|

Tedirginliğimi muhafaza ediyorum

Soner Karakuş, ilk kitap ilk heyecan...

Yeni Şafak
04:00 - 15/02/2019 Cuma
Güncelleme: 11:31 - 12/03/2019 Salı
Yeni Şafak
Soner Karakuş
Soner Karakuş
İlk şiirinizi yayınladığınızda neler hissettiniz?

Heyecan ve tedirginlik. Hayatının büyük bir bölümünde, hemen hemen hiçbir alanda dikiş tutturamamış, tüm teşebbüsleri akamete uğramış biri olarak ilk şiirimin yayınlanışı, bahsettiğim gerçeklerden dolayı beni tedirgin etmişti. Bu tedirginlik, Gece Geç’in yayınlanmasıyla bir nebze hafifledi diyebilirim. Ama geçmedi. Yazdığım ilk şiir 2012’de İtibar dergisinde yayınlandı. Yedi yıl olmuş. Ömrüm boyunca, başlayıp da bu kadar uzun süre devam ettirebildiğim pek az şey var. Şiir, bunların başında geliyor. Umarım aynı heyacanı ve tedirginliği muhafaza edebilirim.

Kitabınızı elinize alınca ilk olarak ne yaptınız?

Kapağını açmadan bir süre baktım. Sonra bir kitabı elimize aldığımızda ne yapmamız gerekiyorsa onu yaptım: Okudum. Şiiri, güzel olduğunu düşündüğümüz için mi, yoksa artık içimizde tutamadığımız için mi yazıyoruz, hep düşünmüşümdür. Klişe olacak ama en uygunu bu: Aynaya bakarken hissettiklerimi hissettim: Öfke ve merhamet.

İlk kitabınızı kime imzaladınız?

İlk kime imzaladığımı söylemem gerekirse; gayriresmî olarak Gürcan Sünnetci’ye (kendisi kitapta geçen bir şiire isim vermiştir ve tanıdığım tek doktordur) resmî olaraksa, olması gerektiği gibi İbrahim Tenekeci’ye imzaladım. İlk şiirimden kitaba kadar geçen sürede, İbrahim Tenekeci’nin birçok genç şairin üzerinde emeği olduğu gibi, benim üzerimde de çok emeği var. Bu vesileyle tekrar teşekkür etmek isterim kendisine.



Okur önce hangi şiirinizi okumalı?

Böyle bir soruya verilecek cevap, birden fazla eseri olan biri için makul olabilir; ama benim için zor. Sıradan bir okuyucu olarak bir şeyler söylebilirim ancak: Şairin serüvenine şahitlik etmek için yazdığı dergileri takip etmek, şiirindeki gelişimi izlemek akla uygun görünüyor. İlk şiirinden son şiirine...

Gece mi yazarsınız, gündüz mü?

Son on yılının yaklaşık üçte ikisini geceleri uyumadan geçiren biri olarak; gece yazdığımı rahatlıkla söyleyebilirim. Gece yazmak, bir tercihten ziyade, bir zorunluluk benim için. Evet, gece yazarım.

Defter mi, bilgisayar mı?

İkisini de kullanıyorum. Şiiri defter üzerinde çalışmak, bilgisayara göre daha etkili oluyor. Yazı söz konusu olunca bilgisayarı kullanışlı buluyorum. Defter, bilgisayarın atası sayılır. Bu yüzden illaki bir ayrım yapılacaksa; defter kıymetli, bilgisayar önemlidir diyebilirim. Bu ve daha makul sebeplerden kâğıda, deftere hürmetim sonsuz...

#soner karakuş
5 yıl önce