|

Filistin İsrail savaşı dünya festivallerinde

İsrail Filistin gerginliği dünyada yapılan film festivallerinde de devam ediyor. Geçtiğimiz Ocak ayında Fransa’da yaşanan kriz bu defa İKSV’nin düzenlediği İstanbul Film festivalinde de devam etti. İsrail devletinin parasal olarak daha güçlü olduğu için festivallerde boy gösterdiğini söyleyen Filistinli yönetmenler Arap dünyasından kendilerine destek istiyor.

Yeni Şafak ve
04:00 - 15/04/2018 Pazar
Güncelleme: 07:04 - 14/04/2018 Cumartesi
Yeni Şafak
Filistinli sinema sanatçılarının uluslararası film festivallerinde İsrail ile olan çatışmaları hiçbir zaman şiddetini azaltmıyor.
Filistinli sinema sanatçılarının uluslararası film festivallerinde İsrail ile olan çatışmaları hiçbir zaman şiddetini azaltmıyor.

Son yıllarda Filistin sineması uluslararası film festivallerinde boy göstermeye başladı. Ancak Filistin davasını konu edinen yapımlar çoğu zaman İsrail yönetiminin desteklediği filmler nedeniyle birçok festivale katılamıyor ya da çekilmek zorunda kalıyor. Geçtiğimiz Ocak ayında Fransa’da düzenlenen FİPA Film festivalinin onur konuğu İsrail olunca yine bir kriz çıkmış ve Avrupalı 100’e yakın yönetmen festivali protesto etmişti. Türkiye’de bir protestoya sahne oldu. Filistinli yönetmen, yapımcı ve oyuncular, İsrail’in sponsor olduğu gerekçesiyle, İstanbul Kültür Sanat Vakfı’nın düzenlediği İstanbul Film Festivali’ni boykot etme kararı aldı. “Düğün Davetiyesi” filminin yönetmeni Annemarie Jacir, festivalden çekildi. Filmin yapımcısı Ossama Bawardi ve Filistinli yönetmen May Odeh de konuk oldukları Köprüde Buluşmalar’a İsrail’in sponsorluğu sebebiyle katılmayacaklarını duyurdu. Düğün Davetiyesi” nin başrol oyuncusu Mohammad Bakri de boykota katıldı.


Filistinli yapımcı, yönetmen ve oyuncular için protesto ve kararları ilk değil. İstanbul film festivalinde yaşanan bu olumsuz olayın ardından biz de 1948 yılından bu yana Filistin sinemasının seyrini ve uluslararası temsilini derledik. Ayrıca Filistinli yönetmen, yapımcı ve film eleştirmenleriyle bu konuyu ele aldık. Filistin sinemasının uluslararası arenada İsrail ile yaşadığı sorunların temelinde ise finansal gücü elinde bulunduran İsrail’in Filistin davasını anlatan filmlere sonuna kadar engel olması yatıyor. Filistinli sinema sanatçılarının ortak görüşü finansal anlamda desteklenmedikleri sürece bu sorunları aşamayacaklar. Peki Filistin sinemasının geçmişi nasıldı? Bu sinemanın tarihi gelişimine de bir göz attık.


İLK FİLMLER KAYIP

Filistin sinemasının ekseninde her zaman İsrail işgali meselesi var. İlk Filistin filmi 1935 yılında çekilmiş. İbrahim Hassan Sirhan da 1945 yılında ilk Filistinli yapım şirketini kurmuş. Ne yazık ki 1948 yılındaki büyük İsrail işgalinin ardından o yıla kadar çekilen tüm filmler yok edilmiş. Yetmişli yılların sonlarından ilk İntifada’ya (1987) kadar Filistin’deki sinema sahnesi, direniş ve işgal edilen topraklar hakkında daha fazla belgeselin yapımına tanık olur. 1987’de, Filistin sineması uluslararası alanda saygınlık kazanır. Michel Khleifi’nin “Galilee’deki Düğün” filmi uluslararası festivallerde çok sayıda ödül aldı. Elia Suleiman’ın Kaybolanlar Kronolojisi (1996) filmi de çok ses getirir. Filistin sineması, 1970’lerde başlayan bir dalgayla, önce belgesellere yönelir. Ülkede yaşananları dünyaya duyurmanın bir yolu olarak kullanılan belgesellerde epey ilerlendikten sonra, artık kurmaca sinema giderek daha büyük ağırlık kazanır.


İKİNCİ İNTİFADAN SONRA YÜKSELİŞ OLDU

İkinci İntifada’nın (2000) ardından, Filistin’deki sinema sahnesi bir dizi kayda değer prodüksiyona tanık olur. Bu filmlerin çoğu işgal ve savaş altındaki yaşamı ve Filistinlilerin anavatanlarına olan ilişkilerini anlatır. 2017 Berlin Uluslararası Film Festivali’nde prömiyeri yapılan ve ana belgesel ödülünü kazanan Raed Andoni’nin belgesel filmi Ghost Hunting gibi filmler uluslararası film festivallerine girmeyi başarır. Michel Khleifi, Elia Suleiman, Hany Ebu Esad, Raşid Masharawi, Mai Masri ve gibi yönetmenler Filistinli sinema endüstrisinin karşı karşıya kaldığı zorlukların üstesinden gelmeyi başarırlar.


