- Diyarbakır HDP il binasının önüne gitmelerinin bir sebebi vardı annelerin. Çocuklardan bazıları bu binaya getirilmiş, daha sonra onları gören olmamış. PKK ile HDP’nin bir ilgisi olmadığını söyleyenler bunu nasıl açıklar bilinmez, ama anneler adres konusunda yanılmaz. HDP’liler rahatsız tabi bu durumdan. Kimi zaman kapısındaki aileleri kovdular, kimi zaman hakaret ettiler. Hiç yılmadan, tahriklere kapılmadan sabretmenin mükafatını alan da var, ümidini kaybetmeden bekleyen de. Bugüne kadar 25 anne evladına kavuştu. 5-6 yıldır çocuklarından haber almadan yaşayan aileler, bu kavuşmayı anlatmakta güçlük çekiyor.“Hacire Ana olmasaydı biz oraya gidemezdik” diyorlar. Cesaret vermiş onlara, hele de evladına kavuşunca, iyice ümitlenmişler.
ÇARESİZLİĞİ GÖRDÜM
EVLAT ANNESİNİ UNUTUR MU
- Oturma eyleminin 178. gününde 5 yıldır görmediği evladına kavuşan M.E. A.'nın annesi Cahide Alkan,“Böyle bir mutluluk var mı, yeni doğmuş gibiyim”diyor yüzünden eksik olmayan gülümsemesiyle.“Hiç inanmıyordum kavuşacağıma, sürpriz oldu bana. 4 sene sesini hiç duyamadım. Beşinci sene ‘anne’ dedi diye, aç susuz bırakmışlar, domuz eti yedirmişler, cezaevine koyup işkence etmişler. ‘Aileni unut, senin annen baban biziz’ diyorlarmış. İnsan annesini unutur mu?”
14 YAŞINDA GİDEN 20 YAŞINDA GELDİ
ÖNCE İNANAMADIM
- Onca özlem, onca bekleyişten sonra, haberini alınca nasıl inansın ki insan. Gevriye Ayhan da inanamamış İçişleri Bakanı Süleyman Soylu arayıp, kızı P. Ayhan’ın teslim olduğunu söylediğinde.“Şok geçirdim”diyor. Ertesi günü görüşeceksiniz dediklerindeyse, sabaha kadar uyuyamamış.“Polise ne zaman sabah olacak diye sorup durdum. Bir polis memuru bana, ‘6 yıl bekledin, bir gece mi bekleyemiyorsun abla’ dedi. Acaba gerçekten gelen o muydu, bir türlü inanamıyordum kavuşacağıma. ‘Bari fotoğrafını gönderin’ dedim. Gönderdiler, tanıyamadım, çok değişmiş, zayıflamış. 12 yaşında çocuk gibiydi.”
BENİ İSTEMEZLER DİYE DÜŞÜNÜYORDUM
- Altı yıl anneler gününü annesiz geçiren P. A. bu anneler gününde onun yanında olmanın mutluluğunu yaşıyor. En sevdiği yemeği yapıp, güzel bir sunumla anneler gününü kutlayacağını söyleyen P., kelimelerle ifade edemeyeceği bir mutluluk içinde.“Bir evladın ailesinden ayrılması çok kötü bir şey. Oturma eylemi yapan diğer anneler hiçbir zaman mücadelelerinden vazgeçmesin. Elbet bir gün onların çocukları da gelecek. Ben annemleri ekranda gördüğümde inanamamıştım. ‘Demek ki beni hala istiyorlar’ diye düşünmüştüm. Beni istemezler diye düşünüyordum. Oradaki çocuklar da ‘Dönsek bizi kabul ederler mi, evladım diyerek bağırlarına basarlar mı’ diye düşünüyor. Anneler çocuklarına destek mesajı versin.”
O YOLUN ÇOCUKLARI DEĞİLLER
Çocuğu dağda olan anne şehirde rehinedir
- AK Parti Diyarbakır Milletvekili Oya Eronat, Diyarbakır anneleriyle yakından ilgilenen bir isim. PKK’lı teröristlerin 2008 yılında gerçekleştirdiği bombalı saldırıda 17 yaşındaki oğlu Eren’i kaybeden Eronat, onları çok iyi anlıyor ve destek oluyor. Çocuğu dağda olan annelerin çocukları gittiğinden beri Anneler Günü kutlamadıklarını söyleyen Eronat, çocuklarına kavuşurlarsa bundan sonra yaşayacakları ömürlerinin her gününün anneler günü olacağını belirtiyor. Annelerin asla vazgeçmeyeğini söyleyerek, şu ifadelerle oradaki mücadeleyi anlatıyor:
“Burada en önemli noktalardan biri güvenlik. Ben 3 Ocak 2008’de oğlumu kaybettim. Biz her sene 3 Ocak günü çocuklarımızı anmak için resmi tören yaptığımızda, ailelerin çoğu katılmazdı. Bir anneye niye gelmediklerini sorduğumda ‘Benim başka çocuklarım da var’ dedi. Çocuğu dağda olan anne şehirde rehinedir. Konuşursa dağdaki çocuğunun başına veya şehirde çocukları varsa, onların başına bir iş gelebilir. Bu anneler rehine oldukları için hep sustular. Ama çok şükür İHA’larımız SİHA’larımız sayesinde Güneydoğu’da terör bitti. Anneler sesini çıkarmaya ve çocuklarına kavuşmaya başladı.
- Öte yandan şehirdeki algı da değişti. Terör örgütü dağdan ailelere haber gönderirdi, ‘Konuşursanız, çocuklarınız teslim olursa güvenlik güçleri onlara işkence yapar’ diye. Gelen çocukların soruşturması tabi ki yapılıyor. Ama bir suça bulaşmamışsa büyük çoğunluğu ailelerinin yanında ev hapsi veya elektronik kelepçeyle belli bir alan içinde yine özgürlüklerine kavuştular. En azından anne yemeği yiyip annelerinin kokusunu alıyorlar. Şimdi aileler devletin şefkatli kollarına sığındı. Başka aileler de gelecek, biliyorum. Çünkü artık evlada kavuşmanın tadını aldılar. Hiçbir anne çocuğunun dağa gitmesini istemez. Dağın sonunun ölüm olduğunu bütün insanlar biliyor.”