|

Don Kişot’la hayal kuracağız

Cervantes’in başyapıtından operaya uyarlanan ve prömiyeri 1910 yılında yapılan “Don Kişot” ilk kez Türk seyircisiyle buluştu. Eseri sahneye uyarlayan rejisör Recep Ayyılmaz, “Bugünden 5 asır geriye bakacağız. Eserin anlattığı her şey güncel... Realizm, romantizm, hayalperest bakış açıları hala günümüzde var olan duygular. İnsan hayal kurmaya hala devam ediyor” diyor.

Seray Şahinler Demir
04:00 - 22/01/2019 Salı
Güncelleme: 03:07 - 22/01/2019 Salı
Yeni Şafak
Rejisörlüğünü Recep Ayyılmaz’ın yaptığı eserin orkestra şefliğini Zdravko Lazarov ve İstanbul Cervantes Enstitüsü’nün katkılarıyla İspanya’dan davet edilen Helena Bayo dönüşümlü olarak üstleniyor. Dulcinée rolünde, Aylin Ateş, Özge Kalelioğlu, Deniz Likos, Don Kişot rolünde; Suat Arıkan, Burak Bilgili, Gökhan Ürben – Sancho rolünde N. Işık Belen, Umut Kosman dönüşümlü olarak rol alacak isimlerden. Don Kişot Operası 22-23-25-26-29 ve 30 Ocak tarihlerinde Kadıköy Süreyya Operası’nda izlenebilir.
Rejisörlüğünü Recep Ayyılmaz’ın yaptığı eserin orkestra şefliğini Zdravko Lazarov ve İstanbul Cervantes Enstitüsü’nün katkılarıyla İspanya’dan davet edilen Helena Bayo dönüşümlü olarak üstleniyor. Dulcinée rolünde, Aylin Ateş, Özge Kalelioğlu, Deniz Likos, Don Kişot rolünde; Suat Arıkan, Burak Bilgili, Gökhan Ürben – Sancho rolünde N. Işık Belen, Umut Kosman dönüşümlü olarak rol alacak isimlerden. Don Kişot Operası 22-23-25-26-29 ve 30 Ocak tarihlerinde Kadıköy Süreyya Operası’nda izlenebilir.

İspanyol yazar Miguel de Cervantes’in 1600’lerin başında yazdığı ve bugüne dek her dönem güncelliğini korumayı başaran romanı Don Kişot opera sahnesinde… Erdemin peşinden koşan, idealizm peşinde, hayalperest ve tutkulu bir şövalye Don Kişot ile sadık yaveri Sancho’nun serüveni bugüne dek çok sayıda filme, tiyatroya ve baleye konu oldu. Bu kez hiç tanık olmadığımız Don Kişot operasını izleyeceğiz. İstanbul Devlet Opera ve Balesi, prömiyeri 1910 yılında Monte Carlo’da yapılan ve bugüne dek Türkiye’de hiç sahnelenmemiş Don Kişot operasını izleyiciyle buluşturdu. Recep Ayyılmaz’ın rejisörlüğündeki eser Türkiye prömiyerini yaptı. İDOB’un bu seneki “idealizm” teması çerçevesinde sahnelenecek oyunu Ayyılmaz’dan dinledik…


Don Kişot Operası Türk seyirci için bir ilk... Nasıl bir reji izleyeceğiz?
  • Gönlümüzde Cervantes ve Muslin’in hikayesini birebir anlatmak yatıyordu. Ama imal edilmiş bir at, gerçeğine yaklaşmaya çalışan komik konseptlere imza atmamak için stilizasyonu seçtim. Bu at ve eşek hikayesini bisikletten yola çıkarak türetmeye çalıştım. Kostüm ve dekor anlayışı da öyle. Biraz Brecht tiyatrosu gibi. Don Kişot hikayesinin 2019’dan 5 asır geriye giderek nasıl göründüğünü ve bugün için olan “–izm’ler” ile harmanlayarak sahneledim. Oyunculuk adına da mümkün mertebe teatral sahneliyorum.

METNE SADIK KALDIM

Bugünden 5 asır öncesine bakmak nelere tanık edecek izleyiciyi? Don Kişot’un sözü bugüne ne söyler?

Realizm, romantizm, hayalperest, romanesk bakış açıları günümüzde var olan duygular. İnsanı ne kadar romantiklikten uzaklaştırabiliriz ki? Bunlar hiçbir zaman değişmeyen unsurlar. İnsan hayal kurmaya hala devam ediyor. Ne kadar çok insan yaşıyorsa bu sayıda da realist, romantik var. O anlamda anlattığı şey güncele çok yakın.

Don Kişot romanı farklı sahneleme biçimlerine çok açık bir metin. Opera uyarlamasında nasıl bir yol izlediniz? Nelere dikkat ettiniz?

Opera için bağlayıcı unsurlar var. Edebiyattan, tiyatrodan ayrı tutamayız. Bu üçgeni çok önemsiyorum. Dolayısıyla bunları kullanmayı tercih ediyorum. Birbirine çok hizmet ettirebilirsiniz. Don Kişot’un şöyle bir özelliği vardır; edebiyat dünyasında ilk büyük roman formatıdır. Çok kalın bir romandır, operada tabii bunu birebir göremiyoruz. Eser de öyle yazılmamış. Oyunun ilk sahnelediğin geceye dair çok araştırma yaptım. Bunu Türk seyircisiyle buluşturmak adına heyecanlandım ve kendimi sorumlu hissettim. Çok fazla “uçmadan”, tatlı bir bakış açısıyla stilize ederek yaptım.

Güncelleştirmeler var mı?
  • Yok. Metne sadık kalarak, hikayeyi anlatarak ve sahneleme yöntemlerinin tüm imkanlarından yararlanarak öyle bir konsept geliştirdim. Don Kişot modası geçmeyen bir dile sahip. Bu noktada biraz Hamlet’e benzetirim. 450 senedir her zaman Hamlet’in düşüncelerini kendi içimizde yaşarız ve hissederiz. Dünya edebiyatçıları bu eseri her dem moda olarak yorumlarlar. Realizme bakış açısı üzerine düşünmeye davet ediyoruz. Seyirci bakalım bizim açımızla nasıl bulacak…
#Cervantes
#Don Kişot
#Recep Ayyılmaz
#Opera
5 yıl önce