Ayşe Altıntaş’ın ilk kitabı Yokluğun Eskimeden Hece Yayınları etiketiyle raflarda yerini aldı. Kitabının heyecanını Kahramanmaraş merkezli depremler nedeniyle hissedemediğini belirten Altıntaş, “Büyük bir üzüntü, büyük sevinçlere dahi gölge düşürüyor” ifadelerini kullanıyor.
Daha önce birçok dergide şiirlerim yayımlanmasına rağmen Yedi İklim’de çıkan “Huzur” isimli şiirim benim için ilkti. O şiirin yayımlanmasını çok büyük bir heyecanla beklemiştim. Şiirimin yayımlanmak üzere ayrıldığına dair aldığım mailden yayımlanana kadar geçen süreç çok uzun gelmişti. Aynı zamanda çok keyifli ve heyecanlı bir dönemdi. Hece dergisinde yayımlanan ilk şiirimde de aynı heyecanı hissetmiştim.
DÜNYA BÖYLE BİR YER
Kitabımın basıldığını öğrendiğimde çok sevindim. Sevincimi nasıl yaşayacağımı bilemeyecek kadar çok. Maalesef bu sevinç uzun sürmedi. O gece birçok ilimizde deprem oldu. Normal şartlarda kitabımı elime alınca sevinçten havalara uçardım herhalde. Sonra da bütün sevdiklerimi arayıp sevincimi paylaşırdım, fakat öyle olmadı. Asrın felaketi dediğimiz bu felaket, üç yıldır heyecanla beklediğim kitabımın sevincini doğal olarak gölgeledi. Bir süre hayatın anlamsızlığını ve yazmanın gerekli olup olmadığını sorguladıktan sonra okuma yazma rutinime dönebildim.
Kargonun geldiği gün kitapları şöyle bir karıştırıp gözümün önünde olmayacak bir yere kaldırdım. Bunca vakit geçti fakat hâlâ elime alıp okuyamadım.
Bu denli büyük bir üzüntü, büyük sevinçlere dahi gölge düşürüyor. Dünya böyle bir yer işte. Bugün kıymet verdiğin şey yarın önemini yitirebiliyor. Allah bir daha bize böyle acılar yaşatmasın. Bütün hayatım boyunca acziyetimi bu denli hissettiğim başka bir olay hatırlamıyorum.
Kitabımı ilk imzaladığım kişiler dostlarımdı. Kitabımın her aşamasında yanımda olup her manada desteğini esirgemeyen güzel insanlar. Bunlar arasında imzalı kitabı beklemeden internetten sipariş verenlerde var.
İlkokul üçüncü sınıftaydım. Orman Haftası için düzenlenen bir şiir yarışmasına yazmıştım ilk şiirimi. Benden yaşça büyük kuzenim teşvik etmişti. İlk şiir kitabımı da o hediye etmişti. Bu kitap Mustafa Ruhi Şirin’in “Çocuk Kalbimdeki Kuş” isimli şiir kitabıydı. Kitap adeta büyülemişti beni. Hiç unutmam o şiirleri ezberleyene kadar okumuştum. Aynı yıl Cahit Zarifoğlu’nun eserleriyle de tanıştım. Yürekdede ile Padişah bunların arasında en sevdiğimdi.
Gündüz de yazdığım oluyor fakat gece yazmak benim için daha evla. Sessizlikte insan kendi sesini daha iyi duyabiliyor sanki. Genelde geceleri ilk hâlini oluşturup gündüz düzenlemelerini yapıyorum.
Yıllar önce defterlere, ajandalara kaydediyordum yazılarımı, şiirlerimi. Kağıda yazılan her şey daha kıymetli. Yıllar geçse de o anki ruh haliyle bulabiliyorsun satırlardaki kelimeleri, cümleleri. Maalesef son yıllarda bilgisayara alıştım. Kolay geldiği için bilgisayarı tercih ediyorum. Çoğu zaman ilk halini kaybediyorum şiirlerimin. Bütün gece uğraşıp yazdığım şiirlerden yanlışlıkla sildiklerim de oldu. Hatta bu kitabın word dosyasını Hece Yayınları’na yollamadan önce bir talihsizlik sonucu kaybetmiştim. Neyse ki okuması için bir dostuma yollamıştım. Çok şükür bulup bana gönderdi de bugün elime alabildim kitabımı.
