|

Çocukların çok satan klasikleri

Koca bir yılın kitap okuma sayıları sosyal medyada paylaşılırken çocuk okurların en fazla ilgilendiği kitaplara değinelim istedik. Yeni çıkanların yanı sıra, Şeker Portakalı, Momo, Küçük Prens gibi klasikleşmiş kitapların çok satanlarda görünmesi dikkat çekici.

04:00 - 15/01/2020 Çarşamba
Güncelleme: 00:22 - 15/01/2020 Çarşamba
Yeni Şafak
Şeker Portakalı’nın devamı niteliğinde iki kitap daha var. Ama nedense diğer iki kitap Şeker Portakalı kadar ün kazanamadı.
Şeker Portakalı’nın devamı niteliğinde iki kitap daha var. Ama nedense diğer iki kitap Şeker Portakalı kadar ün kazanamadı.
SEVİNÇ ŞAHİN

22019 yılını acısıyla tatlısıyla geride bıraktık. Yıl geride kalmış olabilir ama yaşadıklarımız ve yaşadıklarımıza yüklediğimiz anlamlar ve sonuçları bizimle beraber 2020’ye merhaba dedi. Geçen yıl yayıncılık açısından nasıl bir yıldı, yayıncılara sormak lazım. Ama okur tarafından fena bir yıl gibi görünmüyor açıkçası. Birçok yeni kitap yayınlanırken, birçok yeni yazar ve çizer yayın dünyasına girerken, birçok eski eser de yeniden basıldı. Hatta bu ayın temasını 2019’un en çok satan çocuk kitaplarından seçince gördüm ki, eski dediğimiz o eserler aslında eskimemiş. İyi bir edebiyat eseri, aynı iyi bir beste gibidir. İyi bir beste nasıl çalındıkça, dinlendikçe, nesiller değişse de tazeliğini güncelliğini korursa, iyi bir kitap da aynı şekilde yıllar geçse de tazeliğini koruyor. Bunun en güzel yanlarından biri de çocukluğunuzda çok sevdiğiniz bir kitabı çocuğunuzun da aynı sevgiyle okuduğunu görmektir. Bakalım bu yıl Türk Halkı olarak çocuklarımızı hangi eserlerle tanıştırmışız?

ZEZE, PRENS VE MOMO

Brezilyalı yazar José Mauro de Vasconcelos’un “Şeker Portakalı” isimli eserini artık neredeyse tüm dünyanın okuduğuna inanacağım. Bir de “Küçük Prens” kitabını... Yazarın kendi yaşadığı yoksulluğu ve acıları kullanarak yazdığı Şeker Portakalı’nın baş kahramanı küçük Zeze’nin maceraları bu eserle bitmiyor aslında. Şeker Portakalı’nın devamı niteliğinde iki kitap daha var. Ama nedense diğer iki kitap Şeker Portakalı kadar ün kazanamadı. Zeze, yoksul bir ailede doğan, tembel bir babaya sahip bir çocuk. Yoksulluk beş yaş gibi küçük bir yaşta bile onu ekmek parası kazanma derdine itiyor. Zeze büyürken çok sancılı dönemler geçiriyor doğal olarak. Ama iyi ki de sırdaşı Şeker Portakalı ağacı var. Zeze tüm dertlerini, sırlarını onunla paylaşıyor. O olmasaydı ne yapardı, o da bilmiyor. Yoksulluk onun umutlarını kırmak yerine azmini ve umutlarını körüklüyor ve Zeze başarılı bir öğrenci oluyor. Okul başarısı onun hayallerini ve umutlarını besliyor. Sonra ne mi oluyor? Artık bunu siz keşfetmelisiniz sevgili okur, tabi Şeker Portakalı’nı henüz okumayan o birkaç kişiden biriyseniz!

Yazımın başında “Küçük Prens” kitabını da okuyan kimse kalmamıştır diye düşündüğümü söylemiştim. Evet biraz da en çok satanlar listelerinden inmemesi beni bu düşünceye itiyor doğrusu. Küçük Prens, felsefesinin çokça irdelenmesi, alt metin okumasının çok geniş ve derin mevzuları kapsaması sebebiyle yetişkinlerin de okuma listelerine giren bir eser. Büyük ihtimalle Fransız Yazar Antonie de Saint-Exupery bu eseri kaleme alırken bu denli rağbet göreceğini düşünmemişti. O sadece, işini iyi yapmaya odaklanmıştı. İçindeki çocuğun, tüm çocuklara ve yetişkinlerin içindeki çocuklara söylemek istediği şeyleri söylemiştir Küçük Prens’in şahsında. Bir büyüme kitabı olan Küçük Prens için yazarın bir notu var, o not kitabın tanıtım bülteninde de yer alır: “Hiç kimsenin kitabımı özensizce okumasını istemem doğrusu. Bu anılarımı yazarken çok üzüntülü anlar yaşadım. Arkadaşım koyunu ile birlikte beni bırakıp gideli tam 6 yıl oldu. Onu burada anlatmaya çabalıyorsam, bu biraz da onu unutmamak için. Arkadaşı unutmak çok üzücü bir şey. Herkesin arkadaşı olmamıştır. Arkadaşımı unutursam, kendimi o sayılardan başka bir şeye değer vermeyen büyükler gibi hissederim sonra…”

