3 Ağustos günü Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan’ın yeni bakanlarını yanına alarak 100 Günlük İcraat Programı’nı açıklamasıyla birlikte dolar kuru üzerinden dış kaynaklı spekülatif bir ekonomik savaş saldırısı başladı. 11 Ağustos’ta ABD Başkanı Trump’ın, ikinci yaptırım olarak Türkiye’den çelik ve alüminyum ithalatına gümrük vergisini arttırma kararını açıklamasıyla 13 Ağustos Pazartesi günü dolar en yüksek nokta olarak 7.21 TL’yi gördü ve günü 6.90 TL ile tamamladı. 20 Eylül günü açıklanan Orta Vadeli Yeni Ekonomi Programı ile piyasalar kontrol altına alınmaya başlandı. 22 Eylül günü 6.27 TL olan dolar kuru, Rahip Bronson’ın 12 Ekim günü tahliye edilerek ABD ile ilişkilerin normalleşmesiyle 20 Ekim günü 5.62’ye geriledi. 1 Kasım günü 5.50 TL olan dolar kuru sürekli gerileyerek 30 Kasım günü 5.15 TL oldu. Böylece 1 Ağustos günü 4.90 TL olan dolar kuru dört ayda sadece 0.25 TL yükselmiş, enflasyon düşmüş, adeta hiçbir şey olmamış gibi dolar kuru ekonomik saldırı öncesi Temmuz ayına dönmüştür.
MANİPÜLATÖRLER VE STOKÇULAR HAREKETE GEÇTİ
Kur bahanesiyle üretici ve satıcıların büyük çoğunluğunun zam üstüne zam yapmasıyla çok kötü, sinsi, kasıtlı ve can sıkıcı bir şekilde, hem içeriden hem dışarıdan ülkemize saldırılmıştır. Ağustos, Eylül, Ekim aylarında üst üste elektrik ve doğalgaza yapılan zamlarla birlikte tüm ilk ve mamul maddelerin maliyetlerine sürekli zamlar yapılmıştır. Ağustos’ta yapılan elektrik zammı faturası daha Eylül’de işletmelere gelmeden elektriğe zam yapıldı diye hemen marketlerdeki, bakkallardaki, depolardaki, dükkanlardaki, vitrinlerdeki, AVM’lerdeki ürünlerin fiyat etiketleri zamlanmıştır. İçimizdeki kalleşler milletimizin ekmeğine, ekonomimize göz dikmiştir. Piyasalar haksız kazanç kazanma peşindeki simsarlarla dolmuştur. Manipülatörler, fırsatçılar ve stokçularla yapılan saldırılar, ekonomik sınırları aşmış, topyekun ülkemiz cezalandırılmıştır. ABD gösterilerek adeta kuşa bak misali önündeki yemeğin alınması gibi yapılan zamlarla tüketici seçmenlerin cebindeki paralar haksız yere alınmıştır. Dört ayda gerçekte 25 kuruş yükselen dolar kuru yüzünden, zam hırsızlığıyla ceplerimiz boşaltılmıştır.
Evlerinde ve işyerlerinde sabah akşam zamları konuşan, alışverişe gittiğinde bakkallarda ve marketlerde zamlı/bindirimli/indirimli fiyat etiketlerinin peşinde panikle koşmaya çalışan, tüketim/alım/ödeme güçleri azalan tüketici seçmenler, hem iktidardaki yöneticilere hem de üretici ve satıcılara çok kızmıştır. İş dünyası, iş ahlakında sınıfta kalmış, ülkemizde iş ahlakı çökmüştür. Üretici ve satıcıların büyük çoğunluğunun etik değerlere sahip olmadığı, Peygamberimiz Hz. Muhammed’in; “Dürüst ve güvenilir tacir, peygamberler, sıddıklar, salihler ve şehitlerle beraberdir” düsturundan çok uzak olduğu ortaya çıkmıştır. İş dünyası için kanun, ahlak, din, iman, vicdan, güven, toplum, vatan, millet, kardeş, kutsal insan, helal kazanç, marka bilinci gibi değerlerin olmadığı görülmüştür. Ülkemizde şimdiye kadar ciddi bir tüketici eğitimi yapılmadığı, tüketici seçmenler yasal haklarını bilmediği ve tüketici bilinci olmadığı için, kalleş niyetli üretici ve satıcılar meydanı boş bulmaktadır.
BÜYÜK SİYASİ TECRÜBE
Ülkemizde mağdur ve mazlum gariban tüketicilerin korunmasıyla siyasi hayatının kader birliği yaptığını bildiğim Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ın, 16 yılın üzerinde ülkemizdeki siyasi ve ekonomik istikrarı sağlayan tecrübesiyle, zamların ve fiyat artışlarının tüketicilerimizi olumsuz etkilemeyecek politikaları geliştireceğine, Orta Vadeli Yeni Ekonomi Programı ile başlayan ve 3 yıl sürecek ekonomik kurtuluş savaşımızı kazanacağımıza mutlak inanıyoruz.
Tayyip Erdoğan dönemi, diğer liderlerin dönemlerine göre, tüketici seçmenler için en faydalı dönem olduğu için, şimdiye kadar yapılan seçimlerde tüketicilerimiz sürekli Erdoğan’a oy vermiştir. Tüm seçimlerde Tayyip Erdoğan başarısının gizli kahramanı memnun tüketicilerdir. 26 yıldır çok yakından izlediğim Tayyip Erdoğan, tüketicilerin zarar görmesine kesinlikle izin veremez.
İlk günden itibaren dik durarak, acil ve isabetli önlemleri alarak, ekonomik dış ve iç ihanet saldırılarını sabırla etkisizleştiren, en yüksek şok Eylül enflasyonunu Kasım’da şok düşüşle indiren, Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ın tecrübesini ve Maliye ve Hazine Bakanımız Dr. Berat Albayrak’ı tebrik ediyoruz. Ekonomik yapımızdaki kırılganlığın ortadan kaldırılarak, böyle bir saldırı için sürekli teyakkuz halinde olmalarını talep ediyoruz.
Güçsüz ve zayıf tüketicilerimizi, güçlü üretici ve satıcılara karşı Yeni Tüketici Kanunu ile güçlendiren, Avrupa’daki tüketici haklarını ülkemizde kurumlaştıran, ilk tüketici (kutsal insan) odaklı liderimiz ilan ettiğimiz Recep Tayyip Erdoğan oldukça, iç ve dış düşmanların tüketicilere zarar veremeyeceğine inanıyoruz.
