektim.

İlham kaynağım bayrağımız

Marşın sözü ve bestesi size ait. Hazırladığınız 100. Yıl Marşı’nın sözlerini yazarken ve bestelerken size neler ilham verdi?

İlk ilham kaynağım tabii ki Türk Bayrağı. Türk bayrağı bende eşsiz duygular uyandırıyor. Türk milletinin büyük şanlı tarihi, kurşuna göğsünü siper eden askerlerimizin kahramanlığı, yüce Türk milletinin bir ferdi olmanın gururu, geleceğe ait sarsılmaz bir inanç ve daha bir sürü yoğun duygu. Bu anlamda aslında bana göre bu duygular harekete geçmeden bir marşa uğraşsanız da etkili bir söz yazamazsınız, o duygu yoğunluğu içinde sözler kendiliğinden geliyorsa gelir. Ben sözleri yazarken her dörtlüğü Türk milletini birleştiren ortak değerlere ithaf etmek istedim. Bunlar ilk dörtlükte Türk bayrağı, ikinci dörtlükte Anadolu, üçüncü dörtlükte Türk Milletinin kendisi ve dördüncü dörtlükte Çanakkale ve Kurtuluş Savaşları’nın ruhudur. Nakarat ise Cumhuriyetimizin sonsuza kadar yaşayacağı ve Gazi’nin açtığı bu kutlu yolda Türk milletinin ilelebet müreffeh bir yaşam süreceğine olan sarsılmaz bir inancı vurgular.

Yarışma için bestelememiştim

Eseriniz Garo Mafyan, Tuluyhan Uğurlu, Sinan Akçıl, Özdemir Erdoğan gibi sanatçıların bulunduğu jürinin oylarıyla birinci seçildi. Birinciliği bekliyor muydunuz?

Aslında eserimi bir yarışmaya gönderme niyetiyle bestelemedim. Ancak eser tamamlandıktan sonra güçlü bir marş olduğu inancıyla çok değerli sanatçıların jürisinde yer aldığı “100. Yıl Marşı” yarışmasına gönderdim. Tabii ki yarışmaya eser gönderen herkes birinci olma hayaliyle eser gönderiyor. Ama çok kıymetli müzisyenlerin oylarıyla birinci seçilmek çok anlamlı ve değerli. Marşın yayınlanmasının ardından da çok olumlu geri dönüşler aldım.

Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde düzenlenen 30 Ağustos Zafer Bayramı Özel Konseri ve 100. Yıl Marşı Tanıtım Programı’nda eseriniz ilk kez icra edildi. O akşam besteniz Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası tarafından seslendirildiğinde neler hissettiniz?

Bazı duyguların tarifi yoktur. Hissedersiniz ama anlatamazsınız ya bu da onlardan biri. Kalbimin çok şiddetli attığını, ayaklarımın altındaki yeri hissetmediğimi ve marşın sesinin dışında o an etrafımdaki her şeyin bulanıklaştığını söyleyebilirim. Ama seslendirildikten sonraki hissiyatım kafesteki bir kuşu gökyüzüne salmışsınız gibiydi. Yani artık marş benden çıkmış Türk milletinin kollarına emanet edilmiş oldu. Umarım milletin gönlünde yer eder, dilden dile, nesilden nesile coşkuyla söylenir.

Tek yürek olmak bu milletin karakterinde var

Marşta yer alan, “Sarmaşık dal gibi sarılmışız biz bize/Tek yürek bu millet en zor anında” sözleriyle özellikle son bir yılda geçirdiğimiz afetlere karşı birlik oluşumuz aklımıza geliyor. Siz neler söylemek istersiniz?

Sarmaşık dal gibi birbirimize sarılmak ve tek yürek olmak aslında Türk milletinin yüksek karakterinde var olan Türk milletinin şanlı tarihinde her zor anda ortaya çıktığını gördüğümüz bir davranış biçimidir. Bana göre bu karakter Türk milletini millet yapan unsurların başında gelir. Bu zorluk ister bir afet olsun, ister bir savaş olsun, ister yokluk olsun Türk milletinin her türlü zorluk karşısında bir ve beraber olması Türk kültürünün genlerinde vardır. Bizim milletimiz komşusu açken tok yatmaz. Birbirinin yardımına koşmak, iyilik yapmak, dayanışma Türk milletinin temel karakteristik özelliklerindendir. Nitekim bu satırların yer aldığı dörtlük Türk milletine ithaf edilmiştir.



#Sanat
#100. Yıl Marşı
#Recep Tayyip Erdoğan
#İlker Kömürcü
8 ay önce