|

Göz ucuyla bakıp işime devam ettim

İçindekiler bölümünü açıp ismi dikkatini çeken hikâyeden başlayabilir. Ben genellikle böyle yapıyorum. Okumak çok başka bir eylem, genel manada duygu ve düşüncelerimizden o an içinde bulunduğumuz ruh haline kadar değişiklik gösterebilen bir şey.

Merve Akbaş
04:00 - 15/11/2020 Pazar
Güncelleme: 02:22 - 15/11/2020 Pazar
Yeni Şafak
​Kürşat Çelik
​Kürşat Çelik

Kürşat Çelik, öğretmenlik görevini sürdürürken bir yandan da öykülerini yazıyor. İlk kitabı Kara Hikâye’yi kısa bir süre önce okurla buluşturan Çelik, “Kargo eve geldiğinde ben mutfak tezgâhına silikon çekiyordum. İlk karşılaşmamız böyle oldu. Annem ve ablam koliyi açarken göz ucuyla şöyle bir bakıp işime devam ettim” diyor.

İlk eseriniz yayınlandığında neler hissettiniz?

Uzun süre bir şey hissedemedim aslında. Genel manada böyle benim için. Olumlu veya olumsuz herhangi bir önemli konu beni dondurur. Ama kitapta bunun sebebi biraz başkaydı aslında. Yayınlandığı andan ziyade okunduğunu gördüğüm anlar önemliydi benim için. Malumunuz günümüz şartlarında bunları çok kısa sürelerde görebiliyoruz. O anlarda bir şeyler hissettim. Burada büyük laflar etmek istemiyorum. En belirgin his, heyecan ve korku. Birilerine ulaşmış olmanın heyecanı ve beğenilip beğenilmeyeceğinin korkusu.

Kitabınızı elinize alınca ilk olarak ne yaptınız?

Ketebe’nin gönderdiği kargo eve geldiğinde ben mutfak tezgâhına silikon çekiyordum. İlk karşılaşmamız böyle oldu. Annem ve ablam koliyi açarken göz ucuyla şöyle bir bakıp işime devam ettim. İşim bittikten sonra kitabı elime alıp arkasını önünü bir de hızlıca sayfalarını çevirip kapadım. Rafa koydum.

İlk kitabınızı kime imzaladınız?

Niyetim kendime imzalamaktı. Hâlâ imzalayamadım ama o kitabı imzalamışım gibi rafta ayrı tutuyorum.

Okur önce hangi öykünüzü okumalı?

İçindekiler bölümünü açıp ismi dikkatini çeken hikâyeden başlayabilir. Ben genellikle böyle yapıyorum. Okumak çok başka bir eylem, genel manada duygu ve düşüncelerimizden o an içinde bulunduğumuz ruh haline kadar değişiklik gösterebilen bir şey. Ayrıca okur birçok bakımdan özgür, sıralamalardan bağımsız hareket edebilir.

Gece mi yazarsınız, gündüz mü?

Gündüz içimde yazdıklarımı gece kâğıda aktarıyorum. Bende çoğunlukla böyle gelişiyor yazı olayı.

Defter mi, bilgisayar mı?

Defter ama romantize etmeden söylüyorum bunu. Bugüne kadar yazdıklarımın hepsi defter üzerinde oluştu. Hatta dosya kâğıdına yazıyorum. Yazmaya başladığımda bilgisayarımın olmayışı da buna sebep olabilir tabii, emin değilim. Eşyacı biri olduğum için seneler sonrasına büyük bir hatıra olacağı da kesin. Şimdi bile bazen baktığımda bir hoşluk oluyor içimde. Tabii kâğıda yazmak epey zaman alıyor. Düşünürken iyi ama kafanızda tamamladığınız hikâyeyi aktarırken önüne ardına ket vurabiliyor. Kısa bir süre önce bilgisayarda yazmayı denedim, henüz başaramadım. Alışkanlıktan olsa gerek yazacak tek bir kelime bulamadım desem yeridir. Umarım bir gün başarabilirim, daha hızlı olacağını düşünüyorum.

#​Kürşat Çelik
#Ketebe
#Kara Hikâye
3 yıl önce