|

Dostlar alışverişte pardon internette görsün!

00:00 - 24/04/2012 Tuesday
Güncelleme: 20:42 - 24/04/2012 Tuesday
Yeni Şafak
Dostlar alışverişte pardon internette görsün!
Dostlar alışverişte pardon internette görsün!

Siz hâlâ çarşıya gidip mağaza mağaza dolaşanlardan mısınız? O kadar zahmet etmeyin. Sayısı günden güne artan özel alışveriş kulüpleri ihtiyacınız olan olmayan her türlü ürünü siz neredeyseniz oraya getiriyor.

Aksiyon Dergisi'nin haberine göre, günümüz insanları, 'internetten alışveriş yapanlar ve yapmayanlar' diye ikiye ayrılsa yeridir. Türkiye'nin yarısının sanal âlemde varlık gösterdiğini düşünürsek, ortalama 8 milyon kişinin internetten alışveriş yapması az gözükebilir. Ama 2010'dan 2011'e yüzde 700 büyüyen alışveriş kulübü Markafoni örneği rakamların yakın gelecekte ne hâl alacağını gösteriyor. Kazak, domates, bilgisayar, saat, tatil… Hatta ev bile alabilirsiniz internetten. Aslında her şey e-ticaret kavramının hayatımıza girmesiyle başladı. Ticaret deyince, öyle koca koca ürünlerden, büyük paralardan bahsetmiyoruz. Yemeksepeti.com'dan 20 liraya pizza sipariş etmek de, Sahibinden.com'dan araba almak da e-ticaret. Son yıllarda bu kavramı daha sık işitmemizin sebepleri var muhakkak. Bunlardan biri 'özel alışveriş kulüpleri'. 2008'de Markafoni, onu takiben Trendyol, Limango, Morhipo, Daybuyday, Yenimoda, Vipdükkan ve daha niceleri... Alışveriş merkezlerinde bile yan yana göremeyeceğimiz markaların mağazalarını aynı ekrana taşıyan bu sitelerin yaptığı dünya için yeni değil ama Türkiye için biraz öyle sayılır. Önceleri gittigidiyor'dan elektronik eşya alıp satan erkek tüketicilerin olduğu e-ticarette deyim yerindeyse kadınların borusu ötmeye başladı. İnternetten alışverişe yüzde 60-70 ile kadınlar hâkim. Sadece tüketici kimliğiyle değil, girişimci, ticaret erbabı olarak da...


Dünyada 2001'de faaliyet gösteren ilk özel alışveriş kulübü Fransız vente-privee adlı site. Türkiye'de ise günlük sayfa görüntülenme, satın alma, üyelik gibi sayısal verilerle Markafoni öncü. Grubun Yönetim Kurulu Başkanı ve Ceo'su Sina Afra, ilk kampanyada 4 gözlük, şimdi ise ayda 500 kampanya gerçekleştirip 600 bin ürün sattıklarını anlatıyor. Şirket hisselerinin yüzde 70'inin geçen yıl, 129 ülkede faaliyet gösteren, 23 milyar dolarlık multimedya şirketi Naspers'a bağlı MIH-Allegro'ya satıldığını hatırlatalım. Markafoni'nin en büyük rakibi şimdilerde şarkıcı Hadiseli reklam kampanyasıyla dikkat çeken Trendyol. O da yerli ve yabancı yatırımcılardan destek alarak büyüyor. Tiger Global bu isimlerin başında. Facebook ve Google'ın yatırımcılarından Kleiner Perkins, Türkiye'deki ilk yatırımını Trendyol'a yaptı. Onu diğerlerinde ayıran; kendilerini 'moda sitesi' şeklinde tanımlaması. Bunu da moda blogu ve sosyal medya kanallarını kullanarak sağlıyorlar. Kendi kurdukları 'Milla' markası bu çabalardan biri.


Pazarın diğer güçlü ismi Limango. Alman Otto grubunun Türkiye'deki fırsatları 2009'da değerlendirmesiyle tanıdık onu. Şirketin Türkiye Ceo'su Gülfem Toygar'a online alışveriş eğiliminin artış sebeplerini soruyoruz. İstanbul, Ankara ve İzmir'in en fazla satış yapılan şehirler olduğu düşünülürse; büyük şehirde yaşayıp alışveriş için zaman kaybetmek istemeyenler, özel alışveriş kulüplerinin müdavimleri arasında. Bunun yanında, çoğunlukla indirimli 'outlet' yani ihraç fazlası ve eski sezon ürünlerine fiziksel efor sarf etmeden ulaşmak tüketicinin özel alışveriş kulüplerini tercih etmelerini sağlıyor. Toygar, en fazla talebin büyükşehirlerden geldiğini söylese de Anadolu'nun ilgisini ihmal etmiyor. Taşralı tüketici, normal şartlarda mağazasını ziyaret edemeyeceği markalardan internet üzerinden alışveriş yapabiliyor. Bu sayede ürün fiyatlarını karşılaştırabiliyor.


