Maryland eyaletinde açılan Amerika Diyanet Merkezi’nin deposunda çöp konteynerine yüklenen atık maddeler arasında iki sandık değerli el yazması eser bulundu. Bu eserlerin nereden geldiğini araştıran İbni Haldun Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi hocalarından Yaşar Çolak, Ankaralı alim Hacı Hilmi Tolluoğlu’nun kütüphanesini ve pek çok değerli el yazması kitabı ABD’de bir evin bodrum katında buldu. Hacı Hilmi Efendi’nin vefatından sonra varislerinin kütüphaneyi emanet ettikleri Ali İhsan Tangören, 1965 yılında bir askeri uçakla kütüphaneyi ve kendi aldığı eski kitapları ABD’ye getirmiş kendi imkanlarıyla kitapları bugüne kadar korumuş. Yaklaşık 54 yıldır taşındığı her yere kütüphaneyi de götüren Tangören, eşinin vefatından, çocuklarının da el yazması eserlerle ilgilenmemesinden dolayı ne yapacağını bilemeyip bir kısmını 2016 yılında açılışı yapılan Amerika Diyanet Merkezi’ne getirip sessizce bırakmış. Sandıklarda ne olduğunu bilmeyen görevliler diğer atıklarla birlikte bunları da çöp konteynerine yüklerken dikkatli bir işçinin son anda sandıktan dökülen kitapları farketmesiyle olayın seyri değişmiş. Yapılan küçük çaplı bir araştırmanın ardından kitapların sahibine ulaşılmış. Üç yıllık bir görüşmenin sonunda da evin deposunda, yatakların altlarında, çarşafların içinde muhafaza edilen kitaplar sahibinin rızası alınarak uzman ekiplerce tasnif edilmiş. Aralarında Beylik dönemlerinden kalma Kur’anı Kerim, hat, dini kitap, icazetname olan 500 parça el yazması ve 200 civarında kıymetli eser geçtiğimiz aylarda Ali İhsan Tangören tarafından Diyanet İşleri Başkanlığı Nadir Eserler Kütüphanesi’ne bağışlandı.
ÇÖPTEN GERİ GETİRİLDİ
Nihayet Dergisi’nin yarın piyasada olacak Nisan sayısında ilk iki sandığı önce çöpe gitmekten kurtaran daha sonra diğer eserlere ulaşarak koruma altına alınmasına öncülük eden İbni Haldun Üniversitesi hocalarından Yaşar Çolak anlattı. Hacı Hilmi Tolluoğlu’nun Ankara’dan ABD’ye oradan Maryland eyaletinde açılan Amerika Diyanet Merkezi’ne uzanan hikayesi 2016 yılının başlarında Amerika Diyanet Merkezi’nin deposundan çöpe giden iki sandık içinde değerli el yazması kitapların ortaya çıkmasıyla başlıyor. Bir işçinin haber vermesiyle sandıkları araçtan indiren Yaşar Çolak o dönemde diyanet görevlisi olarak ABD’de bulunuyor. Çolak kitapları önce külliyenin bünyesinde kurdukları Diyanet Institude for Islamic Studies (DIRI) de çalışmalarını yürüten Harvard Üniversitesi Yakındoğu Dilleri ve Medeniyetleri Öğretim Üyesi Dr. Himmet Taşkömür ve George Mason Üniversitesi Tarih Bölümü hocalarından Osmanlı tarihçisi Dr. Hüseyin Yılmaz’a göstermiş. Çolak, ilk tespitlere göre sandıkların bin yıllık medeniyetimize ait kıymetli eserlerle dolu olduğunu, aralarından bir kısmının ise çok ama çok nadir olduğu belirlendiğini söylüyor.
BORDUM KATTA SERVET
Kitapların sahibi Ali İhsan Tangören’in 2017 yılında evini ziyaret ettiklerini söyleyen Çolak bu ziyareti de şöyle anlatıyor: “Ali İhsan Bey bizi Vaşington’un kuzeyindeki Bethesta mahallesindeki üç katlı boş bir eve götürdü. Birinci ve ikinci katlarında hummalı bir renevasyon çalışması yürütülüyordu. Bizi doğrudan bodrum katına götürdü ve bu mekânda sakladığı bazı yazma eserleri gösterdi. Mekân tipik bir Amerikan evinin bodrumuydu. Yüksek rutubetli, güvensiz, her türlü su baskını ve benzeri risklere açık bir mekân. Yüreğimiz ağzımıza gelmişti. Ali İhsan Bey’e kültürel mirasımızın korunmasının önemini dilimiz döndüğü kadar anlattık ve bu yerin son derece sağlıksız olduğunu söyledik. Bunun için buradaki eserleri de diğerlerinin yanına götürmek istediğimizi belirttik. Kendisinin mesleği mühendislikti. Sorumluluk sahibi, muhafazakâr, kendi kültürüne âşık ve Amerika’daki ömrü boyunca eşiyle Müslümanlara yardımcı olmaya kendini adamış biriydi o. İkna süreci biraz uzun sürse de neticede muvafakatını alarak eserleri Himmet Taşkömür hocayla birlikte toz toprak içinden çıkarıp omuzlayarak aracımıza taşıdık. Bu eserler, Vaşhington Din Hizmetleri Müşavir Vekili Dr. Fatih Kanca, Amerika Diyanet Merkezi Maryland Camii İmam-Hatibi Mehmet Ali Aracı ve İstanbul Şehir Üniversitesi yüksek lisans öğrencilerinin yardımıyla Amerika Diyanet Merkezi’nde temizlendi, asitsiz kutulara konarak muhafaza altına alındı.”
