|

Depremin üstesinden oyunla geldiler

Kahramanmaraş merkezli depremler sonrasında bölge halkının en temel ihtiyaçlarından biri de psikososyal destek oldu. Günebakan Projesi’yle Adıyaman’da 0-18 yaş çocuklarına psikososyal destek götüren İnsan İzi Derneği Başkanı Umut Sarıkaya, “Yapılan değerlendirmelere göre psikososyal destek sonrasında çocukların yaşadıkları olayla baş etme güçleri yüzde 50 oranında arttığı görülüyor” diyor.

Merve Akbaş
04:00 - 16/04/2023 Pazar
Güncelleme: 00:47 - 16/04/2023 Pazar
Yeni Şafak
Günebakan Projesi’yle Adıyaman’da 0-18 yaş çocuklarına psikososyal destek hizmeti veriliyor.
Günebakan Projesi’yle Adıyaman’da 0-18 yaş çocuklarına psikososyal destek hizmeti veriliyor.

Şubat’ta meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremler bölgede yaşayan 13 milyonu aşkın insanı etkiledi. Depremin meydana geldiği ilk günlerden bu yana birbirinden farklı sivil toplum kuruluşları akut ve uzun vadeli çalışmalarla depremzedelerin yaralarını sarmaya çalışıyor. İnsan İzi Derneği de onlardan biri. Derneğin geleneksel yardım biçimlerinin yanında başlattığı Günebakan Projesi, depremin ikinci haftasından bu yana 0-18 yaş grubu için psikososyal destek sağladı. Adıyaman’da 20 uzman psikologla gerçekleştirilen bu çalışmayı ve sonrasında hazırlanan raporu dernek başkanı Umut Sarıkaya ile konuştuk.

UZMANLARLA PSİKOLOJİK İLK YARDIM

Projeyi anlatan Sarıkaya, “Deprem bölgesinde sıcak yemek dağıtımı, gıda ve hijyen kiti dağıtımları gibi çalışmalarının yanı sıra bölge için yapacağı projeler planlamak istedik. Bunlardan bir tanesi 20 psikolog ile gerçekleştirdiğimiz çocuklar için Günebakan Projesi oldu. Bu proje kapsamında depremin 2. haftasından itibaren 0-18 yaş grubuna psikolojik ilk yardım olarak uygulandı” cümlelerini kuruyor.

ÇALIŞMALAR SONUÇ VERİYOR

Günebakan Projesi’nde 0-18 yaş grupları için 330 çocuk üzerinde 1,5 saatlik iyileştirici oyunlar ve grup terapileri ile ilk yardım çalışması gerçekleştirilmiş. 6’şar kişilik gruplar halinde yaklaşık 20 psikoloğun devam ettirdiği projenin sonuçlarının kendilerini oldukça memnun ettiğini belirten Sarıkaya, proje sonrasında hazırlanan rapora dair şunları anlatıyor: “Çalışmanın başında ve sonunda yapılan anketlere göre çocukların bu yaşadıkları olayla baş etme güçleri yüzde 50 oranında arttığı testler sonucunda ortaya çıktı. Yüzde 50’sine yakın bir kısmı ise yaşadıkları bu olaydan artık daha az etkilendiğini ifade etti.”

İKİNCİ ADIM YAŞAM ÇİÇEĞİ

Sarıkaya, bölgedeki çalışmalar sonucunda çocukların enerjisinin oldukça değiştiğini, ebeveynlerin bu durumu olumlu karşıladığı ve kendileri için çalışma talep edilmesine neden olduğunu da belirtiyor. “Bunun üzerine de Yaşam Çiçeği Projesi’ni hayata geçirdik” diyen Sarıkaya, “Ramazan ayında oyun abisi, ablası ve yine uzman psikologlardan oluşan 100 kişilik ekibimiz depremzedelerimizin yaslarına eşlik etmek, zor duyguları dönüştürebilmelerine destek olmak için oradaydı. Yaşam çiçeği projesinin temeli beceri gelişimi ve bilimsel perspektif olarak belirlendi. Bu bağlamda yaş gruplarına göre bilim, sanat terapisi, drama, mimarlık gibi alanlarda yeni atölyeler planlandı” diyor.