Küçük Prens’ten sonra ele alacağım eser, Küçük Prens ya da Şeker Portakalı kadar eski bir eser değil. Audrey Penn’in kaleme aldığı adı bile insanın içinde sıcak duygular uyandıran bir eser: Avcundaki Öpücük. Bu eserin en çok satanlar listesine girmeyi başarmasının en temel nedeni, tüm dünyadaki tüm ebeveynlerin çocuklarıyla birlikte yaşadığı bir durumu tema olarak ele almasından kaynaklanıyor: Okula başlama sendromu!

BAŞKA BAKIŞLAR GETİRİYOR

Okula giderken ailesinden ayrılma kaygısı yaşayan minik bir rakunun avcuna annesi bir öpücük kondurur ve ‘ben bu öpücükle her zaman yanındayım mesajı’ verir. Öylesine büyük bir etkiye sahiptir ki bu öpücük; çünkü ‘seviliyorsun’dur asıl mesaj. Nerede olursan ol, seni seven, seni düşünen ailen var demektir. Aslında küçük rakun bir ailesi olduğu için, onu büyürken destekleyecek ve karşılaştığı zorluklarla mücadele ederken yanında oldukları için çok şanlı. Ama her çocuk bu şansa sahip olamıyor maalesef; Momo gibi mesela. Momo, Alman yazar Michael Ende’nin yarattığı bir karakter; kimsesiz bir çocuk!

Momo kitabı da geçen yılın en çok satanları arasında. Bir çocuk- yetişkin kitabı demeli aslında. Hatta bana kalırsa hatta öncelikle yetişkinler okusun Momo’yu, sonra çocuklar. Momo, yalnız başına yaşayan, bir kentin tarihi harabelerini mesken tutan, iyi bir dinleyici olması sebebiyle kent halkının sevgisini ve ilgisini kazanan bir çocuk. Böyle kendi halinde bir çocukken çok büyük düşmanları olur Momo’nun. Çünkü Momo’nun yaptığı şeyler birilerini rahatsız eder; Momo, hayatın asıl anlamını keşfetmiş olarak yaşıyor ve bunu herkese öğretiyor. Bu birileri için büyük bir sorun. İnsana yaşadığı hayat tarzını sorgulatan, hatta tüm toplum hayatına başka bir gözle bakmaya teşvik eden bir eser Momo. Umarım uzun yıllar çok satanlar listesinde kalır.

Çok mu abattım dersiniz, hiç sanmıyorum. Hele siz bir de Buğdaylı Kasabası’nda yaşayanları görün de abartmak nasıl olurmuş anlarsınız. Yazar Şermin Yaşar, nam-ı diğer Oyuncu Anne, güncelliğini yıllardır koruyan ve maalesef kolay kolay da gitmeyecekmiş gibi görünen bir konuyu ele almış Abartma Tozu isimli eserinde. Ve geçen yılın en çok satanlar listesine girmeyi başarmış. Bu aslında umut uyandırıcı bir şey. Demek ki düşünen insanlarımız hâlâ var. Abartma Tozu, günümüzde yaşanan ve olumsuz gördüğümüz birçok değişimi irdelemiş; insan ilişkilerinin yüzeyselleşmesinden tutun da alışveriş çılgınlığına, sağlıklı beslenme takıntılarına, okul ya da iş başarısının erdemli olmanın önüne geçmesine kadar birçok konuya dikkat çekmeyi başarmış bir eser. Kitabın ilk sayfalarında kendini çok yaşlı hissettiğini söyleyen, emekliye ayrılma hayalleri kurduğunu ve insanlara tahammülü kalmadığını öğrendiğimiz, kitabın kahramanı olan çocuk, kasabanın, içindeki yaşam enerjisini sünger gibi emdiğini söylüyor. Bu daha başlangıç, sonra bir sabah öyle bir güne uyanıyor ki, anne-babası da dahil tüm kasaba adeta çıldırmış durumda. Mevzu çözülüyor ama epey uğraşıyor kahramanımız. Umarım onun bu uğraşıları, bu kitabı okuyan herkese örnek olur.

2019’un en çok satılan çocuk kitapları elbette ki sadece bunlar değil. Araştırma yaparken şunu görmek beni ziyadesiyle mutlu etti; artık kaliteli bir okur kitlesi oluşmuş. Bu çok önemli bir şey. İyi eserlerin kıymeti, vakt-i saatinde kıymeti bilinecek demektir bu. İyi okumalar sevgili okur, yeni yılınız kitap dolu geçsin.

#Momo
#Antonie de Saint
#José Mauro
4 yıl önce