|

Büyük macera büyük çöküş

Mesut Barzani’nin Irak’ı fiilen bölmeyi hedefleyen referandum adımına Türkiye’de ilk karşı çıkan gazete Yeni Şafak oldu. Irak’ı bölüp ardından bu bölgeyi Suriye’de PKK işgalindeki koridorla birleştirmeyi hedefleyen ABD-İsrail, Türkiye’yi kuşatma projesinde başarıya ulaşamadı. 25 Eylül’de giriştiği büyük macera Barzani’nin büyük çöküşüyle sonuçlandı. Ankara, Bağdat ve Tahran’ın dünyadan izole ettiği Erbil, 16 Ekim’deki süpürme harekâtı sonrası yıllardır nüfus oyunlarıyla etkinlik kurmaya çalıştığı Kerkük’ü de ‘ebediyen’ kaybetti. Ankara’ya ihanet eden Bölgesel Yönetim, Habur’a alternatif Ovaköy’le birlikte bedel ödemeye devam edecek.

Atilla Diş
17:35 - 3/05/2019 Cuma
Güncelleme: 17:42 - 3/05/2019 Cuma
Yeni Şafak
Buna İzin Vermeyin - Yeni Şafak
Buna İzin Vermeyin - Yeni Şafak

2017 yılının en önemli bölgesel krizlerinden biri Irak kuzeyindeki sözde ‘bağımsızlık’ referandumuydu. Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) Başkanı Mesut Barzani’nin, Türkiye’nin bütün uyarılarına rağmen 25 Eylül’de yapılacağını duyurduğu halkoylaması, bölge ülkelerine karşı açık bir dayatmaya dönüştü. ABD’nin işgali sonrası 2005 yılında hazırlanan Irak Anayasası, kuzeydeki Kürt partilerine kendi güvenlik gücünü kurma ve kendi kendini yönetme yetkisi tanıyordu. Irak’ı aslında fiilen bölen ve buradaki Iraklılara kısmi özerklik tanıyan bu anayasa, Barzani’nin referandum adımıyla birlikte yeni bir anlam kazandı. Çünkü ABD-İsrail blokunun temsil ettiği küresel işgalciler, Suriye kuzeyinde PKK/PYD eliyle oluşturdukları terör koridorunu Irak kuzeyiyle birleştireceklerini beyan ediyordu. Yani Irak’ı bölecek bir adım, Suriye’nin de bölünmesine ve Türkiye’nin İran sınırından Hatay’a kadar olan hat boyunca bir ‘kukla devlet’ tarafından kuşatılmasına yol açacaktı.

KERKÜK’TE NÜFUS OYUNLARI

Türk özel kuvvetlerinin yıllardır Peşmerge güçlerine Erbil’de verdiği eğitimler, Türkiye’nin bütün riskleri göze alarak IKBY petrolünü dünyaya açması ve gerek Barzani’ye gerekse de Celal Talabani’ye karşı Ankara’nın gösterdiği ihtimam, Kuzey Irak yönetimini referandum macerasından vazgeçirmeye yetmedi. Üstelik Barzani, Ankara ile ilişkileri iyi tutmaya çalışarak bölgede yıllardır kendi ajandasını uyguluyordu. 2003 yılında ABD’nin Irak’ı işgali sonrası Kerkük, Musul, Süleymaniye, Erbil, Hanekin ve Dakuk’ta nüfus oyunları başlamış, hakim yapı yıldan yıla Türkmenler aleyhine dönüşmüştü. Bölgede yerleşik Arap ve Türkmenler sistematik olarak yurtlarından kovulurken yerlerine Kürt nüfus yerleştiriliyordu. 1990 yılındaki resmi nüfus sayımında yüzde 67’si Türkmenlerden oluşan Kerkük, 2006 yılında yüzde 70 oranında Kürt nüfusun yaşadığı il haline geldi. Bölgeye 2000’li yılların başından buyana 600 binden fazla Kürt getirilmişti.