Adıyaman bölge halkı yapılan psikososyal desteğe oldukça olumlu geri dönüş sağlandığına dikkat çeken Sarıkaya, en başta yaklaşık olarak 200 katılımcıyla çalışmaların yapılması planlanan çalışmaya 1000’den fazla çocuğun katıldığını, bu sayısal verinin bölge halkının çalışmalara olan ilgisini gösterdiğini ifade ediyor. Sarıkaya’nın çalışmaya dair diğer gözlemleri ise şunlar: “Bazı çocuklar yaşananları anımsatan içerikler yer aldığında fizyolojik olarak rahatsız oluyorlar. Bazı çocuklarda ise daha önceki yaş diliminin özelliklerine gerilediği görülüyor. Okumayı ve yazmayı bilen çocukların bazı etkinliklerde zorlanması buna örnek olarak verilebilir. Özellikle ergen yaş grubunda ise kızgınlık, öfke ve saldırgan davranışlar gözlemleniyor.”

Peluşları tedavi etmek istediler

Terapi süreçleriyle ilgili ayrıntılar veren Sarıkaya, grup terapisine dahil olmak istemeyen çocuklar için serbest oyun çadırları hazırladıklarını ve orada bulunan birbirinden farklı oyuncaklar arasında bazılarının çocuklar tarafından daha çok tercih edildiğini belirtiyor. Sarıkaya şunları anlatıyor: “Grup terapisinden çıkan veya grup terapisine girmek istemeyen çocuklar için hazırlanan serbest oyun çadırlarında 0-3 yaş grubu minik ebatlardaki oyuncakları seçtiler. 4-7 yaş kız çocukları ise ilk olarak doktor setiyle oynamaya başladı ve setlerin içindeki yara bantlarıyla pelüş hayvanları tedavi ettikleri görüldü. Oyundaki hastalıklar genelde baş ağrısı, karın ağrısı, kalp ağrısıydı. İkinci tercihleri ev eşyaları oldu. 4-8 yaş erkek çocuklarında yine doktor setiyle oynama konusunda ilk tercihlerini yaptı ancak onlar hastalarını daha uzun sürede iyileştirdi. Setin içindeki yara bantlarıyla aynı peluşlar dışında oyuncak uçak, araba ve hayvanları da iyileştirmeye çalıştılar.

9 yaş ve üzeri kız çocuklar daha ziyade kardeşlerine eşlik için geldiler ve oyun oynama konusunda rahat değillerdi. Uzmanlarla ilişki kuran bu çocuklar daha sonra ev ve yemek oyunları oynadı. 9 yaş erkekler ise en çok lego ve bina oyuncaklarıyla oynayıp, deprem, yıkım, ölüm konularını işlediler.”

Sadece yapıları inşa etmek yeterli değil

Bölgenin geleneksel yardım biçimleri dışında çok fazla desteğe ihtiyaç duyduğunu ifade eden Sarıkaya, şu gözlemlerini ekliyor: “Akut dönemi ve ondan sonraki dönemde her birimizin sosyal medyada veya WhatsApp gruplarında yemek dağıtımları ve kıyafet ihtiyaçlarını içeren yüzlerce gönderiyi her birimiz görmüşüzdür. Bunlar gerçekten çok hayati ihtiyaçlar ama yaklaşık 50 gündür arazide gördüğüm başka gerçekler var. Depremin etkilediği bu 10 ilimiz bildiğiniz gibi sıradan şehirlerimiz değil, kadim bir medeniyeti ve Anadolu irfanını, misafirperverliğini içinde barındıran bu şehirlerimizi sürdürülebilir hale getirmek sadece yapıların inşası ile olacak bir durum değil.”




#Deprem
#Psikososyal destek
#Depremzede çocuklar
#Günebakan Projesi
1 yıl önce