|

Doğum yerimiz: Orkestra

Christian Vasquez, Venezüella''da yoksul bir kasabada büyüdü, El Sistema sayesinde müzikle tanıştı ve şu anda Teresa Carreno Orkestrası''nın müzik yönetmeni. Geldiği yeri asla unutmayan ve gelecek nesile yardımı bir görev bilen Vasquez ve çocukları ''Neredeyse orkestrada doğduk'' diyorlar.

Aysel Yaşa
00:00 - 15/06/2014 Pazar
Güncelleme: 22:34 - 14/06/2014 Cumartesi
Yeni Şafak
Doğum yerimiz: Orkestra
Doğum yerimiz: Orkestra

Geçtiğimiz hafta İstanbul, Teresa Carreno Gençlik Orkestrası''nı ağırladı. Hilti''nin desteklediği, Venezuelalı yoksul çocukların oluşturduğu orkestra ve bağlı olduğu El Sistema, hem müzikleri hem de verdikleri mesajla oldukça dikkat çekici. Tam 36 yıldır devlet ve destekçilerin bağışlarıyla yaşatılan El Sistema, Venezuela''da neredeyse tamamı yoksul mahallelerden (Barrio) 400 binin üzerinde çocuk ve genci müzikle buluşturan, onları yoksulluğun ve suçun dünyasından koparıp hayatlarını müzikle kazanan sağlıklı bireyler haline getiren bir sosyal sistem. Hilti Vakfı tarafından desteklenen 2014 Avrupa Turu; Teresa Carreño Gençlik Orkestrası''nı İsveç, Almanya, Portekiz, Fransa ve Birleşik Krallık''ın ardından turun son durağı olan Türkiye''ye taşıdı. El Sistema''nın en önemli orkestralarından biri olan Venezuela Teresa Carreño Gençlik Orkestrası, İstanbul Müzik Festivali kapsamında verdikleri konserde, böylesine bir sistemin hiç de imkansız olmadığını bir kez daha gösterdi. 240 kişilik Teresa Carreño Gençlik Orkestrası''nın müzik yönetmeni, yine El Sistema''nın içinden yetişmiş yeteneklerden biri olan Christian Vásquez. Ekonomist ve iyi bir müzik adamı olan José Antonio Abreu tarafından 1975 yılında başlatılan El Sistema, şu an dünyada klasik müzik adına gerçekleştirilen en önemli proje olarak kabul ediliyor. Abreu tarafından kurulduğunda 12 çocuktan oluşan bu orkestra, bugün dünyanın en iyi ilk beş gençlik orkestrası arasında gösteriliyor. El Sistema ile Venezuela''nın dört bir yanına yayılmış 286 merkezde büyük çoğunluğu yoksulluk sınırının altında yaşayan 400 binin üzerinde çocuk müzik eğitimi alıyor ve kuruluşundan bugüne 2 milyondan fazla çocuk bu sistemden faydalanmış durumda. Çocuklar her gün öğleden sonra, üç-dört saatlerini derslere ayırıyor. İlk öğretmenleri, El Sistema''nın daha eski öğrencileri olan ağabeyleri ve ablaları oluyor. İlk önce çocuk korolarında yer alan müzisyenler, zaman ilerledikçe gençlik orkestralarının bir parçası haline geliyor. El Sistema içinde yetişen ve konserleriyle büyük beğeni toplayan Teresa Carreño Gençlik Orkestrası ise bugüne kadar Claudio Abbado, Simon Rattle, Gustavo Dudamel, Krzysztof Penderecki, Plácido Domingo, Yo-Yo Ma, Juan Diego Florez ve Itzhak Perlman gibi önemli şefleri ve solistleriyle konserler verdi, Bonn Beethoven ve Salzburg festivallerinin yanı sıra Viyana Konzerthaus, Berlin Filarmoni Salonu, Amsterdam Concertgebouw''da yer aldı.

MÜZİK OKULU''NUN KAPISINI AÇARDIM

El Sistema''ya çok küçük yaşlarda giren Christian Vasquez''i konser sonrası yakalayıp hikayesini dinledik. 6 yaşındayken ailesi ile Aragua eyaletinde bir kasabaya taşınan Vasquez, orada, El Sistema''nın bir‚ nucleo''su yani müzik merkezine denk gelir. Herhalde hayatındaki müzik aşkı da işte bu noktadan sonra harekete geçer. Başarılı müzisyen, bu süreci şöyle özetliyor: ''Bu müzik okulunun önünden her geçişimde binanın pencerelerinden bakıp içeride ne olduğunu anlamaya çalışırdım. Enstrümanların seslerini dinlerdim, müzisyenlerin provalarını izlerdim ve o dünyanın büyüsüne kapılırdım. Ardından babamdan beni sınıflara yazdırmasını istedim. Nucleo''ya her gidişimiz büyük bir heyecandı. Her gün arkadaşlarla bir yarışa girerdik, Nucleo''nun müdürünün evine ilk varan olup, anahtarları alıp müzik okulunun kapısını saat 3''te açmaya çalışırdık. El Sistema''ya işte böyle başladım ve o artık benim ailem oldu. Bir orkestra şefi ve müzisyen olarak kariyerimden bahsederken ilk söylediğim nereden geldiğimdir, çünkü çocuk ve ardından gençlik orkestrasında sadece müziği öğrenmedim, her zaman kalbimde ve zihnimde kalacak olan ahlaki ve ruhani değerler de edindim.''