İSRAİL BAYRAĞI KURTARAMADI

“Başkentimiz Kerkük olacak” sözleriyle Mesut Barzani, o günlerde kafasındaki sözde bağımsız Kürdistan’ın kan ve işgal üzerine bina edileceğini de açık etmiş oluyordu. Hele Irak resmen bölünsün, gerisi kolaydı. Bölge kaynaklarını Türkiye’nin güneyinden Akdeniz’e ulaştıracak koridorda da zaten ABD’nin petrol bekçisi PKK vardı. Türkiye, Irak ve İran, ‘vâdedilmiş topraklar’ üzerinde İsrail’in kara gücü olmaya hazırlanan Barzani’ye bu fırsatı vermedi. Bunda şüphesiz, Barzani’nin referandum yapılacağını duyurmasından hemen sonra Yeni Şafak’ın etkili yayınları rol oynadı. 25 Eylül’deki referandumdan aylar önce, haziran ayında “Buna izin vermeyin”, “Kapıları kapatın” manşetleriyle yayınlayan gazetemiz, Kuzey Irak-Kuzey Suriye hattında oynanan büyük oyunu Türkiye’de her kesimin görmesini sağladı. Yeni Şafak, Irak’la ticaret için Habur’a mecbur bırakılmamıza da isyan eden belki de tek gazete oldu. Yeni Şafak’ın gündeme taşıdığı Ovaköy hattı, kısa sürede politik karar alıcıların da gündemine girdi. Silopi’den Irak’a açılıp Musul’dan Kerkük’e, oradan da Bağdat’a uzanacak yeni hat, bölgemizde Türkiye’ye rağmen atılacak adımların hiçbir biçimde uygulanma şansı bulunmadığnıın nişanesi olacak. Sürecin sıcak günlerinde Silopi’de Irak ordusuyla ortak tatbikata başlayan Türk Silahlı Kuvvetleri, herhangi bir oldu-bitti girişimini ‘savaş sebebi’ sayacağını ilan etti. Siyonist politikacılardan Bernard Kouchner, Peter Galbraith ve Zalmay Halilzad’la birlikte ABD’nin o dönemki sömürge valisi Brett McGurk’ün sık sık ziyaret ettiği Erbil-Kerkük hattında Barzani referandum yapması için yüreklendirilirken, Erbil ve Duhok’taki mitinglerin hepsinde de Iraklı Kürtler ‘sözde bağımsızlığı’ İsrail bayraklarıyla kutluyordu.

16 EKİM’İ UNUTMAYIN

25 Eylül’deki korsan referandum Barzani’nin sonu oldu. Türkiye, Irak ve İran, bölgeye aynı anda ambargo başlattı. Kuzey Irak petrolünün satışı durdurulurken, Erbil Havalimanı’na da haftalar boyunca tek bir sivil uçak inmedi. Komşularıyla düşmanlığın pahalıya patlayacağını ve yaşadığı toprakların ‘mahrumiyet bölgesi’ haline geldiğini gören Barzani, yüzde 100’e yakın EVET oyuyla kabul edilen bağımsızlık referandumunun sonucunu uygulama imkanı bulamadı. Bölgesel yönetime para kazandıran Habur Sınır Kapısı’na alternatif olarak Musul ve Kerkük üzerinden Bağdat’a doğrudan ulaşacak Ovaköy Sınır Kapısı projesini çalışan Ankara, bir yandan da bölgeye askeri müdahale sinyali veriyordu. Irak ordusu ile İran destekli Haşdi Şabi milislerinin 16 Ekim’deki süpürme harekâtı, Türkiye’nin müdahalesine gerek bırakmadı. Talabani yanlısı Peşmergelerle birlikte Barzani güçleri, Irak ordusu ile Haşdi Şabi’nin geldiğini görünce tam anlamıyla ‘ardına bakmadan kaçtı’. Kerkük, Tuzhurmatu, Altınköprü, Ninova, Tazehurmatu, Celavla, Cabbara, Sadiyye, Karatepe, Rabia, Sincar, Mahmur ve Kifre’yi de kapsayan 30 bin kilometrekarelik toprağı ‘Mam Cemal’ ile ‘Kak Mesut’ sadece 11 saat içerisinde terk etti. Büyük bozgun, büyük maceraya girişen Barzani’nin siyasi hayatının sonu oldu. Referandumda ‘bağımsızlığa EVET’ oyu veren Iraklı Kürtler, yaşananları gördükten sonra “Liderlerimiz hata etti. Biz de onlara uyduk” diyebildi. Sürecin aktörleri, ABD ve İsrail’in tahrikine kapılıp Türkiye’ye sırt çevirmenin ne demek olduğunu 16 Ekim’le birlikte yaşayarak öğrendi.

#Yeni Şafak
#25.yıl
5 yıl önce