İSRAİL’DEN EKİPMAN KİRALAMAK ZORUNDA KALIYORLAR

Bugün, Filistin sinemasının bölgesel ve uluslararası film sahnesinde ortaya çıkan birçok zorluktan etkileniyor ve yerel olarak üretilen Filistin filmlerine artan bir ihtiyaç var. Ancak bu filmlerin artması için bir dizi zorluğun aşılması gerekiyor. Filistinli film yapım endüstrisi, yerel film okulları ve film stüdyoları olmadığı için yüksek kaliteli film ekiplerinden yoksunlar. Filistinli film yapım endüstrisinin yönetmenlerin gösterdiği yeteneklere rağmen önlerini açacak bir destek bulamıyorlar. Bağımsız Filistinli sinemacılar, projelerini finanse etmenin zorluğunu aşmada sorunlar yaşıyorlar. Çünkü, Filistin yönetiminin öncelikler listesinde sinema ve kültürle ilgili projeler yer alamıyor. Bununla birlikte, hüküm süren finansman sorunlar nedeniyle film yapımcıları için bir altyapı inşa etmek neredeyse imkansız hale geliyor. Fonların azlığı sadece film yapımcılarını değil, aynı zamanda organizasyonları ve etkinlikleri de etkiliyor. 2011 yılında El-Qasaba Uluslararası Film Festivali, fon eksikliği nedeniyle sona erdi. 2016 yılında, Cinema Jenin birkmiş borç nedeniyle kapılarını kapatmak zorunda kaldı. Elbette olumlu gelişmeler yaşanmıyor değil. Filistin Sinema Günleri, Hayfa Bağımsız Filmler Festivali ve Kırmızı Halı İnsan Hakları Film Festivali bu alanda Filistin yapımı filmlerin soluk aldığı organizasyonlar da var. Sonuç olarak, Filistin içinde film çekmek isteyen sinemacılar iki farklı seçenekle karşı karşıya kalıyorlar. Dış kaynak kullanımı, uluslararası finansal destek veya İsrail’den ekipman kiralamak. İkinci seçeneği birçok film yapımcısı etik ve politik nedenlerle kabul etmiyor. Tüm bunlara rağmen Filistinli sinema sanatçıları seslerini duyurmayı ve davalarını savunmayı sürdürüyor.


Filmlere Araplar destek olmalı

* Raşid İsa ( Filistinli Film Eleştirmeni) :
Araplar ve Filistinliler kültürel veya sanatsal bir olayda bir araya gelmiyor ve olayların seyrini her zaman İsrail belirliyor. Araplar’ın bu tavrının bir sonucu olarak İsrail kendi vizyonunu rahatça her platforma taşıyor. Film sektöründe de tüm süreçler İsrail lehine işliyor. Sonra da Araplar çıkıp Batı’yı İsrail’e destek oluyor diye eleştiriyor. Mesela Oscar’a aday gösterilmesi düşünülen bir film başka bir İsrail filmi için adaylığa girmedi. Bu durumda kaybeden kim? İsrail’in içinde olduğu hiçbir faaliyete doğrudan katılamıyoruz. İsrail her alanda olduğu gibi sinemada da asla normalleşmek için uğraşmayacak. Biz de bunu elbette kabul edemeyiz.Araplar toplumları ve Müslümanlar Filistin sinemasına destek vermediği sürece kısıtlı bütçelerle kendi çapında bir Filistin sinemasına mahkum olacağız.
  • Filistinli bir kahraman yok
  • * Tarık Elhatib (Filistinli Yapımcı):
    Kuşkusuz bütün dünyaya Filistinliler’in mücadelesinin insani ve adil olduğunu anlatmamız gerekiyor. Bu açıdan uluslararası festivaller ve medya forumları mesajımızı tüm dünyaya duyurmak için en etkili yol. Filistin davasının dünya festivallerinde etkili bir şekilde temsil edilmemesinin sebeblerinden biri ise Filistin filmlerinin Araplar tarafından anlaşılmaması. Filistinli sinema sanatçıları Filistin yönetimi, işadamları ve özellikle de Arap toplumları tarafından desteklenmiyor. Uluslararası arenada İsrail baskısının azaltmanın tek yolu finansal destekten geçiyor. Kendi davamızı bile topraklarımızda çekmek için ekipman bulamıyoruz. Diğer yandan yıllardır süren bir mücadelemiz var. Ancak Filistinli bir film kahramanımız yok. Oysaki şimdiye kadar sayısız film kahramanımız olmalıydı.

Ortak yapımlarda sorun çıkıyor

* Nevras Ebu Salih (Filistinli yönetmen):
Özellikle Filistin davasını anlatan filmler her yerde engellemeler ile karşılaşıyor. Bu engellemelerin büyük çoğunluğu finansal nedenlerle oluyor. Çünkü çoğu yapımcı ve yönetmen ortak yapım yolunu seçiyor. Bu yapımcılar filmleri kendi fikirleri yönünde değiştirmeye çalışıyorlar ve bunu şart olarak koşuyorlar. Her şeye rağmen filmler çekiliyor. Ancak finansal destek sorunu aşılması halinde çok daha fazla insana ulaşabiliriz.
#İsrail
#Filistin
#Sinema
6 yıl önce