Aslında özel alışveriş kulüplerine tüketici gözüyle baktığımızda birinin diğerinden belirgin farkları yok. Bir marka bugün Morhipo'daysa yarın Vipdükkan'da. Tüketici açısından en büyük değişkenlik 'tüketici memnuniyeti' noktasında başlıyor. Örneğin kiminin iade süresi 30, kimininki 7 gün. Bazı müşteri hizmetleri sorun çözmede daha hızlı, bazısı daha yavaş. Siparişten 15 gün sonra ürünü ulaştıran da var, 3 gün sonra da. Gelen ürünler defolu çıkabiliyor ya da kumaş kalitesi, beden ölçüleri istediğiniz gibi olmayabiliyor. Artık bu farklılıkları ayırt etmek tüketicinin araştırma becerisine, gözü pekliğine bağlı. İnsanların neden özel alışveriş kulüplerini tercih ettiği anlaşılabilir, ya mesafeli duranlar?


Meseleyi anlamak için bir iş yerinde ufak bir anket yaptık. 20 kişiyle konuştuk, 8'i dışında herkes internetten ürün aldığını söyledi. Bu 8 kişi kendi içinde ikiye ayrılıyor. Birinci grup ürün alacak kadar internete güvenmediğini söylerken ikincisi sanal dünyayla çok haşır neşir değil. Bunların yaş ortalamasının 45 olduğunu hatırlatalım. Zaten Sina Afra'nın da ifade ettiği gibi özel alışveriş kulübü üyeleri, alışveriş alışkanlıklarına sahip, eğitimli, kredi kartı kullanan ve interneti hayatın parçası gören kişiler. Boş vakitlerini mağazaları dolaşarak harcamak istemeyen eğitimli profesyoneller, internet çağında büyüyen öğrenciler hedef kitlede. Bu sanal kulüplerin tüketici profilleri benzer özellikler gösteriyor. Yüzde 60-70 arası kadın, gerisi erkek üyeler. Yüzde 65'i 25-35 yaş arasında. Üç büyük il satışlarda ilk sırada. En fazla tekstil ürünleri alınıyor. Ayakkabı, çocuk ürünleri, çanta, saat, gözlük, kozmetik şeklinde sıralanıyor.


Özel alışveriş kulüpleri, tüketiciyi kral ilan ediyormuş gözükebilir. Ama konu tüketim alışkanlıklarını nasıl etkilediğine gelince o kadar masum gözükmüyor. Bir mağaza düşünün 7/24 indirim, içinde ne var ne yok her an görebiliyorsunuz. Üstelik beğendiğiniz ürünler ayağınıza geliyor. O zaman kim tutar sizi? Tutsa tutsa kredi kartı limitiniz… Bankalar, mağazalar, e-ticaret siteleri bundan memnun olabilir ama ay sonunda, 'Keşke alışveriş yapmak bu kadar kolay olmasaydı' diye yakınabilirsiniz. Türkiye'de 46 milyon kredi kartı sahibi olduğunu vurgulayalım. Ay sonunda pişman olmamak için herkesin kendine göre kontrol yöntemleri geliştirmesi şart. Müşterilerine gelirinden fazla kredi kartı limiti veren bankaların insafa gelmesi de bir başka çözüm olabilir.


Peki ya e-ticaret, özel alışveriş kulübü, fırsat sitesi gibi alanlarda yatırım yapmak isteyen girişimciler için ne vadediyor? İpekyol Yönetim Kurulu Başkanı Yalçın Ayaydın'ın sözlerine kulak velim: 'İki yıl önce Trendyol'a ortak olmadan ve ürün vermeden önce iki gece düşünmüştüm. İki yıl sonunda çok büyük rakamlara ulaştı. 50 bin dolara aldığımız yüzde 15'lik payımızı parça parça 12 milyon dolara sattık. 120 mağazanın toplamının bir günlük cirosuyla Trendyol'un bir günlük cirosu aynı.' İpekyol şimdilerde e-ticarette yoluna '1 varmış 1 yokmuş' sitesiyle devam ediyor. Sina Afra'ya göre e-ticaret, markaları daha geniş kitlelerle buluşturuyor ve perakendenin canlanmasında önemli rol oynuyor.


