|

Gerçek sanat öze yolculuktur

Halime Kirazlı
04:00 - 9/10/2023 Pazartesi
Güncelleme: 01:22 - 9/10/2023 Pazartesi
Yeni Şafak
Anjelika Akbar.
Anjelika Akbar.

Eserleri terapilerde kullanılan, müziklerinin şifacı yönüyle ödüller alan sanatçı Anjelika Akbar, yeni bir albüm çıkardı. Mutluluk frekansı, altın oran olarak da bilinen 432 hertz ile kaydettiği “Ahenk 432” adlı albümünde 11 şarkı yer alıyor. Albümde yenilerin yanı sıra eski eserlerden uyarlamalar, Bach’ın bir eseri ve Haydar Haydar gibi farklı türden eserler yer alıyor. 14 Ekim’de Zorlu PSM’de vereceği konserde albümü de seslendirecek olan Akbar, aynı anda iki kuyruklu piyano kullanacak. Sanatçıyla hayatını oluşturan ve büyük keyif aldığı müziği konuştuk.

Çalışma nasıl ortaya çıktı, albüm size neler hissettiriyor?

Çok mutluyum. Öyle bir insanım, albüm de öyle oldu. Yıllardır, 432 hertzle bir çalışma yapmayı düşünüyordum. İlk doğaçlamayı depremin olduğu 6 Şubat’ta yaptım. Evimdeki ikinci piyanoyla spontane olarak sevdiğim bir bestecinin uyarlamasını 432 hertzle kaydettim. Depremden iki hafta sonra da sosyal medyada paylaştım. Güzel yorumlar geldi. İnsanların daha iyi hissedebilmeleri için birkaç yeni besteyle albümü hazırladım. Bazılarını daha önce seslendirmiştim. Onların da bu albüme uygun olacağını düşünerek ekledim.

Niye 432?

Biz de frekanstan oluşuyoruz. Hiçbir ses, düşünce, duygu bizim içimizde hapsolmuyor. Söylemesek bile herkesi etkiliyor. Her bir düşünce, duygu ve çıkardığımız sesten sorumluyuz. 432 hertz, insanı doğayla iç içe, ahenkli ve iletişimi daha kolay kılan bir frekans. 432, enstrümanlarda kullanılan bir frekanstı. Bu düzen, 20. yüzyılın ortalarında küresel bir talimatla değiştirildi. Enstrümanlar 440 ve üstü hertze ayarlanıyor. Bu da insanları daha agresif, daha sinirli, kendi özünden ve doğadan uzak hale getiriyor. Özellikle müzisyenlerin bu anlamda çok büyük bir görevi var. Bu mesuliyetle eserleri 432 hertz kaydettim.

Sanatçının sorumluluğu nedir?

Sanat adı altında dünyada çok çeşitli hareketler, eylemler ve ürünler yapılıyor. Fakat çok az insan sanatın gerçekten ne ve niçin olduğunu düşünür. En önemli düşünürlerin söylediği şu: Bir insan ortaya bir şey çıkarıyorsa, insanlar ona bakarken, dinlerken ve algılarken daha insani duygularla, özüne yolculuk yapabiliyor ve değişiyorsa o gerçek sanattır. Diğer türlü eğlence oluyor. İnsan formunda doğuyoruz ama insan olmak hakikat yolculuğu ister. İnsanlar inançlı ve güzel kalpli olabilir. Ama onu hayatın her anına uygulamıyorsa Yunus Emre’nin dediği gibi ‘boş bir emek’tir. Sanat insanı, bu sorumluluğu algılayarak bir şeyler yapmalı.

Türk müziğini nasıl tanımlarsınız?

Yöresel müzikleri çok seviyorum. Sovyetler’de yaşarken Hint müziğiyle ilgilendim. Hangi millet, hangi ülke olursa olsun, oradan halkın samimiyeti fışkırıyor. Türkiye’ye geldiğim zaman ilgimi çeken ilk şey de halk müzikleri oldu. Daha sonra tasavvuf müziğiyle tanıştım. O beni benden aldı. Orada kodlanmış bir hakikat ilmi var.

Anjelika Akbar, Halime Kirazlı.

DİNLEYEN HAZIR OLMALI

Kodlamış hakikat ilmi nedir?

Her insan hayat yolculuğunda, bilgeliğe doğru yürüyor. Bazı hakikatler, hayat boyu edinilen tecrübelerle insana açılıyor. Daha önce bu yolu geçmiş olanlar o hakikat ve tecrübeleri, şarkılara, sözlere serpiştiriyor. İnsan bir şarkıdan, türküden, ilahiden bir kelimeye ya da bir cümle duyuyor, onu idrak edip yaşamına uygulamaya başlıyor. Tecrübe kazandığı zaman da o kodları okuyabiliyor.

Bu kodları sizden dinler miyiz?

Onlar açık, istediğiniz sanatçıdan dinleyebilirsiniz. Ben de aynı sözleri söyleyeceğim, bir şey değişmeyecek. Dinleyenin hazır olması lazım. Hocanın eli her zaman uzatılmış, önemli olan talebenin o eli tutması.



#Aktüel
#Sanat
#Müzik
7 ay önce