BÜYÜK BAĞIŞ
22 Şubat 2019 tarihinde evini son kez ziyarete gittiklerinde ise kırmızı bir valizin içinde başka el yazması eserleri bulduklarını söyleyen Çolak, Tangören’in ilerleyen yaşından dolayı el yazması eserleri nereye sakladığını hatırlamadığını onları bulup gün yüzüne çıkarıp koruma altına alındıklarını gördükçe çok sevindiğini belirtiyor ve şunları söylüyor: “Valizi açtığımda içinde 60’tan fazla yazmanın olduğunu tespit ettim. Bunun üzerine Ali İhsan Bey’in depolarını yeniden gözden geçirmeye karar verdim. Ev eşyaları, çamaşırları arasında yaptığım aramalarda çarşafların içinde ondan fazla yazma eseri tespit edip aldım. Yıllarca kitaplarının akıbetini düşündüğünü, farklı mesleklere yönelmiş evlatlarının bunlara sahip çıkamayacağını gördüğünü, dualarının kabul edildiğini, Yüce Allah’ın bizi karşısına çıkardığı için şükrettiğini söyledi. Böylelikle bu sefer de 72 parça eseri kurtarmış olduk. Ardından farklı makamlarla yürüttüğümüz görüşmeler neticesinde eserlerin Diyanet İşleri Başkanlığı merkezindeki nadir eserler kütüphanesine bağışlanmasının isabetli olacağı kararına vardık. Oldukça çetin geçen ikna turlarımız sonunda Ali İhsan Tangören ile Vaşington Din Hizmetleri Müşavir Vekili Dr. Fatih Kanca arasında ben ve Himmet Taşkömür’ün şahitlik ettiği bir bağış tutanağı düzenlemeyi başardık.”
Kitaplar arasında neler var?
Yaşar Çolak, Osmanlı’dan Cumhuriyet’e intikal eden Ankaralı alim Hacı Hilmi Tolluoğlu kütüphanesindeki kitaplarla ilgili şu bilgileri veriyor: “Kur’an ve fıkıh ağırlıklı bir koleksiyon ama ulum-i İslamiye’nin her branşından eserler de mevcut. Bu çok anlaşılabilir şey. Kur’an malum bizim ilk referansımız. Fıkıh’ta o zamanlar gündelik hayatı kontrol eden bir disiplindi. Yani bugünkü hukuk, siyaset ve iktisat biliminin işlevini görüyordu. Koleksiyonun içinde konunun uzmanların ifadesine göre Beylikler dönemine (Germiyanoğulları) ait farklı boyutlarda Mushaf-ı Şerifler, 40 varak çok nadir büyük boy Kaside-i Bürde Şerhi, usul, hadis, fıkıh, feraiz, tefsir, kelam, mantık, tasavvuf kitapları ve bunların şerhleri, Ahmediye, Muhammediye, Envaru’l-Aşikin türü klasik halk kitapları, kanunnameler, mecmualar, icazetnameler vb türden Arapça, Farsça ve Osmanlıca yazma ve matbu eserler bulunuyor. Eserlerin hepsi tam değil, bir kısmı zarar görmüş ve derhal şifahanede bakıma alınması gerekiyor, bir kısmının başı sonu eksik, bir kısmı varaklar halinde. Çok sayıda hat levhaları, körüklü murakkalar bulunmaktadır. Bu eserlerin kaba temizlikleri ve ön tasnifleri tamamlandı. Tabi üzerinde daha çok ince çalışmalar yapılması gerekiyor. Öncelikle eserlerin şifahaneye alınıp bakımlarının yapılması lazım. Söz konusu eserleri ülkemizin Amerika’daki medar-ı iftiharı, sayın Cumhurbaşkanımızın himayeleriyle yapılan Maryland Kültür ve Medeniyet Merkezine, diğer ismiyle, Diyanet Amerika Merkezi’ne teslim ettik. Bundan sonraki sorumluluk oradaki görevli arkadaşların üzerinedir. İnanıyorum ki resmi işlemlerini tamamlayıp eserler Türkiye’ye gönderilecektir.”