|

Çocuğu koruyamayan geleceğini koruyamaz

Dünyada engellenmesi en zor suçun pedofili olduğunu söyleyen Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Gökhan Oral, "Çocuğu koruyamayan bir toplum hiçbir şeyini koruyamaz. Toprağı da koruyamaz devleti de koruyamaz" diyor.

Fatma Çelik
04:00 - 25/02/2018 Pazar
Güncelleme: 11:41 - 23/09/2020 Çarşamba
Yeni Şafak
 Altı bakanlıktan oluşan cinsel istismar komisyonu da çocuğa yönelik cinsel istismarın engellenmesine yönelik yeni düzenlemeler için harekete geçti.
Altı bakanlıktan oluşan cinsel istismar komisyonu da çocuğa yönelik cinsel istismarın engellenmesine yönelik yeni düzenlemeler için harekete geçti.

Geçtiğimiz hafta Adana'da küçük bir kız çocuğunun başına gelen vahşetten sonra çocuk istismarı konusu yeniden gündeme bomba gibi düştü. Altı bakanlıktan oluşan cinsel istismar komisyonu da çocuğa yönelik cinsel istismarın engellenmesine yönelik yeni düzenlemeler için harekete geçti. Dünyanın farklı yerlerinde uygulanan kimyasal hadım cezasının yürürlüğe girmesi konuşulurken vatandaş idamın gelmesini istiyor. İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Gökhan Oral ise bu lanetli davranışın dünyanın neresinde olursa olsun engelenmesi en zor suç olarak tanımlıyor. Ceza ile suçun azalmayacağına belirten Oral, pedofilinin kendini saklayarak suç işlemeye devam edeceğini söylüyor. Bu yüzden herkesin teyakkus halinde olması gerektiğine inanan Oral, "Çocuğu koruyamayan bir toplum hiçbir şeyini koruyamaz. Toprağı da koruyamaz devleti de koruyamaz" diyor.

MAHKEMEYE YANSIYAN VAKALARDA ARTIŞ VAR

Yargının cezalar dışında caydırıcılık adına bir şey yapmasının güç olduğunu söyleyen Oral, "Yargı sadece olayı aydınlatır ve yaptırım uygular. Bazı suçlar hele ki pedefoli gibi suçlara caydırıcılık fayda etmez. Yargının çalışmadığı düşünülmesin. Özellikle son yıllarda çok ciddi cezalar veriliyor. Çocuk hakları ile ilgili olarak da bu kadar ısrarcı bir hükümet dönemi hiç olmadı. Bu sadece yasalarla engellenebilecek bir durum değil ki. Herkesin üstleneceği görevler var. Geçmişe oranla gündelik pratikte daha fazla vaka muayene ettiğim doğru. Mahkemeye yansıyan vakalarda da bir artış var. Fakat biz 20 yıldan fazladır bu konuda eğitim veriyoruz. İnsanları bilinçlendirmeye çalışıyoruz. İnsanlar sessiz kalmak yerine artık ihbar etmeye başladı" şeklinde konuşuyor.

ÇOCUKLARIN KALABALIK OLDUĞU YERLER DENETLENMELİ

Pedofilinin sosyolojik, siyasi ve hukuki bakımdan birçok tartışılacak yönü olduğunu söyleyen Oral, "Pedofili her sınıftan, dinden, kültürden, coğrafyadan insanda görülebilir. Bu sadece bir kesime yüklenemez" diyerek kritik bulduğu noktayı şöyle açıklıyor: "Çocukların toplu olduğu yerlerde devlet daha çok dikkatli olmalı. Okullar, kreşler, lunaparklar, servis araçları, Kur'an kursları çocukların kalabalık olduğu yerlerdir ve pedofilinin buralardan çıkar. Çünkü pedofili çocukların orada olduğunu bildiği için oraya gider. Mesleğini bile ona göre seçer. Öğretmen, servis şöförü olur, çocuk doktoru olur. Gerçek pedofililer böyle yapar."

Bu konuda hem devlete hem topluma hem de bireyelere görev düştüğünün altını çizen Oral, "Devlet çocukların olduğu yerlerdeki tedbirleri gözden geçirmeli. Tüm dünya ülkeleri için söylüyorum çocuk koruma politikası oluşturmalı. Aile bir okulun başarı seviyesi yüksek diye gözünü kör etmemeli. Kapıda duran güvenlik görevlisinden tutunda hademesine kadar tüm personeli çekinmeden incelemeli. Aynı toplum içinde yaşıyorsak bireyler gördükleri cinsel istismarlara kayıtsız kalmamalı. Hele hele tekrarlama eğilimi gösteren bir davranışsa ihbar edilmesi gerekiyor. Kayıt altına alınırsa tedbir alınır" ifadelerini kullanıyor.

  • BEDENİ UNUTMAZ
  • Pedofili konusunda bilinçliliğin çok yüksek düzeyde olması gerektiğini belirten Oral, "Çocuktan başlayarak en yakınları ve onunla temas kuran herkesin farkındalığı arttırılmalı. Eğer bir olay olmuşsa adli süreçte de çocuğun yanında refakat edecek olan gönüllü ya da kamu görevlilerinin eğitilmeli. Suçlu bir şekilde cezalandırlacak ama asıl olarak mağdur olan çocuğa yönelmemiz gerekiyor. Çünkü küçük bir çocuğa geri dönülmez hasar veriliyor ve o hasar sosyal bir hasar değil. Ahlaki bir ölçümle de ölçülmez. Çok ciddi bir ruhsal hasar. Bunun tamamen tedavi edilmesi mümkündür. Fakat çok hırpalayacı bir tedavidir. Genellikle küçük yaşlarda cinsel istismar yaşayan çocukların daha çabuk atlatabileceği düşünülüyor. Halbuki yaş küçüldükçe hasar fazlalaşır. Çocuk yaşadığı şeyin halet-i ruhiyesi altında kalıyor. Yaşadıklarını kendisi unutsa bile bedeni unutmaz. Bu yüzden çocuk bir yere emanet edilecek bir varlık değil" diyor.
ÇOĞU YAKALANMAZ

Gerçek sübyancıların 16 yaşından itibaren cinsel tercihinin farkında olduğunu söyleyen Oral, "Onlar tüm hayatını buna göre angaje eder. Daha ergenlik döneminden itibaren usulsüzce cinsel dokunuşlarda ya da davranışlarda bulunduğu çocuğun sayısını tahmin bile edemezsiniz. Eğer yakalanmamışsa ki çoğu yakalanmaz, 50'li yaşlarına kadar bini aşkın çocukla temas kurar. Pedofili olanların bazılarının görünüşte çocuğu çok sevdiği görülüyor ama bu sahte ve yanıltıcı bir sevgi. Pedofilinin sebepleri farklılaşabilir. Biri kendisinin de çocukken bir cinsel istismara maruz kalması olabilir. Bundan bir savunma çıkartıp 'yazık' diyemeyiz. Çünkü istismara uğramış birçok insan bu yolu tercih etmiyor. Yurt dışındaki kongrelerde bu konuda çalışan hocalar, dernek başkanları, çocuk doktorları, psikologlar konuşmalarına 'Ben çocukken cinsel bir istismara maruz kaldım' diyerek başlamasına şahit oluyoruz. Yani lanetli bir suçun faili olmak geçmişte yaşadıklarıyla açıklanamaz" şeklinde konuşuyor.





#Çocuk
#İstismar
6 yıl önce