DÜNYAYA KARŞI DAHA HASSAS

Müzikle dönüşen hayatını böyle özetleyen Vasquez, orkestrada öğrendiği değerler sayesinde dünyaya ve insanlara karşı daha derin hassasiyetlere sahip olduğunu ifade ediyor. İlk şefliğini küçük kasabası San Sebastian de Los Reyes''te yapan Vasquez, ''15 yaşındaydım ve Venezuela milli marşını yönetmiştim. O anda hayatta yapmayı en çok sevdiğim şeyin orkestra şefliği olduğunu fark ettim ve hala da öyle… Orkestra şefliği hayatımı dolduruyor ve bana en büyük tatmini veriyor. Gustavo Dudamel''in batonu altında Simon Bolivar Gençlik Orkestrası''nın kemanlarına katılmayı başardığımda - ben farkına bile varmadan - şeflik tutkum gelişmeye başladı. Her provada yorumlayacağımız eserin notalarını alıp Gustavo''nun verdiği yönergeleri yazar ve kendiminkileri de eklerdim. Bazen ondan açıklamalar isterdim. Sonra, 2006 yılında ilk kez Caracas''a gittim ve o andan itibaren Maestro José Antonio Abreu bana orkestra şefliğini öğretmeye başladı. Gerisi çok hızlı ve verimli gelişen bir hikaye oldu'' cümleleriyle şeflik serüvenini bir çırpıda özetliyor.

BEBEKLER BİLE VAR

El Sistema''nın işleyiş düzeninde çocukların önemi büyük. Bu yüzden bir çok çocuk tıpkı Vasquez gibi ''orkestranın içinde doğmuşuz'' diyor. Başarılı şef çocuklarla ilgili ''Orkestralarımız ve korolarımız her zaman çocuklarla dolu. Sadece birkaç yaşında olan bebeklerimiz bile var; sadece onlar için tasarlanmış yeni bir programımız var, bebekleri ve ebeveynleri müzik aktivitelerinde bir araya getiriyor. Her yeni yılda, çoğunluğu düşük ekonomik kaynaklara sahip sosyal gruplardan daha fazla çocuğun ve onların ailelerinin hayatlarının dönüştüğünü görmek bizim için büyük bir mutluluk. El Sistema içinde 500 bin çocuk ve gencimiz var ve 2019 yılında 1 milyon çocuğa ulaşma hedefimiz için çok çalışıyoruz'' şeklinde konuşuyor.

MÜZİĞİN GELECEĞİ EL SİSTEMA''DA

Vasquez bu orkestrada öğrendiği en büyük dersi ''Her zaman kendim olmaya çalışıyorum; rol yapmayan, alçak gönüllü ve insanlara yakın… Bu, Maestro Abreu''nun bize öğrettiği en büyük ders. Sırrımız tutku ve inançla müzik yapmak, insanlara enerji vermek ama bunu yolumuzu kaybetmeden yapmak'' sözleriyle anlatıyor. Simon Rattle ''Klasik müziğin geleceği Venezuela''da'' diyor. Vasquez ise bunu biraz da genişletiyor: ''Müziğin geleceği sadece Venezuela''da değil, aynı zamanda El Sistema''nın hayranlıkla kopyalandığı, binlerce çocuğun, gencin ve onların aileleriyle yaşadıkları toplumların kaderleri için bir kurtarıcı, bir eğitici ve kılavuz görevi gördüğü 60 ülkede. Başarılı şef, ''Orkestra ile alçak gönüllülük meziyetini geliştirme hakkında birçok konuşma yapıyorum. Onları nereden geldiğimizi unutmamamız gerektiği konusunda uyarıyorum, onlara El Sistema''nın vizyonu ve Maestro Abreu''nun hedeflerini hatırlatıyorum. Ne kadar çok başarı elde edersek, ayaklarımızın o kadar yere basması gerekiyor. Çünkü biz çocuklara ve bizden sonra gelecek nesillere örnek olacağız. Artistik açıdan çok talepkarım çünkü bu orkestranın uluslararası klasik müzik arenasında daha da büyüyeceğini umuyorum'' diyor.

İSTANBUL RÜYA GİBİYDİ

İstanbul''da çalmanın bir rüyanın gerçekleşmesi gibi olduğunu söyleyen Vásquez, ''Bu kadar derin ve eski bir kültürün olduğu topraklarda olmak bizim için lütuf oldu. İstanbul bir müzisyen için büyük bir deneyim… Sadece güzelliği açısından değil, aynı zamanda müzik kültürünün zenginliği ve genişliği açısından da. İstanbul''daki yerel müziğin bir kısmı ile tanışmak bizim için büyük bir keyifti'' diyor.

HİLTİ''DEN DESTEK

Hilti Vakfı, 2008 yılından bu yana El Sistema orkestralarına enstrümanlar ve diğer alanlarda destek sağlıyor. Hilti Türkiye ve Orta Asya Genel Müdürü Mehmetçik Kalay ''El Sistema''nın misyonu Hilti Vakfı''nın sosyal sorumluluk anlayışı ile birebir örtüşüyor. Birlikte çalışmak bizim için çok anlamlı. Gençlerin müzikal performansları, müziğin toplumda oluşturduğu pozitif değişikliği kanıtlar nitelikte. Ve en önemlisi El Sistema sürdürülebilir bir proje'' diyor.

10 yıl önce