|

Filmi düğün salonundan Oscar’a taşıdık

Yemen’in ilk yerli yapım gişe filmi “Düğünden 10 Gün Önce” Oscar’a gidiyor. En iyi yabancı film dalında yarışa katılan film, Yemen savaşı sırasında hayatı alt üst olan iki gencin hikayesini anlatıyor. Gazetemize konuşan filmin yönetmeni Amr Cemal, “Yemen’deki tüm sinema salonları yıkıldı. Bu yüzden filmi düğün salonunda gösterdik” diyor.

Hatice Saka
04:00 - 28/10/2018 Pazar
Güncelleme: 16:32 - 27/10/2018 Cumartesi
Yeni Şafak
Film, Yemen savaşı sırasında hayatı alt üst olan iki gencin hikayesini anlatıyor.
Film, Yemen savaşı sırasında hayatı alt üst olan iki gencin hikayesini anlatıyor.

Amr Cemal, Yemen’de savaşın ortasında film çeken bir yönetmen. Tek hedefi, doğup büyüdüğü şehirde yaşayan ve bir parçası olmadıkları savaşın mahvettiği insanları tüm dünyaya göstermek. “Düğünden 10 Gün Önce” filmi sadece onun ilk uzun metrajlı filmi değil. Sadece Yemen yapımı olan ilk gişe filmi. Cemal, beş yıl önce fikir olarak ortaya çıkan senaryoyu savaş sonrası dört ay süren bir atölye çalışması sonunda tamamlamış. Filmin çekimlerini ise bir ay içinde yapmışlar. “Düğünden 10 Gün Önce” Yemen savaşı sırasında hayatı alt üst olan iki gencin hikayesini anlatıyor. Cemal, evlilik planları ve gelecek hayalleri yok edilen gençlerin, her şeye rağmen düğünlerini yapmak için giriştikleri mücadeleyi yansıtıyor beyazperdeye. Aden’de 1994 sonrası tüm sinema salonları yıkıldığı için filmi düğün salonunda göstermek zorunda kalmışlar. “En büyük korkum insanların filmi izlemeye gelmemesiydi” diyen Cemal’in korktuğu olmamış. Binlerce Yemenli ilk gösterime akın etmiş ve yeni düğün salonları kiralamaları gerekmiş. Yönetmen Amr Cemal, “Yemen’in geleceği gizemli ve karanlık bir tünelden her gün daha karanlık bir tünele giriyor gibi görünüyor. Ama her tünelin sonunda bir ışık vardır. Filmimize gelen binlerce kişi bu ışığın uzakta olmadığını gösteriyor” ifadelerini kullanıyor.


Filminizin hikayesini sizden dinleyelim. Nasıl çıktı oraya bu film?

2015 yılında savaş başladığı için düğünleri iptal edilen Rasha ve Mamoun, 2018’de düğünlerini yapmak isterler. Karşılarına sayısız engel çıkar. Filmde gösterdiğimiz her engel 2015 yılında Yemen’de patlak veren savaşın sonuçlarını temsil ediyor.

Rasha ve Mamoun nelerle karşılaşıyorlar?

Hikaye, Rasha ve Mamoun arasındaki romantizmi takip ediyor ve ülkenin ekonomik çöküşü ve şiddetin ardından yeniden inşaa etme ihtimalleri de dahil olmak üzere daha geniş konuları kapsıyor. Maddi zorluklar, düşen gelirler, yükselen fiyatlar, çeyizi hazırlamanın imkansızlığı ve üstüne Rasha’nın evinin yıkılması. Bu filmin hem hikayesi güçlü hem de Yemen’in ilk uzun metrajlı gişe filmi olması açısından önemli.


YEMEN’E DAİR FİLMLER HEP
FESTİVALLERDE GÖSTERİLDİ
Nasıl daha önce Yemen yapımı bir film olmadı mı ?

Hayır film çekildi. Ancak yüzde yüz yerli bir gişe filmi olmadı. “Düğünden 10 Gün Önce” 1990 yılında Yemen’in güneydeki ayrılıkçılar ve kuzey hükümetinin birleşmesinden bu yana halka açık olarak gösterilen ilk film. 1994’den beri Yemen filmleri doğrudan doğruya festivallere giderdi ve ilk gösterimleri festivallerde olurdu. Evet, filmler daha önce Yemen’de üretildi ancak sadece televizyon kanallarında gösterildi. 28 yıldaki bir dizi çatışmada, hiçbir şey sinemayı 2015’ten bu yana süren savaş kadar etkilemedi. Anlayacağınız Aden halkı bir filmi seyretmek için sinemaya gitmeyi hiç deneyimlemedi.

Filmin gösterimini nasıl gerçekleştirdiniz ?

Sadece Aden şehrinde filmimiz gösteriliyor. İlk olarak bir düğün salonunda izleyiciye sunduk.

Düğün konusunu işlediğiniz için konsepte uygun olması için mi ?

Hayır maalesef tamamen ihtiyaçtan dolayı. 1990’lardan beri, Yemen’deki tüm tiyatro ve sinema salonlarını ihmal, yoksulluk ve savaşta kaybettik. Aden’deki tüm sinema salonları ya yıkıldı ya da kapatıldı. Yeni bir sinema salonu da inşaa edilmedi. Biz de filmimizi bir düğün salonunda gösterdik.

BİNLERCE KİŞİ GELDİ
Halkın ilgisi nasıldı ?

