Bu yıl 13. kez düzenlenen çağdaş sanat fuarı Contemporary İstanbul büyük bir ziyaretçi akınıyla başladı. Yarın akşama kadar Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı’nda devam edecek fuarda hem yurt içinden hem de yurt dışından çok fazla galeri ve sanatçı katılıyor. 54’ü yurt dışından olmak üzere 83 galeri, 400’ü yabancı 650 sanatçının yaklaşık 2 bin eseri fuarda sergileniyor. Yerli katılımcıların yanı sıra Fransa, İngiltere, Paris, İran başta olmak üzere dünyanın dört bir yanından gelen galeriler ziyaretçilerin ilgisiyle karşılanıyor.
22 BİN PARÇALIK ÖLÜMSÜZLÜK ODASI
Fuarın girişinde ilk dikkatimizi çeken ise dünyaca ünlü sanatçı Ahmet Güneştekin’in Ölümsüzlük Odası isimli eseri oluyor. Marlborough Gallery standında sorularımızı yanıtlayan Güneştekin, “Ölümsüzlük Odası, bizim coğrafyamızın hikayelerini anlatıyor. O hikayeleri bugünkü moderniteye taşıdığı ve Göbeklitepe’yi de temsil ettiği için önemli” diyor. Eseri bundan dört yıl önce bir fikir olarak kurduğunu söyleyen Güneştekin, Ölümsüzlük Odası hakkında şu bilgileri veriyor: “2004’te de Göbeklitepe kazılarına gittiğimde oradaki ‘t’ taşlarındaki hayvan figürleri bana Nuh tufanını çağrıştırdı. Aynı zamanda bir gemi içi formu da olabileceğini düşündüm. Böylece birçok farklı hikayeyi aynı eserde bir araya getirdim. Böylelikle Ölümsüzlük Odası’nı oluşturdum. İçinde kuru kafa ve boynuz 22 bin parça yer alıyor. Toplam ağırlığı 35 ton. Boynuzlar bütün hayvan alemini tasvir ediyor, kuru kafalar da insanlık tarihini yeni dünyanın tufandan sonra yeniden inşaasını tarif ediyor.”
Yaşamdan ilham aldık
Fuarın ilgi çekici işlerinden bazılarında da sanatçı İhsan Oturmak’ın imzasını görüyoruz. Balıkesir’de yaşayan ressam, işlerini şöyle anlatıyor: “Aslında mesaj taşıyan eserlerden ziyade ben yaşadığı toplumdan etkilenen bir insanım ve geçirdiğim süreç, bir arada olduğum insanlar benim yaşamıma inanılmaz katkı sağlıyor ve ister istemez günlük yaşama dair bir görüntü sergilediğiniz zaman kendi kendine eleştirel bir hale dönüşüyor.”
Yerelden evrensele
Liquid Art System standında galerinin direktörü Franco Senesi ile sohbet ediyoruz. Galeri olarak yedi yıldır fuara İtalya’dan geldiklerini söyleyen Senesi, “Hem lokal hem de global sanatı destekliyoruz. Bu fuarda yer almayı önemli buluyoruz. Çünkü buradaki sanatçılar ve koleksiyonerlerle tanışma fırsatımız oluyor. Güzel bir fuar. Contemporary İstanbul’u seviyoruz” diyor. Galeri onuncu yıllarını kutlayan Zilberman Gallery’nin direktörü Seyhan Musaoğlu ise “Piyasaların durumundan umutsuzluğa kapıldık ama böyle bir ilgi olması, insanların gelmesi umut verici hem de moral veriyor. Bizim devam etmemiz için de destek oluyor” diyor.
