BAŞKA YAŞAMLARA TUTUNUYORUZ
- Pandemi süreciyle birlikte telefon ve bilgisayar başında geçirilen sürenin arttığını söyleyen Gönenç,“Özellikle gençler oyalanmak için tercih ettiği sosyal medya, duygusal birihtiyaç olan bağlanmayı gideriyor. Pandemi süreciyle, fiziken ve yüzyüze bağlanamadığımız kişilere sosyal medya aracılığı ile en azından takip ederek bağlanır olduk. Fotoğraflar ve videolar aracılığıyla onların önemli anlarından, yaşamlarından parçalara tutunduk. Tabi ki bunun zihinsel ve duygusal zaman sürecini ve sınırını yönetmek çok önemli. Aksi halde sosyal medya bağımlılığı denen psikolojik bağımlılık olgusuna yol açabiliyor”şeklinde konuştu.
TEMELİNDE YETERSİZLİK HİSSİ VAR
Lügatımıza stalk olarak yerleşen bu eylemin daha çok yüksek değersizlik hissi yaşayan kişilerce gerçekleştirildiğini anlatan Gönenç, “Bu kişiler haset, kıskançlık duyguları daha ön planda ya da çeşitli kişilik bozukluğuna sahip insanlar olabilir. Günlük hayatta konuşmaya cesaret edemeyeceği bir kadına sosyal medyadan ulaşan bir erkek, utanç ve reddedilme duygusunu daha kolay bertaraf edebildiği için bu yöntemi tercih ediyor. Sosyal medyadaki sorumluluk duygusu, gerçek hayata göre çok daha düşük. Sahte hesaplar açarak eski sevgililerini kontrol etmeye çalışan bireyler mevcut. Bunlar kontrolcü, narsist, takıntılı ya da bağımlı kişiler olabilir” dedi. Başkalarına ait paylaşımların sürekli takip edilmesi, profillerin gözetlenmesi, hiç tanımadığımız kişilerin kilitli olmayan hesaplarında yapılan incelemelerin bir nevi dijital taciz olduğunu kaydeden Gönenç, böyle bir durumla karşılaşılırsa yapılması gerekenler hakkında bilgi verdi:
- Instagram, Facebook ve Twitter gibi platformlar üzerinden bir kişinin bir başka kişiyi sosyal medya hesapları aracılıyla sürekli gözetlemesi, araştırması, paylaşımlarını incelemesine stalk, sürekli bir başkasını takip eden kişilere ise stalker deniyor.