En büyük endişemiz, filmi izlemeye kimsenin gelmemesi idi. Herkes çok korktuğu için, büyük bir katılımın olmayacağını düşündük.

Korktuğunuz oldu mu ?

Hayır olmadı. Böylesine büyük bir ilgi beklemiyorduk. Salon, görülmemiş bir şekilde izleyici akınına uğradı. Başka düğün salonları da kiralamak zorunda kaldık. 21 Ağustos tarihinden bu yana bu yana gösterim sürüyor ve halen seyirci sayısı yüksek. Halkın ilgisi özellikle de savaşın ardından son üç yıl içinde Aden’deki güvenlik durumunun kötü propagandası yapıldıktan sonra gerçek bir mucizeydi. Aden halkının hayatı ve kültürel olayları sevdiğini ve yaşamı normale döndürmeye çalıştığını herkese gösterdik. Filmin olağanüstü başarısı devam ediyor ve bugün hala, ülkenin tarihindeki ilk Yemen filmi için beklediğimizden çok daha iyi bir kamuoyu ilgisi ile karşılaşmak gerçekten muhteşem.


Peki çekimler ne kadar sürdü ?

Aslında filmin öyküsü beş yıl öncesine dayanıyor. İlk olarak bir dizi projesi olarak düşünüldü. Senaryo üzerine çalışmaya başlamadan önce ara ara bu fikri tartışmaya açmıştık. O nedenle dört ay süren yoğun bir atölye çalışması senaryonun yazılması için yeterli oldu. Daha sonra mekan seçimi ile paralel olarak iki ay boyunca yoğun provalar yaptık. Çekimler ise sadece bir ay sürdü.

SANATI VE HAYATI SEVİYORUZ
Savaş ortamında çekim yaparken neler yaşadınız ?

Film, Yemen’de güvenlik durumunun kötüye gittiği ve ekonomik durumun da bozulduğu en zor dönemde çekildi. Tüm Yemen halkının yıllardır yaşadığı, kamu hizmetlerinin çöküşü, günde 12 saate varan elektrik kesintileri, dizel jeneratörlerin çalışmaması, iletişim ağlarının bozulması filmin çekiminde karşılaştığımız en büyük engellerdi.

En zor olanı dış çekimler miydi?

Siyasi belirsizlikler, güvenlik sorunları ve suikastlar tam bir kaos ortamında çekimleri yaptık. Ama ne olursa olsun dış çekimlerden vazgeçmedik. Tüm film ekibi bu konuda bana tam destek oldu. Ülkeyi çevreleyen rahatsız edici atmosfere rağmen, Aden kentindeki insanlar bizim işimizi kolaylaştırmak için her şeyi yaptı. Evlerini ve sofralarını açtılar. Yemen’deki devlet ve iş adamları sanatın desteğine inanmadığından kendi imkanlarımız ve halkın desteğiyle bu filmi hayata geçirebildik.


Sizi bu ortamda fil
m çekmeye iten şey neydi ?

Yemen’de bir film üretmek delilikti. O nedenle bizim bu çabamız gerçek bir eylemdir. Savaş başlamadan önce varolmayan bir film endüstrisinden bahsediyoruz. Bu bir dönüm noktası oldu.

Filminiz sadece Yemen halkının ilgisin çekmekle kalmadı Oscar’a doğru ilerliyor. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Evet, bu bizi gerçekten çok mutlu etti. Arap filmleri arasında en iyi yabancı film dalında Oscar adayları arasına girdi. Umarım tüm dünyaya mesajımızı iletebiliriz.

Ülkenizin geleceğine dair ne düşünüyorsunuz ?

Geçen yüzyılda bir sanat ve edebiyat beşiği olan Aden şehrinin yeniden o günlerine dönmesi en büyük hayalim. Yemen’in geleceği gizemli ve karanlık bir tünelden her gün daha karanlık bir tünele giriyor gibi görünüyor. Ama her tünelin sonunda bir ışık vardır. Bu filmi görmeye gelen binlerce Yemenli, bu ışığı görmemize az kaldığını gösteriyor. Hepimiz savaş yüzünden acı çektik ve savaştan çok etkilendik. Ancak ülkenin daha iyi olacağı dair umutlarımızı asla yitirmedik. Hepimiz bu ülkede mutlu olmayı arzuluyoruz. Sanatı ve hayatı, savaş ve kaostan daha çok seviyoruz.

Son ana
kadar direnmeliyiz
“Düğünden 10 Gün Önce” ile nasıl bir mesaj veriyorsunuz ?

18. ve 19. yüzyıllarda doğu ile batı arasında bir köprü olan liman şehri Aden’in gerçek ve güzel yüzünü göstermek istedik. Burası savaş sonrası acı ve ıstırabın şehri olmadan önce barış içinde huzurlu bir yerdi. Bu filmle sıradan insanların günlük hayatının nasıl darmadağın olduğunu anlatmaya çalıştık. Bu şehrin ve bir bütün olarak ülkenin evlerinde neler olup bittiğini ,ailelerin nasıl parçalandığını,-gençlerin umutlarının nasıl yıkıldığını göstermek ve Yemenli insanların ruhsal durumunu resmetmek istedik.

Bence “Son ana kadar direnmeliyiz” bu filmi anlatan en iyi söz olur.


#film
#yemen
#sinema
#düğünden 10 gün önce
5 yıl önce