|

Gez gör öğren sorgula

Altı kıtadan 200 sanatçı ve proje sahibinin katıldığı 4. İstanbul Tasarım Bienali’nin bu yılki ana teması Okullar Okulu. Altı farklı mekanda yer alan sergi ve projeler bizi öğrenme ve bilgi üzerinde yeniden düşünmeye çağırıyor.

Ayşe Olgun
04:00 - 23/09/2018 Pazar
Güncelleme: 10:13 - 22/09/2018 Cumartesi
Yeni Şafak
4. İstanbul Tasarım Bienali başladı.
4. İstanbul Tasarım Bienali başladı.

Bilgi çağındayız. Çocuklardan yaşlılara herkeste bir öğrenme merakı almış başını gidiyor. Laptop, cep telefonu, televizyon ve sınırsız internet insanların öğrenme arzusunu ele geçirmiş durumda. Metroya biniyoruz başımızın üstüne küçük ekranlarda dönen hap bilgilerle göz göze geliyoruz. Bilboardlarda sayısız etkinlikler, kurs reklamları yer alıyor...Ve insanlar hiç olmadıkları kadar bilgi bombardımanı altında hayatlarını sürdürmeye devam ediyor.


ALTI KITA ALTI MEKAN

İşte bütün bu bilgi bombardımanı altında bizi bilmek ve öğrenmek üzerinden yeniden düşünmeye çağıran bir etkinlik başladı. Bu yıl 4.sü gerçekleşen İstanbul Tasarım Bienali Okullar Okulu başlığıyla 200 sanatçı ve proje sahibinin çalışmasıyla öğrenmeyi ve okulu yeni bir boyuta taşıyor ve soruyor: Acaba okula dönmenin ve okulu baştan tasarlamanın vakti gelmedi mi?


İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından VitrA sponsorluğunda düzenlenen bienalin bu yıl küratörlüğünü Jan Boelen yürütüyor. Direktörü ise Deniz Ova. Bienal, Akbank Sanat (Bozum Okulu) , Yapı Kredi Kültür Sanat (Akışlar Okulu), Pera Müzesi(Ölçekler Okulu) , Arter(Dünya Okulu) , Salt Galata( Zaman Okulu) ve Studio-X İstanbul (Sindirim Okulu) olmak üzere altı mekanda altı başlık altında toplanmış. Biz de 4 Kasıma kadar ziyaret açık olan ve yaklaşık 3 kilometrelik bir alanda yer alan projeleri gezmek isteyenler için bir rota çıkardık. Sindirim Okulu’nda Gökhan Mura’nın göç ve hediye üzerinden işlediği bir çalışma var. Almanya’daki tanıdıklardan hediyeler gelmiştir. İşte bu hediyeleri inceleyen Mura bu objeler üzerinden sosyolojik okuma yapıyor. Nescafe ya da yoğurt makinası sahi hayatımıza nasıl girdi ve nasıl bir yer edindi hiç düşündünüz mü?

MUĞLAK STANDARTLAR

Bozum Okulu’nun işlerinin yer aldığı Akbank Sanat’ta Halletmek adlı projesiyle Nur Horasanlı var. Horasanlı Karaköy ve Beyoğlu civarında esnafın bulduğu günlük çözümleri incelemiş. İlginç bir çalışmada aynı mekanda yer alan iki robot. Bunlardan biri Türk usulü metal tepsisi, çay bardakları, çaydanlıkları vs. olan bir robot. Diğeri ise duvarları boyayabilen bir robot.Almanya’dan katılan Ottonie von Roeder İstanbul’da çalışan bir makine mühendisiyle bu robotları tasarlamış ve bu projesiyle günlük işleri bizim yerimize robotlar yapsa bizim düşünmek ve üretmek için çok daha fazla vaktimiz kalacağına dikkat çekmek istemiş. Ölçekler Okulu’nda dikkat çeken işlerden biri Avşar Gürpınar ve Cansu Cürgen’e ait. Günlük hayatta ölçüm için kullandığımız bazı standartların aslında nasıl standart olmadığını anlatıyorlar. Mesela bir çay bardağı un diyoruz, ancak evimizdeki çay bardaklarının her birinin boyutu farklı değil mi? Öyleyse standart olan gerçekten standart mı? Bu projeyi gezdikten sonra bence bunu bir daha düşünün.

Göç ve ötekileştirmek

Göç, savaş gibi kavramlar bienalde öne çıkıyor. Bu işlerden biri de Cihad Caner’e ait. Göç kavramını ‘ötekileştirme’ üzerinden okuyan Caner haberleri analiz ederek savaş ve suyla ilgili söylemler arasındaki bağlantıyı ortaya koymuş. Çektiği videoda göçle ilgili yazılan haber ve makalelerdeki ‘öteki’ kavramlarına dair cümlelerden bir metin oluşturmuş. Caner projesinde 2007-2010 yılları arasında Suriye’de yaşanan kuraklığın çatışmanın ve göç dalgasının temel nedenlerinden biri olmasına rağmen ve suyla ilgili söylemlerin ısrarla birbirinden ayrı tutulmasına dikkat çekiyor.


Gazze’ye selam

Bienalde Filistin meselesi de unutulmamış. Filistin’den Uzlaştırıcı Tasarım - Gazze’ye Mesafe projesinde Gazze ve dünyanın farklı yerleri arasındaki mesafeleri gösteren levhalar sergilenerek insan eliyle gelen felaketin nasıl kolayca normalleştiğinin ve unutulduğunun altını çiziyor. Filistin Uluslararası Sanat Akademisi’nin katkılarıyla hazırlanan levhaların birinde Gazze diğerinde Türkiye yazıyor.Çalışma Khaled Haurani’nin üzerlerinde farklı yerlerin Kudüs’e uzaklıklarını gösteren seramik karolardan oluşan sanat projesi Kudüs Yolu’na saygı duruşunda bulunuyor.

#4. İstanbul Tasarım Bienali
#Deniz Ova
#Jan Boelen
#Yeni Şafak Pazar
6 yıl önce