|

Eski Matrix yok

20. yüzyılı uğurlamaya hazırlandığımız günlerde sinema tarihinin en çok ses getiren ve tekniğinin yanında felsefesi ile de tartışılan bir eser ortaya çıkmıştı: The Matrix... Matrix evrenine 2003’te iki kere daha dahil olduk. Ve 18 yıl sonra yeniden Matrix’teyiz. Fakat en baştan söyleyelim Matrix’in 21 yıl önceki etkisinin yanından geçmeyecek bir manzara söz konusu.

Abdulhamit Güler
00:00 - 25/12/2021 Cumartesi
Güncelleme: 22:49 - 24/12/2021 Cuma
Yeni Şafak
The Matrix Resurrections
The Matrix Resurrections

Yüzyıl’ı uğurlamaya hazırladığımız günlerde sinema perdesine bir film çıkmış ve milenyum başta olmak üzere bütün tasavvurları sarmıştı. Esasen bilim alanının beklenti ve öngörülerini zaten barındıran bu filmdeki kurgu kısmının hayal etkisi ön plana çıkınca sinema tarihinin en çok ses getiren ve tekniğinin yanında felsefesi ile de tartışılan bir eser ortaya çıkmıştı; The Matrix...

Matrix evrenine 2003’te iki kere daha dahil olmuştuk. Ve 18 yıl sonra yeniden Matrix’teyiz. Film vizyona girdi. Milyonlar nasıl bir film olacağını merak ediyor ve kuvvetle muhtemel gişede de karşılığını görecek. Fekat en baştan söyleyelim ki Matrix’in 21 yıl önceki etkisinin yanından geçmeyecek bir manzara söz konusu.

NEYİN DİRİLİŞİ!

The Matrix Resurrections’ın (Dirilişler) nasıl bir beklenti ile geldiğini ve neyin üzerine anlam ve duygu bina edileceğini anlayabilmemiz için 1999’a dönmemiz gerekiyor. Aradan 21 yıl geçmiş olmasının çok ötesinde bir kırılmalar dönemi söz konusu. Düşünsenize... Henüz Facebook bile hayatımızda yok. Hatta google daha yeni yeni yol alıyor. E-posta dediğimiz şey müthiş bir yenilik. Ve o ortamda biri gelip size sanal gerçeklikten, paralel evrenlerden ya da simülasyon hayattan bahsediyor. Elbette herkesin dikkatini çekti. Üzerine bir de hiç denenmemiş tekniklerle daha önce tecrübe tekniklerin üstün örnekleri eklenince Matrix’e gerçekten efsane dememiz gerekecek bir manzara oluştu.


Sinema dünyası ve izleyici nazarında Matrix’in bambaşka yeri olmasını not ettikten sonra, Matrix Evreni ve felsefesi denen şeyin postmodern bir din tasarımı olduğunu da hatırlatmak gerekiyor. Teknolojinin yönlendirdiği insanoğlunun yeni bir dine ihtiyacı olduğunu ve esasında gerçek olarak düşündüğümüz hayatın simülasyondan ibaret kaldığını, dolayısıyla din, inanç ve tanrı denen olguların da yeniden yorumlanması gerekliliği iddia edilir. Hemen her bilim-kurgu filminde ele alınan bu mesele ses getiren, yenilikçi tarzıyla daha çok kişiye ulaşır ve etkili olur.

MATRIX DİNİ YA DA BİLGİSAYAR TANRILAR

Matrix, Yaratıcı’nın varlığına inanmayanların kabusu ya da sürekli varlığı sorgulayarak yeni teori üretme zorunluluğudur. Bir bilgisayar simülasyonunda yaşadığımız var sayılıyor. Geleceğimizi şekillendiren postmodern ikonlarımızdan olan Elon Mask, “Bir gün bilgisayar kapanırsa ne olacak” sorusunu dillendiriyor ve insanlık dehşete düşürüyor. Yaratıcı’ya inanmayan için simülasyon olabilecek şey zaten inanan için alemdir, eşyadır, kaderdir, yaratımdır. Dolayısıyla Matrix’te yaşanan şey yeni bir mekan ve ontolojik değerlendirmenin arkasında din yorumudur. Tanrı’nın kim olduğu, bizi hangi tanrıların kontrol ettiği gibi sümenaltı edilemeyen sorular kendini gösteriyor. Esasında Antik dönem tanrılar listesine benzer bir sonuçlandırmaya doğru gidiyoruz. Buradaki fark, tanrılara biçilen mekan... Yani antik dönemde tanrılar bulutların üzerinde, göklerde, insanoğlunun ulaşamayacağı yerdeydi. Kendi yaşam alanları vardı ve orada sorun yaşadıkça insanoğlunun hayatına etki ediyorlardı. Yeryüzüne inip yarı insan şeklinde yaşayanların lanetlenmiş olması da insana biçilen kötücül bakıştı. Şimdi ise tanrıların da tanrılarının olma ihtimali üzerinde duruluyor.

