|

Hayat ve sanat arasında: Fikret Ürgüp

Deliler Dünyasında Bir Marjinal, klasik anlamda bir monografi değil. Tüzer’in akademik çalışmalarına aşina olanlar onun edebiyat teorisine dair yazılan metinleri yakından takip ettiğini bilirler. Bu kitapta da, Ürgüp’ün hayatına ve eserlerine yorumlar getirirken felsefeden, sosyolojiden ve psikolojiden meydana gelen geniş bir okuma serüveni içerisine girdiğini görüyoruz.

Yeni Şafak
04:00 - 10/11/2018 السبت
Güncelleme: 12:28 - 9/11/2018 الجمعة
Yeni Şafak
Fikret Ürgüp ve ailesi
Fikret Ürgüp ve ailesi
YAKUP ÖZTÜRK

İbrahim Tüzer’i, aralarında Ahmet Midhat Efendi, Tevfik Fikret, Sabahattin Ali, İsmet Özel hakkında olan çalışmalarından, edebiyat kuramına, çeviri ve telif eserlerden hareketle getirdiği yorumlardan tanıyoruz. Tüzer, bu çalışmalarına yakın zamanda yayımladığı Fikret Ürgüp monografisini de ekledi. Deliler Dünyasında Bir Marjinal alt başlığıyla yayımladığı bu monografi, Türk edebiyatı gündemine neredeyse ölümünden sonra hiç girememiş Ürgüp’ü tanımamızı sağladı. Ürgüp’ten haberdardık sadece. Tüzer, hayatıyla ve sanatıyla aykırı Ürgüp’e dikkatlerin yeniden yoğunlaşmasının imkânlarını gösterdi.

Deliler Dünyasında Bir Marjinal, klasik anlamda bir monografi değil. Hayat, sanat ve eser ilkelerini kitabın iskeleti için kendisine yol gösterici olarak seçmiş olsa da burada belgelerden, arşiv metinlerinden, gazete koleksiyonlarından doğrudan faydanıldığını görmüyoruz. Tüzer’in akademik çalışmalarına aşina olanlar onun edebiyat teorisine dair yazılan metinleri yakından takip ettiğini bilirler. Bu kitapta da, Ürgüp’ün hayatına ve eserlerine yorumlar getirirken felsefeden, sosyolojiden ve psikolojiden, öte yandan modernizm ve bugünün dünyası ve Türkiyesine dair üretilen yayınlardan meydana gelen geniş bir okuma serüveni içerisine girdiğini görüyoruz. Bu açıdan, Tüzer’in kitabı bir hayat inşa edilirken farklı disiplinlerden nasıl beslenileceğini gösteren farklı bir çalışma. Monografilerin klasik ilkelerden bağımsız hareket edilerek başka hangi biçimlerde yazılabileceğini de gösteriyor. Bu, akademik biyografi çalışmalarında henüz yabancısı olduğumuz bir durum.


BİR PSİKİYATRİST OLARAK YAZAR

İbrahim Tüzer’in ortaya koyduğu bu tutumun aksayan tarafları da olduğunu söylememiz gerekiyor. Fikret Ürgüp, Tüzer’in çalışmasından öğrendiğimize göre, anne ve baba tarafından Osmanlı bürokrasisinde üst derecede görevler almış bir aileye mensup. Enver Paşa’nın kızı Mahpeyker Sultan’la evlilik yapmış. En az kendisi kadar trajik bir hayatın sahibi oğlu Hasan Ürgüp’ün intiharından sonra dostları Hasan’ın hatırasını yaşatmak için “estetik açıdan çok kıymetli fotoğraflarını” bir kitapta toplamışlar. Ailenin geçmişinden, evliliğinden, oğlundan belgelere ve görsellere dayalı bir biçimde söz açılması kitabı daha dikkat çekici kılabilirdi. Diğer taraftan Tüzer, farklı bir yol izleyerek yer yer kurgusal metinlerde geçen Ürgüp portrelerini sayfalarına taşıyor. Ürgüp’ün psikiyatrist olması, Tüzer’in Ürgüp’ün bütün yazdıklarına ve hayatına hâkimliği, Ürgüp hakkında yorumlar getirirken kimi zaman olabilmesi mümkün ancak kendi istediği yorumların dışına çıkamayacak tespitler yapıyor izlenimi uyandırıyor. Mesela, “Beyoğlu’nda bir muayenehane açar ve birçok insanın ruhlarına yavaş yavaş dokunmaya başlar Fikret Ürgüp.” benzeri cümlelere çalışmasında yer verdiğini görüyoruz.