Fransa'da yapılan TNS Sofres araştırması özel alışveriş kulüplerindeki kampanyaların markaların mağaza satışlarını artırdığını ortaya koydu. E-ticaret sektörü dinamik bir sektör ve pek çok fırsat barındırıyor. Bundan dolayı, özellikle genç girişimciler, fırsatlarla dolu bu sektöre girmeyi tercih ediyor. E-ticaret sektörünün olumsuz yanı ise pazarda irili ufaklı çok fazla oyuncu olması ve gerçekten iyi olanların tüketicinin gözünde de farklılaşabilmesi. Gülfem Toygar da cesur girişimcileri e-ticaret yapmaya çağırıyor. Ama nasıl bir sistem kurarsanız kurun müşteri hizmetleri, satış sonrası servis, kaliteli ürün ve lojistikle fark atmak zorundasınız.


2012'de Türkiye'de e-ticaret kullanıcı sayısının 20-22 milyona çıkacağı tahmin ediliyor. Yüzde 68'lik bu büyüme hızı, Çin'le beraber Hindistan'ın (yüzde 118), ardından dünyanın 'en çabuk büyüyen ikinci e-ticaret pazarı' olacak. Markafoni, kurucu ortağı Tolga Tatari bazı rakamlardan bahsediyor. 'IWS'nin verilerine göre şu an Türkiye'de 35 milyon internet kullanıcısı var. Bu rakam Türkiye'yi Avrupa'daki en büyük 5. ve dünyadaki en büyük 13. internet toplumu yapıyor. Türk internet kullanıcısı aylık internette geçirdiği ortalama 29,4 saatle Avrupa ülkeleri içinde 3. sırada. Türk e-ticareti sektörünün canlanmasında Türk kullanıcısının sosyal medyaya olan ilgisini de unutmamak lazım.'


Dünyanın yavaş yavaş doyuma ulaştığı, Türkiye'de yükselişini yaşayan özel alışveriş kulüplerinin geleceği ne olacak? Çünkü ticaret bu, illa ki yeniliklerle çıkacak tüketici karşısına. Uzmanlara göre, 2013'te e-ticaret sektöründe tek bir ürüne odaklanan dikey siteler yükselişte olacak. 'Mass customization' diye adlandırılan kişiye özel üretim siteleri, sosyal medya ve sosyal ticaretle ilgili kurgular ön planda olacak. Perakendenin online alışverişe doğru kaydığını fark etmek için o çok sevdiğimiz markaların adını arama motoruna yazın. Çıkan sonuçta, resmî web sitelerinden satış yaptıklarını görünce şaşırmayın. Her şey gibi artık alışveriş de sosyal medyada. Limango ve Trendyol Facebook'tan açtıkları sayfalarla satışlarını sürdürüyor.


'Sana evlenme teklifi aldım'


Özel alışveriş kulüplerinde yalnızca ürün alabilirsiniz ama Markapon, Grupanya, Gruponi, Şehirfırsatı gibi siteler bir yandan da hizmet satışı yapıyor. Türkiye'de 100'e yakın fırsat sitesi var. Bazı siteler sadece ürün, bazıları ise sadece hizmet (yeme-içme, güzellik, masaj, eğitim, aktivite...) fırsatları sunuyor. Ürün satan ilk gruba (daha çok tekstil ürünü satan Markafoni, Limango gibi) Özel Alışveriş Siteleri; ağırlıklı olarak hizmet ve tatil fırsatları sunan (Şehir Fırsatı, Grupanya, Markapon gibi) sitelere ise Grup Alışveriş Siteleri adı verilmiş. İlk gruba artık herkes kolayca ve anında üye olup alışveriş yapabildiği için 'davetle kabul' özelliği ortadan kalktı. Grup alışveriş denilen modelde de, ilk zamanlarda teklifin geçerli olması için 'x sayıda kişinin satın alması' zorunluluğu artık uygulanmıyor. 'Fırsat sitesi' tanımı ise, pek çok sitenin adında fırsat kelimesi geçmesi sebebiyle (Şehir Fırsatı, Semt Fırsatı, Fırsatları Takip Et, Fırsat Bugün vs.) daha çok 'grup satın alma' diye tanımlanan grup için kullanılıyor. Onlardan biri Markapon. Site içinde aynı anda pek çok kategoride ürün, tatil ve şehir indirimi fırsatları bulunuyor. Rakiplerinden ayrılan yanı, bir site içinde 3 ayrı fırsat sitesi taşıyor. Kendilerini 'indirimli ürün ve hizmetler sunan e-ticaret sitesi' olarak tanımlıyorlar. Şirketin Genel Müdürü Murat Demirhan'a göre, fırsat sitelerinde indirim oranları yüzde 30-90 arasında değişiyor. Örneğin, Markapon'da yayımlanan Ukra İnşaat gayrimenkul firmasının 'ev ve işyeri' fırsatında bazı kullanıcılar tek bir alışverişte 33.500 TL tasarruf yaptı. Demirhan, zamanla ürün satışı hizmet satışının önüne geçmesiyle, Markapon'un da şekil değiştirdiğine değiniyor. Son durumda yüzde 30 hizmet geri kalanında ürün satışı yapıyorlar. En çok tercih edilen ürünler ise elektronik-beyaz eşya, kişisel bakım-temizlik ve ev-dekorasyon ürünleri. Markapon'da açıldığı 2009 yılından bu yana en çok beğenilen teklifler arasında Yunan Adaları'na cruise turu, yatak, daire indirim çeki, Suada'da balık menüsü, led tv. Geçen hafta sunulan 'Boğaz Köprüsü'nde evlenme teklifi' ilgi çeken fırsatlar arasında.