Tanrılar simülasyonunu yöneten uzaylıların simülasyonunu yöneten yapay tanrılar mı var acaba? Ve bu tanrıları kim yaptı?


TRANS YÖNETMENLER VE MATRIX’TEKİ TRANS VURGU

Matrix serisinin geldiği noktada bize bunu düşündüren, serinin yeni filminin yeni bir şey söyleyememesi oldu. Filmin ‘yaratıcıları’ olan Wachowski Kardeşler’in özel hayatlarına baktığımızda da durum fena halde karışık. Mesela Larry (Laurence) ismini değiştirdi ve Lana oldu. Yani 2010’da cinsiyet değiştidi ve trans oldu. Diğer kardeş Andy (Andrew) 2016’da cinsiyet değiştirdi ve trans yaşamaya karar verdi. Yeni adı da Lilly... Lilly yeni hayatına adapte olabilmek için film işlerinden elini eteğini çekti ve olay Lana’ya kaldı. Wachowski bakışı dediğimiz şey de kendi içinde yaşadığı ontolojik krizi filme yansıttı ve Tha Matrix Resurrections’ta kafası fena halde karışık ve eski ruhsal debelenmesinin ötesine geçemeyen bir felsefe ortaya çıktı.

1999 döneminin insanına yeni şeyler söyleyen film, 2021 insanının zaten içinde yaşadığı, somut olarak tecrübe ettiği, salgın sürecinde distopyanın distopyasını yaşadığı ruh manzarasının içine ekşi baharat olarak düşebildi. Yıllardır oyun dünyasının içinde yaşayan, simülasyonu 5 yaşında tanıyan, ailesini paralel evren olarak gören, maus ile bilgisayar ekranını antiK yunan tanrılarının bulutlarüstü mekanı gibi kullanan genç, Lana’nın yeni filminde sadece ve sadece aksiyon ile eğlenceli 128 dakika geçirebilecek. O kadar ki, Matrix’in sanal alem felsefesi, gencin oyun dünyasının başarısız imitasyonu gibi gelecek.


Bu tez üstü örtülü bir mesele değil. Lilly, bundan birkaç yıl önceki bir röportajında, Wachowski Kardeşler’in yaşadığı dönüşümün filmde de olduğunu, yeni Matrix’in üstü kapalı bir trans hikayesine dönüştüğünü söylemişti. Bununla da yetinmeyip “Matrix işleri tamamen dönüşüm arzusu ile ilgiliydi” diye de eklemişti.

MATRIX’TE TÜRKİYE, TÜRKİYE’DE MATRIX

Matrix’te Zion’da yaşanan tecrübe, bugünün dünyasının geri kalmış alanını temsil ediyor. Küresel sisteme göre içinde Türkiye’nin de olduğu bu kısım insan toplulukları bir yanıyla bilgisayar sistemlerinin kontrolü altında ya da kontrole direniyor. Modern insan ise hem kahredici hem kurtarıcı... Yeni Matrix’te bu iki katmanın üzerine bir katman daha ekleniyor ve tanrılar simülasyonunu yöneten uzaylıların simülasyonunu yöneten yapay tanrılar ekleniyor. Filmde Mesih hep var ama kim olduğu tam belli değil. Neon seçilmiş elbette. Kurtarıyor da... Yeni hikayede ise önce kendisini kurtarabilmesi için Trinity’ye ulaşması gerekiyor. Ne kadar da duygusal...Tam bir kadın hikayesi. Yok, yanlış söyledik. Ne kadın, ne de erkek; trans hikayesi... Kadın ile erkeğin iç içe geçtiği, farklılığın kalmadığı, yeni Mesih’in erkekle kadın arası ya da üstü bir yapıda olduğu alt katman ile felsefesini cinsiyete indiriyor.

MATRIX’E İNANMAYAN DUVAR OLUR!

Bir geçiş olarak kullanılan aynalar ve kapılar, Matrix inancına tabi olmayan insanların toslayacakları duvarlardır. “Ya bizimlesin, ya onlarla” yaklaşımının postmodern versiyonu... “Sizin dininiz size, ben dinim bana” diye haykıracak izleyiciye ihtiyaç var. Filmin izlenmesi gereken bilinç katmanı bu olmalı.

Ya farkında olarak Matrix ile eğlenmek ya da filmin anlam katmanlarına maruz kalarak geleceğin yokluk inancının bir müridine devşirildiğinin farkında olmadan eğlendiğini zannetmek...

#The Matrix Resurrections
#Elon Mask
#Wachowski Kardeşler
#Zion
2 yıl önce