Deliler Dünyasında Bir Marjinal, dört ana başlık altında şekillenmiş. İlk bölümde Tüzer, sanatçının hayatına odaklanıyor. Bu bölüm, Ürgüp’ün dostlarının hatıraları, ölümünden sonra yazılanlar ve kendisinin kaleme aldığı Dosdoğru Günlük’ten hareketle kaleme alınmış. İkinci bölümde, Ürgüp’ün gazete ve dergilerde kalmış yazılarının tasnif edilerek sanatçının edebiyata ve sanata bakışı değerlendirilmiş. Bu kısım, Ürgüp poetikasını ortaya koyması bakımından ayrıca değerli. Tüzer, okurun ikinci bölüme yoğunlaşmasını sağlamak adına şu vurguyu yapıyor: “Ürgüp’ün özellikle hikâye evreninin anlaşılmasına imkân tanıyan bu yazılar, dönemini aşarak bugün bile varoluşçu ve gerçeküstü sanatkârlarla bağ kurmak isteyenlere; sanat ve yaratım hususunda derinlikli metinleri merak edenlere kılavuzluk edecek kıymettedir.” Burası, Ürgüp’ün Tanpınar ve Sait Faik’le olan hususi yakınlıklarının izlerinin de görülebileceği ayrıntıları barındırıyor.


Üçüncü bölüm, Ürgüp’ün geride bıraktığı bütün hikâyelerini tematik açıdan inceliyor. Son bölüm ise, Ürgüp hakkında yapılacak yeni çalışmalara imkân sağlayacak bir bibliyografyayı içeriyor. Tüzer, büyük bir gayretle Ürgüp’ün kaleminden çıkmış kitap, çeviri ve yazıları listeliyor. Bu listede, Ürgüp’ün Şizofreni hakkında yazdığı bilimsel bir kitaba ulaşmak da mümkün, tüm yazıların açıklamalı kronolojik künyesini takip etmek de. Bibliyografyalarda her zaman rastlamadığımız bir durum bu. Künyesi verilen yazının içeriği hakkında en azından okuru harekete geçirecek bir bilginin sunulması bibliyografyanın kıymetini artırıyor. Kitapta Fikret Ürgüp hakkında yazılanların künyesini görebiliyor ve dergilerde kalan hikâye ve şiirlerinin tam metinlerine de ulaşıyoruz.

ÜRGÜP’Ü ANLAMAYA ÇALIŞMAK

Türk edebiyatının daha sağlıklı anlaşılması karanlıkta kalmış isimlerin biyografi ve monografilerinin tamamlanmasıyla sağlanacak. İbrahim Tüzer, yeni kitabı Fikret Ürgüp’le bir boşluğu daha aydınlatıyor. Klasik monografi çalışmalarından, teorinin imkânlarından istifade ederek uzaklaşıyor ve bu türden çalışmalara bir yenilik getiriyor. Tüzer’in, Fikret Ürgüp gibi trajik bir hayatın sahibi bir sanatkârı anlamanın zorluğunu üzerinde hissederek yazdığı her satırından anlaşılıyor. Deliler Dünyasında Bir Marjinal’i değerli kılan bir cephe de bu olmalı. Sanatkâra nüfuz etmek.

#fikret ürgüp
٪d سنوات قبل