Markapon kendini, kalitesi ve müşteri hizmetleri güvence altına alınmış her türlü ürün ve hizmetin sunulduğu, sayısız seçeneğin aynı anda tüketicilere ulaştırıldığı bir 'fırsatlar çarşısı' olarak konumlandırıyor. Demirhan'ın önümüzdeki seneler için bazı öngörüleri var: '2012'de 'fırsat hizmet/ürün pazarlama' sektörü daha da büyüyecek. Ancak sektör, kalite ve müşteri güvenine odaklanan daha az sayıda oyuncuyla yola devam edecek. Site sayısı önemli oranda azalacak, satın alma ve birleşmeler olacak. Taşların yerine oturmasıyla birlikte, tüketici memnuniyeti ve güven unsurlarını ön plana çıkaran markalar daha güçlenecek.' Markapon'un sunduğu hizmetler arasında kullanıcıların alışveriş tavsiyelerinden para kazandığı gelir paylaşımı (Yay-Kazan) modeli ve Milliyet.com.tr ile ortak yürütecekleri yeni ürün fırsat platformu 'Milliyet Fırsat'la rakiplerinden ayrılmaya çalışıyor.


Fırsat sitelerinin tüketiciler açısında bazı tehlikeler taşıdığını hatırlatmakta fayda var. Demirhan'ın da dediği gibi, iş modeli olarak, fırsat sektörü tüm dünyayı saran çok başarılı bir model. Ancak bu işi kurallarına uygun yapmaz ve tüketici memnuniyetini göz ardı ederseniz, elbette insanların ilgisi ve güveni azalacaktır. Forumlara girip küçük bir araştırma yaptık. Fırsat sitelerinin bazı mağduriyetlere sebep olduğunu gördük. Hizmet alan kişi konaklama ve yeme-içme indirimlerinden yararlanırken, kötü muameleye maruz kalıyor. İşletme, daha az para ödeyen müşterisini önemsemiyor, onunla ilgilenmiyor sonunda yine zararlı çıkacağının farkında olmadan. Demirhan, benzer problemler yaşadıklarını anlatıyor. Şimdilerde kaliteyi garanti altına almak için bir sistemleri var. Çok iyi bir ön araştırma ve eleme yaparak, gizli müşteri yöntemini kullanarak, tüketicilerden geri bildirim alarak, sözleşmede kullanıcıyı koruyan maddeler koyarak ön alıyorlar.




Ekonomist-gazeteci Şeref Oğuz'dan beş soruda 'özel alışveriş kulüpleri'


Tüketici açısından özel alışveriş kulüplerinin riskleri nedir?


Her fırsat, bir tehdidi de tanımlar. Özel alışveriş siteleri; ürünü, mağazadan bağımsız hâle getiren, ürün odaklı yaklaşımı mümkün kılan bir fırsat. İstanbul'da yaşamadan da İstanbullunun seçeneklerini, kendi kasabanıza, köyünüze taşıyabiliyorsunuz. Burada risk; beklentilerin karşılanamaması, kredi kartınız ve siteye emanet ettiğiniz şahsi bilgilerinize özen gösterilmemesi, sitede size vadedilen ile elinize ulaşan ürün arasında fark olması.


Online alışveriş yaparken nelere dikkat etmeliyiz?


İşlem güvenliği, en önemli faktördür. Seçenek fazlalığından ziyade, ürünün satın alınmasından sonraki süreç daha önemlidir. Mesela, iade sürecinde maliyeti kim üstleniyor? Lojistik firma, vadettiği zamanda (standart zamana sadakat) teslim ediyor mu? Ayrıca her yeni siteye kredi kartı bilgilerini emanet etmek yerine, limiti düşük kredi kartı ile çalışmak daha az risk taşır.


Türkiye pazarında boy gösteren özel alışveriş kulüplerini nasıl görüyorsunuz? Çalışan, kariyer sahibi bayanlara sağladığı kolaylıklar ve kazandırdığı zaman yüzünden hızla kabul gördüler. Sorun, bu hızlı büyümenin beraberinde yıkıcı rekabeti de oluşturacağıdır. Mantar gibi çoğalan bu siteler yakın gelecekte ya konsolide olacak (şirketlerin tek bir şirket altında birleşmesi) ya da çürükler ayıklanacak.


Yatırımcı ve girişimcilere 'e-ticaret yapın' tavsiyesinde bulunur musunuz?


Evet ama 'me too' tarzı, yani 'ben de isterem' türü taklide yönelmesinler. Yemek alanından en iyisini taklit edip birebir kopyalamak yerine, iş modelinden sunduğu hizmete dek her alanda farklılaştırılmış e-ticaret yaklaşımlarını benimsemek şartıyla…


Türkiye ve dünyada özel alışveriş kulüplerinin geleceğine dair öngörüleriniz neler?


Önce, öncülerin kullandığı 'Başlangıç' dönemi yaşanır. Türkiye şu anda bu düzeyde. Ardından, 'Aşırı beklentiler zirvesi' gelir ve patlama yaşanır. Bir sonraki adım ise 'hayal kırıklığı çukuru' dönemidir. Bu dönemde çözülme, sistemden çıkma ve birleşmeler başlar. Nihayet bu kulüpler, 'gerçeğe dönme yokuşu'nun ardından kendi 'verimli plato' düzlemine oturur.


Bu sitede her kadın başörtülü!


Özel alışveriş kulüplerinin benzer hizmetler sunduğundan bahsetmiştik. Ama içlerinden biri farkıyla öne çıkıyor. Yenimoda'da kıyafetleri giyip poz veren mankenlerin hepsi başörtülü, tesettüre uygun kombinasyonlarla ürünleri tanıtıyor. Sitenin kurucuları gittigidiyor fikrinin mucitleri Serkan Borançılı ve Burak Divanlıoğlu. Ama fikir şirketin genel müdürü Zeynep Güzelsoy'a ait. İdefix, Doğan Online gibi e-ticaretin Türkiye'deki ilkleriyle çalışan genç girişimcinin kendisi de başörtülü. Bu sebeple tesettürlü kadınlar bir alışveriş kulübünden ne bekler, iyi biliyor. Güzelsoy, arkadaşı Mustafa Damalı'yla birlikte evini ve arabasını satıp pazara atılacakken şimdiki yatırımcılarıyla tanışır. Bu sayede hem evinden olmaz hem de kuruluşunun altıncı ayında 'başa baş' gelen şirketin yönetici koltuğuna oturur.


Yenimoda yayına başlayalı bir yıl geçmese de büyüme hızıyla sahiplerine ne kadar isabetli bir işe girdiklerini kanıtlıyor. Siteye göz attığınızda; adı sanı duyulmamış, ihracat odaklı çalışan, kaliteli ama çok da modaya hitap etmeyen ürünler dikkatinizi çekecektir. Bunun yanında büyük tesettür markaları ve son yıllarda sayısı çoğalan tasarım butikleri birkaç gün süreyle Yenimoda'da tüketiciyle buluşuyor. Sitede en fazla alınan 'kap' diye tabir edilen kısa pardösüler, eşarp ve şallar. Üyeleri arasında öğretmen, öğrenci ve çalışmayan kadınlar ağırlıkta. Güzelsoy, özellikle akşam mesai saatlerinin ardından satışta hareketlilik yaşandığını ifade ediyor. Bunu da gündüz beğendiği ürünü akşam işten eve gelen kocasının kredi kartını kullanan kadınlara bağlıyor.


Zeynep Güzelsoy, tesettür çalışmayan büyük markalardan tekstil ürünü almakta zorlandığını itiraf diyor. Çünkü bu markaların her ürünü tesettüre uygun değil. Bu tür markalar da belli bir kesimin tuttuğu şirket olmak istemiyor. Yenimoda'nın şu an 24 çalışanı var. Bunların 22'si kadın. Güzelsoy, iş yerinde kadınlara pozitif ayrımcılık yaptığını göğsünü gere gere söylüyor.



12 years ago